Akenerji, Ayyıldız Rüzgar Santrali`nde kapasitesini artırmak istiyor!
Akenerji, Ayyıldız Rüzgar Santrali`nde kapasitesini artırmak istiyor!
Akenerji, Balıkesir-Bandırma’da devreye alınan Ayyıldız Rüzgar Santrali’nde kapasite artırımını hedefliyor. Yatırımlarına bu yönde devam eden Akenerji’nin hedefi mevcut 15 MW kapasite 28 MW’a çıkarmak.
“Balıkesir-Bandırma’da, ilk yenilenebilir kaynaklı yatırımımız olarak devreye aldığımız ve bugüne kadar performansından da memnun kaldığımız Ayyıldız Rüzgar Santrali’nde kapasite artırım imkanını değerlendirdik.” Bu sözler Akenerji Genel Müdürü Ahmet Ümit Danışman’a ait. Yeni dönemde kapasite artışına gidileceğini belirten Danışman, mevcut 15 MW kapasite 28 MW’a çıkarmak istediklerini sözlerine ekliyor.
Akenerji, yenilenebilir enerji alanında önemli yatırımlara imza atıyor ve portföyündeki yenilenebilir enerji miktarını artırıyor. Bu kapsamda Akenerji’nin yenilenebilir enerji vizyonu ve kapasitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Akenerji, kaynak çeşitliliğinin önemini çok erken dönemde fark etmiş bir şirket olarak, yenilenebilir alanda yaptığı yatırımların sonucunda, bugün dengeli bir portföy yapısına sahip olmuştur. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yatırım yapan ilk özel şirketlerden biri olarak, bu alandaki üretim yatırımlarımıza 2005 yılından itibaren ağırlık verdik. 2009 yılında 15 MW kurulu güce sahip Ayyıldız Rüzgâr Santrali’ni faaliyete geçiren Akenerji, 2010 yılında devreye aldığı beş hidroelektrik santralinin yanı sıra, 2012 yılında devreye aldığı üç yeni hidroelektrik santrali ile birlikte toplam 388 MW yenilenebilir enerji kaynağına dayalı kurulu güce ulaşmıştır. Yani, Akenerji’nin toplam kurulu gücünün %30’u yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Şirket olarak yenilenebilir enerji alanında yeni yatırım ve proje fırsatlarını değerlendirmeye devam edeceğiz.
Ayyıldız RES’in fizibilite sürecinden bahsedebilir misiniz? Lokasyon olarak Bandırma’yı seçme sebepleriniz nelerdir?
Akenerji olarak 2015 yılındaki stratejimizi, mevcut santrallerimizin piyasa fiyatlarına göre optimum şekilde işletilmesi ve yenilenebilir kaynaklı üretim yapan santrallarımızın kapasite artırım imkanlarının da değerlendirilmesi üzerine kurmuştuk. Bu kapsamda, 2009 yılında Balıkesir-Bandırma’da, ilk yenilenebilir kaynaklı yatırımımız olarak devreye aldığımız ve bugüne kadar performansından da memnun kaldığımız Ayyıldız Rüzgar Santrali’nde kapasite artırım imkanını değerlendirdik. Yapılan fizibilite çalışmaları sonrasında, mevcut 15 MW kapasitenin 28 MW’a çıkartılmasına karar verdik. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na yaptığımız kapasite artış talebimizin uygun görülmesinin ardından, yatırımımızı en kısa sürede devreye alabilmek için, gerekli çalışmalara hızla sürdürüyoruz.
Ayyıldız RES, elektrik üretimini hangi piyasa koşullarına göre gerçekleştiriyor, herhangi bir alım garantisi var mı?
Türkiye`de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimini desteklemek için bir fiyat-alım garantisi mekanizması işletiliyor. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında, devlet, jeotermal, rüzgâr, güneş, su ve biyokütleden elektrik üretenlere asgari bir fiyattan alım garantisi sağlıyor. Bu fiyat, kilowatsaat (kWh) başına su ve rüzgârda 7,3 dolar cent, jeotermalde 10,5 dolar cent, güneş ve çöp gazı dahil biyokütleye dayalı üretimde ise 13,3 dolar cent düzeyindedir. Yatırımda yerli ekipman kullanılması durumunda bu fiyatın üzerine 0,4-2,4 dolar cent aralığında bir yerli katkı primi almak da mümkündür. Bir sonraki yıl boyunca YEKDEM`den yararlanmak isteyenlerin, başvurularını, her yıl Ekim ayı sonuna kadar yapmaları gerekmektedir. Ayyıldız Rüzgar Santralımızı da diğer santrallarımızda olduğu gibi, mevcut piyasa koşullarında, en verimli şekilde işletmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda, kur, piyasa fiyatı ve maliyet beklentimize göre santralımızın bir sonraki yıl boyunca, YEKDEM kapsamında işletilip işletilmeyeceğine karar veriyoruz.
Elektrik üretiminin tamamen serbest piyasa koşullarında yapılmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce bu model Türkiye piyasa yapısıyla uyumlu mu?
Kontrolü kamu tarafından sağlanan EÜAŞ ve bağlı ortaklıklara ait santrallarla birlikte, üretimi yine kamu tarafından kontrol edilen yap-işlet ve yap-işlet-devret santrallerinin 2014 yılı üretimine baktığımızda, kamu kontrolündeki bu üretimin toplam Türkiye üretiminin içinde %50 ağırlığa sahip olduğunu görüyoruz. Rakamsal olarak ifade etmek gerekirse, bu oranın toplam 30.000 MW’a tekabül ettiğini de söyleyebiliriz. TEİAŞ tarafından yayımlanan raporlara baktığımızda, kamu kontrolündeki santrallerin elektriğe daha az ihtiyaç duyulan saatlerde üretimlerini yüksek seviyede tuttuklarını ve elektriğin gerçek üretim maliyetinin veya fırsat maliyetinin dikkate alınmadığıdönemlerin olduğunu gözlemliyoruz. Özel sektör ise maliyet bazlı ve elektriğin en çok ihtiyaç duyulduğu saatlerde üretim yapmaya özen göstermektedir. Dolayısıyla bu durum, elektrik fiyatlarının ciddi bir baskı altında kalmasına neden olmaktadır. EÜAŞ’ın üretimdeki payı düşmediği veya piyasaya özel üretim şirketleri gibi verimli teklif vermediği sürece önceden tahmin edilemeyecek fiyat dalgalanmaları yaşanmaya devam edecektir. Özelleştirmeler ve maliyet bazlı otomatik fiyatlama mekanizasmasına geçilmesi, gelecekte özel sektör yatırımlarının devam edebilmesi için esastır.
Bütün bunlara ek olarak, üretim kaynakları içerisinde büyük ağırlığa sahip olan doğal gazda dış piyasalara bağımlı olunması da sektördeki üreticiler için riski artırmaktadır. Bu şartlarda, yatırım kararı verilirken baz alınacak piyasa fiyatının, şeffaf ve arz-talep dengesine dayanan bir şekilde oluşması esas olmalıdır. Piyasada likiditenin artırılması ve yatırımcılara doğru yatırım sinyalini verecek olan referans piyasa fiyatının oluşturulması önemlidir. Bu açıdan da büyük öneme sahip enerji borsası EPİAŞ’ın etkin işleyişinin sağlanması gerekmektedir. EPİAŞ’ın işlerlik kazanması ile birlikte elektrik piyasasında likidite artacak, piyasa daha etkin ve şeffaf işlemeye başlayacaktır. EPİAŞ, tam olarak işlerlik kazandığında, üretim/tüketim optimizasyonu ile piyasada mevcut ürünlerin de çeşitlendirilmesi sağlanarak, tüketiciler için çok daha fazla seçenek yaratılacaktır.
Türkiye, günümüzde elektrik piyasasında serbestleşme sürecinde büyük ilerleme kaydetmiştir. Yatırımcıların önünü görebildiği, doğru fiyat sinyalinin oluşabileceği etkin ve liberal bir elektrik piyasasının işlerliği aynı derecede liberal bir doğal gaz piyasasını da gerektirmektedir. Doğal gaz piyasasında serbestleşme sürecinin henüz başında olunması, özellikle doğal gazla üretim yapan termik santrallerde üretim ve ciro öngörülerinin gerçekleşmesi noktasında da sıkıntılara neden olabilmektedir. Bu kapsamda BOTAŞ’ın doğal gaz ticaretindeki ağırlığı azaltılmalı ve elektrik sektöründe uygulanan serbestleşme sürecine benzer bir süreç doğal gaz sektöründe de yürütülmelidir. Bu sebeple biz de Akenerji olarak öncelikle EPİAŞ’ın etkin işleyiş kazanmasını destekliyor ve doğal gaz sektöründe de aynı mekanizma içerisinde serbestleşmenin hayata geçmesini arzu ediyoruz.
Çevreyle uyumlu çalışmayı önemsediğinizi biliyoruz, buradan hareketle çevre politikanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Akenerji olarak, kurumsal değerlerimiz olarak belirlediğimiz güven, dürüstlük, hesap verebilirlik, şeffaflık, müşteri memnuniyeti ve sosyal sorumluluk doğrultusunda hem finansal yükümlülüklerimizin hem de çevresel, sosyal ve ekonomik sorumluluklarımızın bilinciyle faaliyet göstermekteyiz. Buna istinaden sürdürülebilirlik yaklaşımımızın temelinde kalite, çevre ve iş sağlığı güvenliği politikalarımız yer alırken, risk yönetimi, etik ve kurumsal yönetim anlayışımız da belirleyici olmaktadır. Stratejimizin temel bileşenleri; mevzuata tam uyum, yüksek müşteri memnuniyeti, operasyonel verimlilik, doğal sermayenin korunması, çevresel ve toplumsal risklerin en aza indirilmesi ve çevre dostu üretimdir.
Amacımız, sürdürülebilir bir enerji için yatırımlar gerçekleştirmek, faaliyetlerimizin çevresel etkilerini göz önünde bulundurarak olası riskleri en aza indirmek, çağdaş teknoloji uygulamalarını kullanarak ve doğal kaynakları en etkin şekilde tüketerek en fazla üretimi gerçekleştirmektir. Çevre konusundaki yaklaşımımızı “yarınlarımızın da en az bugün kadar aydınlık olabilmesi için faaliyetlerimizi her zaman çevreye duyarlı yürütme” anlayışımız şekillendirmektedir.
Santralin yer aldığı yatırım bölgenizde yürüttüğünüz sosyal sorumluluk çalışmalarından bahsedebilir misiniz?
Akenerji olarak, hidroelektrik santrallerimizin bulunduğu bölgelerde ani su yükselişi ve alçalması sonucunda olabilecek tehlikelere karşı yerel halkı bilinçlendirmek amacıyla eğitimler düzenlemeyi sürdürüyoruz. Bu konuda hazırladığımız broşür ve posterleri web sitemizde yayınlamaya ve santrallerin bulunduğu bölgelerde dağıtmaya da devam ediyoruz.
Bilinçlendirme çalışmalarımız 2013 yılından beri devam etmektedir. Bu kapsamda, 2014 yılında Adıyaman’da Kızılın Yılmaz Yığılı Orta Okulu ve Yeşiltepe Orta Okullarını, Trabzon’da ise, Araklı Çankaya Yatılı Bölge Okulu’nu ziyaret ederek öğrenci ve öğretmenlerle bir araya geldik. Bu eğitimlerde, Akenerji’nin Trabzon’da faaliyet gösteren Akocak HES ve Adıyaman`da faaliyet gösteren Burç ve Bulam HES’lerinin işleyişi ve halkın genel olarak hidroelektrik santraller ile ilgili alması gereken kişisel güvenlik önlemleri hakkında bilgiler aktardık. Öğrenci ve öğretmenlerden gelen soruların da yanıtlandığı eğitimlere toplam 673 öğrenci ve 38 öğretmen katıldı. Öğrenciler bu eğitimler sayesinde ayrıca yenilenebilir enerji ve elektrik üretimi ile ilgili de bilgi sahibi oldular.
Bu yıl ise Adana’nın Feke, Himmetli ve Gökkaya bölgelerinde yer alan toplamda 859 öğrenci ve 46 öğretmene konu hakkında bilgi verdik. HES bilgilendirme toplantılarına bu sene Bursa ilinde devam etmeyi planlıyoruz. 2013 yılından bu yana sürdürdüğümüz bu bilinçlendirme çalışmaları kapsamında toplamda 1885 öğrenci ve 107 öğretmen ile bir araya gelmiş olduk.