Nazım Hikmet'in hayatına giren 12 kadın ve onlara yazdığı şiirler
6. Piraye
Nazım 1928 yılında Türkiye’ye döner. 3 ay tutuklu kalır. Bu dönemi şöyle anlatacaktı yıllar sonra:
“Kadınlarla bir daha ciddi bir ilişkiye girmemeye karar verdim. Her an hapse girebilirdim. Kesinlikle evlenmemeliydim.”
Ama karşısına Piraye çıkacaktır. Yıl 1930… Piraye Nazım Hikmet’in kızkardeşi Samiye’nin arkadaşıdır. Piraye, kendisini bırakıp Paris’e giden kocası Vedat Örfi’den boşanmak üzere olan 2 çocuklu (Suzan ve Memet) 24 yaşında bir kadındır. Başlangıçta Piraye’nin ailesi de, Nazım’ın ailesi de farklı nedenlerle istemeyeceklerdi bu ilişkiyi.
Nazım aşkın ilk günlerinde yazdığı Mor Menekşe, Aç Dostlar, Altın Gözlü Çocuk şiirinde Piraye’ye “altın saçlı çocuk” diyecektir.
“EEEEEEEEEY…
kızım, annem, karım, kardeşim
sen
başında güneşler esen
altın gözlü çocuk,
altın gözlü çocuğum benim;
deli çığlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti de yaz,
ben, bir demet mor menekşe olsun
getiremedim
sana!”
1933 yılında evlenmeye karar verirler. Ama 1933 yılının Mart ayında tutuklanır. Piraye sevgilisiydi, tutuklandıktan 4 ay sonra cezaevi müdürünün sorusu üzerine nişanlıyım der. Artık mektuplarında ona öyle hitap edecektir:
“Nişanlım benim, yüzüğünü kalbimde taşıdığım, kalbime geçirdiğim sevgili ! Sana öyle hasretim ki… Nişanlın”
Karıma Birinci Mektup isimli şiirinde de şöyle yazar:
“Yavrum! uyuyamıyorum!
Görünmez kuşlar ötüyor
üstünde kızıl ağaçların.
Alevli bir duman gibi tütüyor
Gözlerimde saçların!
Saçların altın
dudakların nar
koyu kehribar
gözlü sevgilim
Çıkacağımdan
emin değilim.”