Tarihte 20 Eylül
20 Eylül 1928 - İtalya'da "Yüksek Faşist Konsey" en yüksek
yasama organı oldu.
İtalyan faşizmi, Ulusal Faşist Parti'nin 1922 ile 1943 yıllarında
içerisinde yönettiği İtalya Krallığı'nda, 1943 ile 1945 yılları
arasında ise İtalya'nın kuzeyinde kurulan İtalyan Sosyal
Cumhuriyeti'nin resmî ideolojisi olarak uygulanmış yönetim
sistemidir. "İtalyan faşizmi" kavramı, Benito Mussolini'nin
kurucusu olduğu faşizmin İtalya'da uygulandığı dönemi tanımlayıp;
nazizm, falanjizm ve daha pek çok faşist hareketten ayırmak için
kullanılmaktadır.
Mussolini, İtalyan Sosyalist Partisi’nin sendikalist kanadından
geliyordu. Parti gazetesi L’Avanti’nin redaktörleri arasındaydı.
1915 yılında Mussolini kendisi sosyalist partinin savaş karşıtı
manifestosunu imzalamış olmasına rağmen Fasci d’azione
rivoluzionaria örgütünü kurdu. Bu örgüt I. Dünya Savaşı sırasında
İtalya’nın savaşa katılımı yolunda faaliyet gösterdi. Mussolini
halen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun idaresinde bulunan
Adriyatik Denizi’nin doğu yakasını İtalya’ya dâhil etme amacının
propagandasını yapıyordu. Bu faaliyetinin sonucunda sosyalist
partiden çıkartıldı. Bu tarihten sonra sosyalist ve komünist
hareketlerle onlara yakın işçi hareketlerine karşı şiddetli bir
mücadeleye girişti. 1919’da Milano’da Faşist Mücadele Birliklerinin
İttifakı (Fascio di Combattimento) kuruldu. Örgüt otoriter bir
düzen ve Versailles Barış Antlaşması'nın İtalya lehine
düzeltilmesini talep ediyordu. 1919’da I. Dünya Savaşı’nda savaş
pilotluğu yapmış olan yazar Gabriele D’Annunzio’nun Fiume’de
(bugünkü Rijeka) ele geçirmesiyle korporatif bir sisteme, kitle
gösterilerine ve faşizm tarafından devralınan sembolizme dayanan
ilk ön-faşist rejim kurulmuş oldu. 1920’den itibaren faşist hareket
bir kitle hareketine dönüştü. Taraftarları arasında toprak
sahipleri, küçük burjuvalar ve orta sınıf burjuvalar vardı. Politik
karşıtlar Squadri adı verilen çetelerin terör eylemleri sonucu saf
dışı bırakıldı. 1921 yılında Faşist Mücadele Birliklerinin
İttifakı'nın yerine Ulusal Faşist Parti kuruldu. Partiyi
destekleyenler arasında bürokrasi, kilise ve ordu bulunuyordu. Roma
Yürüyüşü sonucu kral III. Vittorio Emanuele, Mussolini’yi 31 Ekim
1922’de Başbakan ilan etti.
Mussolini 1925’te Sosyalist Parti’yi ve antifaşist örgütleri
yasakladı ve kendi lider kültüyle diğer faşist diktatörlükler için
bir model kurdu. Kendini Duce (lider) olarak adlandırıyordu. Ona
göre Duce üniforması ve savaşçı görünümüyle bir halk adamı, bir
işçi, bir baba, bir sporcu, kadınların bir kahramanı ve bir
askerdi. Antik Roma’nın dünya imparatorluğu idealinden devralınan
bir büyük devlet iddiası İtalyan faşizminin temel düşüncesiydi ve
1935’te Etiyopya’nın yağmasına yol açtı. 1938 sonrası faşizm resmi
olarak antisemitist bir politika sürdürdü.
1932’de Mussolini Dottrina del fascismo ile ilk defa İtalyan faşist
ideolojisinin bir taslağını yayınladı. Bu eserinde Mussolini
Friedrich Nietzsche’nin “iktidar isteği” düşüncesiyle ilişkili
olarak ve Vilfredo Pareto’ya dayanarak “büyük adamların” otoriter
rejiminin meşruluğu üzerine tezler ortaya atıyordu. Georges
Sorel’den esinlenerek siyasi olanın yaratıcı şekillendirme ilkesi
için doğrudan eylem ilan ediyordu. Mussolini’nin anlayışında
sendikalizme dayanan korporatist bir ekonomik sistemle sınıf
karşıtlıklarının aşılacağı düşünülüyor ve birçok kaynaktan beslenen
bir milliyetçilikle İtalya Akdeniz imparatorluğunun merkezi olarak
görülüyordu.
Peş peşe gelen askeri başarısızlıklar sonucu 1943’te Mussolini
faşist devletin en yüksek yürütme organı olan Büyük Meclis
tarafından görevinden alındı ve tutuklandı. Ancak Alman Waffen-SS
kuvvetleri Mussolini’yi hapisten kurtardı. Mussolini Kuzey
İtalya’da İtalyan Sosyal Cumhuriyeti’ni (Repubblica Sociale
Italiana) ilan etti. Ancak başarılı olamadı. Daha sonra 28 Nisan
1945'de İtalyan komünistler tarafından idam edildi. Sonraki
yıllarda ideolojisi İtalyan halkı tarafından utanç kaynağı olarak
nitelendirilmiştir.