KİMSE GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL, MUTLAKA İZLEYİN

You.tube platformu hayatımıza girdi. Televizyon out! oldu. Şimdi daha çok You.tube zamanı değil mi?


O zaman size 2020’de start alan bir programdan bahsetmek istiyorum. Belki de hepimizin bir şekilde tanıdığı 25 yılı aşkın süredir sanat dünyasında gerçekten önemli işlere imza atan Armağan Çağlayan’dan söz ediyorum. Sunuculuğuna da yaptığı muhteşem bir program ile 1968 adını verdiği you.tube kanalında karşımızda! 


Adı Gör beni…


Sadece gör beni değil, bir de güncel diye sağ tarafta bir yazı göreceksiniz. Uçuk kaçık masallar adı altında videolar çekiyor. Birini izledim, aids hastalığının dünyada ilk duyulduğu anlardan başladı. Gazete küpürleri ve tanınmış kişilerin haberleri yer alıyor. Anlatmakla olmaz, izlemeniz gerekiyor. 500 bin aboneyi geçen bu kanal oldukça fazla bilgi barındırıyor. Her konsept geçmişe adete ışık tutuyor. 


Hukuk mezunu ve 54 yaşında olan Çağlayan’ın gör beni programını izlerken bir fi esintisi içimden geçmedi değil. Ama burda psikolojik bir durum yok elbette. Sadece hayatlarının kesitlerini anlatması Fi dizisini hatırlattı. 
Yaklaşık 7 ay evvel başlayan bu serüvene bende dahil oldum. Geçenlerde Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırlamak istemesi konusundaki haberleri de okuduk. Yandaş oldu demelerinden korkmuyor musunuz? dediler. Ya adam korksa kimseyi çıkarmazdı. Bu işin dedikodu tarafı gelelim konuklara. Kimler yok ki siyasetçilerden tutun da şarkıcılar, oyuncular daha kimler kimler. 


İlk olarak son günlerde izleme şansına eriştiğim Nilgün Belgün’den söz etmek istiyorum. O neşeli kadının tüm ömrü boyunca babasına sizli bizli konuştuğunu tahmin edebilir misiniz? Nazi subayı gibi dediği babası ile anılarını duyduğumda şaşırdım. Sizi öyle şaşırtan hayatlar olacak ki bu sadece biri. 


Armağan Çağlayan’a konuk olan bir diğer isim ise Yeşim Salkım. O kadın anlatılmaz, dinlenir. Biraz kasvetli ve soğuk bir havası var gibi ama yaşadıkları bayağı delirtici türden ki bu hale gelmiş. Ben Yeşim Salkım’ı eskiden gülümseyerek görüyordum. Ama son zamanlarda enerjisini yüksek gördüğüm bir röportajı olmadı ya da ben denk gelemedim. 


Ah Gülben Ergen ah, çok güldürdün sen. Kendi sesini böyle övmeyen bir şarkıcı az görülür. Aldığı şan derslerini ve sesinin olmadığını söyleyen kıymetli annesi ile olan anıları şahane! Her insan izlemeye değer anılar illa ki yaşamıştır. Ama Gülben’in hem hüzün dolu annelik ve aile hikayesi (abisini kaybedişi), hem de hayatını komedi gibi sunması takdir-e şayandı. 


İşte polemiklerin kadını. Pınar Altuğ. Eşiyle ne kadar çok hırpaladılar. Bu konuda tamamiyle onun yanındayım. Duruşunu hiç bozmadı. Yıllarını bu sektöre vermiş bir kadın. Öncelikle tecrübesine saygı duymak gerekiyor. Özel hayatı kimseyi bağlamaz. Zamanında eşleri ve sevgilileri yüzünden bolca dedikoduya maruz kalsa da nedense aile içinde hep izlendi. Yemek programları, sabah programları ve o hiç bitmeyen dizi “Çocuklar Duymasın” ile dizi sektörüne imzasını atan yapımlardan birinin baş rollerindendi. Bunu kimse inkar edemez.  


Hele Gonca Vuslateri. Çok konuşmadan belki de kendini dinlettiren sayılı ünlülerden oldu. Zor çıkıyor laflar ağzından ama ölçüp tartmak değil o başka bir his. Bazen zordur o anlar, çıkmaz bir türlü kelimeler gözyaşıyla bağlarsın. Kendini anlatman için iyi tanıman da gerekir. Belki de hala keşfedilmemiş noktaların vardır. Nerden biliyorsun ki? 


İzlediğim röportajlardan Atilla Taş’ın yorumlarında ise paranın ve şöhretin ağırlığı altında ezilmiş birini duydum. Sonrası tufan gibi söz etti. Yaşanmışlıklardan öğrenilecek ve ders alınacak çok şey var gibiydi. Seversin ya da sevmezsin. Her insan mutlaka sana bir şey öğretiyor. 


Selin Ciğerci ve Ayta Sözeri’de markajımıza girecek türden deneyimleri ile dikkat çekiyor. Farklı, belki de hiç tanımadığınız bir dünyaya adım atmak gibi, kah üzüntüden kahroluyor kah gülümsüyorsunuz. Ama geneli hüzünlü…


İnsan işte kapalı bir kutu, kimse göründüğü gibi değil. Onlarda bize bu programda “gör beni” diyor. 
Keyifli seyirler…

Yorumlar