Tarihte 26 Ekim
1994 - İsrail ile Ürdün arasındaki 46 yıllık savaşa son veren
tarihi barış anlaşması; iki ülke arasındaki sınırda, 5 bin kişinin
katıldığı gösterişli bir törenle imzalandı.rnİsrail–Ürdün Barış
Antlaşması, iki ülke arasında devam eden çeşitli sorunları ve
toprak anlaşmazlıkları çözmek amacıyla 1994 yılında imzalanan barış
antlaşmadır. İki ülke arasında yaşanan sorunlardan dolayı toplamda
18.3 milyar dolarlık bir kayıp meydana gelmişti. Bu barış
antlaşması İsrail ile Filistin Ulusal Yönetimi arasında devam eden
Ortadoğu Barış Süreci'nin bir kolu olmuştur. Antlaşma, 26 Ekim'de
Arava Vadisi'nin (en:Arabah) güney sınırlarında imzalanmıştır. Bu
antlaşmayla Ürdün, Mısır'dan sonra İsrail ile ilişkilerini
normalleştiren 2. Arap ülkesi olmuştur.
Filistin Ulusal Yönetimi ile İsrail arasında imzalanan 1993 tarihli
Oslo I Antlaşması, Ürdün–İsrail Barışı'nın da zeminini hazırladı.
Bu sayede uzun zamandır Ürdün ile İsrail arasında iyi giden
ilişkiler, resmiyete dökülmüş oldu. Ürdün–İsrail ilişkileri, Ürdün
Kralı Hüseyin'in Batı yanlısı politikaları ve aralarında ciddi
sınır sorunu olmaması nedeniyle diğer Arap devletleriyle
karşılaştırıldığında nispeten sorunsuzdu.rn
İsrail–Ürdün arasında 1948 Arap-İsrail Savaşı'ndan itibaren var
olan gergin ilişkiler, Süveyş Krizi'nden sonra Filisitinli
fedailerin Ürdün'den yaptığı saldırıların azalması ile yumuşamaya
başladı. 1967 Savaşı ile İsrail'in Ürdün denetimindeki Doğu Kudüs
ile beraber Batı Şeria'yı işgal etmesi ile ilişkilerde gerginlik
yaşansa da 1970 yılında Ürdün'ün FKÖ'yü ülkesinden atmak için
başlattığı Kara Eylül olayları adı verilen mücadelede İsrail,
Ürdün'e destek vermişti. Olaylar karşısında Suriye, Ürdün'e ordu
gönderirken İsrail Hava Kuvvetleri ise yaptığı uçuşlarla Suriye'ye
gözdağı vermişti. 1973 Arap-İsrail Savaşı'nda Ürdün savaşa müdahil
olmak istememiş ancak, zor durumda kalan Suriye'ye savaşın
sonlarında yardım etmişti.rn1988 yılında Ürdün, İsrail ile
yapılacak bir barış için Batı Şeria'yı geri alma şartından
vazgeçti.Oslo I Antlaşması'nı takiben İsrail başbakanı İzak Rabin
ile İsrail dış işleri bakanı Şimon Peres, Ürdün ile barış
istediklerini açıkladılar. Dönemin ABD başkanı Bill Clinton da
Haşimoğulları'ndan Kral Hüseyin'e barış yapması için baskıda
bulundu ve eğer barış yapılırsa Ürdün'ün borçlarının silineceğini
vaat etti. Bir araya gelen Rabin, Hüseyin ve Clinton, 25 Temmuz
1994'te Washington Bildirgesi'ni imzaladılar. Bildirgede iki ülke
arasındaki savaş durumunun sona erdiği ve BM Güvenlik Konseyi'nin
242 ve 338 sayılı kararlarının temel alınacağı adil bir barışçı
görüşmenin yapılacağı belirtildi.
Washington Bildirgesi'nin sonrasında başlayan barış görüşmelerinde
sorunlardan biri İsrail'in kontrol altında tuttuğu Arava
Vadisi'ndeki 400 km²'lik toprak parçasıyla ilgiliydi. Diğer önemli
bir sorun ise Ürdün Nehri sularının paylaşımıydı. İsrail, Celile
Gölü'nden çıkan Ürdün Nehri sularını Degania Barajı'nda
biriktiriyor ve buradan ulusal su şebekesine aktarıyordu. Bu
sorunlar İsral'in Arava'daki toprağın büyük bir kısımını Ürdün'e
vermeyi kabul etmesi ve yine İsrail'in Ürdün'e her yıl 50 milyon m3
su vermeyi taahhüt etmesiyle sorun çözüldü. Bunun yanında, Ürdün ve
İsrail Yarmuk Nehri sularını da paylaşacaklardı. Bu paylaşıma göre
Ürdün suların dörtte üçünü alacaktı.Bu sorunlu konuların yanında
Ürdün–İsrail ilişkilerinin normalleşmesi, iki ülke arasında
diplomatik ilişkilerin tesisi, iki ülkenin birbirlerinin
egemenliklerine saygı duyması, teröre karşı iş birliği ve
Filistinlilerle yapılacak bir barışta Kudüs'teki kutsal mekanlarla
ilgili Ürdün'e koruyucu statüsü verilebileceği konularında
anlaştılar. 26 Ekim 1994 tarihinde Ürdün başbakanı Abdülselam El
Mecali ve İsrail başbakanı İzak Rabin, Arava Vadisi'nin güney
sınırlarında İsrail–Ürdün Barış Antlaşması'nı imzaladılar.