Tarihte 23 Ekim
1946 - Birleşmiş Milletler, ilk genel toplantısını New York'ta
yaptı.
Birleşmiş Milletler Örgütü ya da kısaca Birleşmiş Milletler (BM),
24 Ekim 1945'te kurulmuş dünya barışını, güvenliğini korumak ve
uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği
oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür. Birleşmiş
Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal
eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş
küresel bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır. Uluslararası
İlişkilerde, kuvvet kullanılmasını ilk olarak evrensel düzeyde
yasaklayan ilk antlaşma Birleşmiş Milletler Antlaşması'dır.
rnÖrgütün, kurulduğu yıllarda 51 olan üye sayısı şu an itibariyle
üyeliği kaldırılan Vatikan ve değiştirilen Çin Halk Cumhuriyeti son
katılan üye Güney Sudan dahil 193'e ulaşmıştır. Örgütün yönetimi
New York'ta bulunan genel merkezinden yürütülür ve üye ülkelerle
her yıl düzenli olarak yapılan toplantılar yine bu genel merkezde
gerçekleştirilir.
Örgüt yapısal olarak idari bölümlere ayrılmıştır; Genel Kurul,
Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel
Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı. Örgütün en göz önündeki
mercii Genel Sekreterdir.rn
Birleşmiş Milletler fikri ilk olarak, II. Dünya Savaşı'nın
bitiminde savaşın galibi ülkeler tarafından, ülkeler arasındaki
anlaşmazlığı ortadan kaldırarak ileride meydana gelebilecek ve
kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne geçebilmek
amacıyla ortaya atılmıştır. Örgüt yapısının halen bu amacı
koruduğunu BM Güvenlik Konseyi'nin varlığı ve çalışmalarıyla ortaya
koymustur. Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup, bu
üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine
sahiptir. Bu ülkeler ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik
Krallık ve Fransa'dır. Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için
9/15 oranı gerekli olup, daimi üyelerden herhangi birisinin aksi
yönde oy kullanmaması gereklidir. BM içtihatlarına göre Güvenlik
Konseyi karar alırken veto yetkisine sahip üyelerden biri veya
birkaçının oylamaya katılmaması bu üyelerin kararı veto ettiği
anlamına gelmemektedir. Ayrıca daimi üyelerin çekimser kalmaları da
aynı sonucu vermektedir.