Tarihte 22 Ekim
1964 - Jean-Paul Sartre Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı ama ödülü
geri çevirdi.
Jean-Paul Sartre (tam adı: Jean-Paul Charles Aymard Sartre) (21
Haziran 1905, Paris - 15 Nisan 1980, Paris), ünlü Fransız yazar ve
düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle
kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer
etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve
siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran
düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci,
romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının
temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının
da temsilcisi olmuştur.
rnSartre, 1964 yılında kendisine verilmek istenen Nobel Edebiyat
Ödülünü geri çevirmiştir. Bunun hem yapıtlarına hem de politik
konumuna zarar vereceğini düşünmüştür. "121'ler Manifestosu" olarak
bilinen bildirgeyi imzalamış ve 1961-1962 yılındaki büyük
gösterilere katılmıştır. Ayrıca, 1966-67 yılları arasında Vietnam
Savaşı'nda meydana gelen katliamları sorgulamak üzere kurulmuş olan
Russell Mahkemesi'nin de başkanlığını yapmıştır. Politik
etkinlikleri giderek yoğunlaşmış ve kendi iç-dönüşümleriyle
birlikte şekillenmiştir. 1968 olayları Sartre'ın kendi fikirlerini
ve geleneksel entelektüel konumlarını da sorguladığı bir dönem
olmuştur. Sovyetler' in Prag'a müdahalesinin ve Fransa'daki öğrenci
hareketlerinin üzerine, teorik politik alanı yeniden
değerlendirmeye başlamış, 1973'te Liberation' u kurmuştur.rn1974
yılında Sartre'ın gözleri büyük oranda görmez oldu. Bu nedenle
politik etkinlikleri yavaşladı, ancak her zaman yine de Batı'nın
Doğu üzerindeki baskılarına karşı etkinliklerde bulundu ve insan
hakları konusunda her zaman duyarlı oldu. Bu tutumuyla, Aydınların
yeri ve rolü konusunda hem teorik hem de pratik bir örnek
oluşturdu.
rnÖte yandan siyasal aktifliğinin onun edebi ve felsefi yönünü
gölgelediği söylenemez. Sartre her şeyden önce kendisinden iyi bir
edebiyatçı ve yetkin bir filozof olarak söz ettirmeyi başardı. 15
Nisan 1980'de Paris'te öldüğünde geride felsefe ve edebiyat
açısından büyük değerde metinler bıraktı. Kendi varoluşçu
felsefesini işlediği yapıtları başlıca; Özgürlüğün Yolları,
Bulantı, Gizli Oturum, Kirli Eller, Sözcükler, Duvar olarak
belirtilebilir.