'Bombalar sadece sizin değil hepimizin başına düştü'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısının gündemine ilişkin CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde yapılacak etkinliklere değinerek, "15 Temmuz'da bir de Cumhurbaşkanlığı himayesinde diye özel bir program yapmışlar bu özel programda, Meclis'te yapılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı konuşacak, MHP Genel Başkanı, Meclis Başkanı konuşacak. Anamuhalefet partisi genel başkanı ve Meclisteki diğer parti genel başkanı konuşturulmayacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bölmeye kimsenin hakkı yoktur. TBMM Başkanına sesleniyorum; TBMM yerleşkesi ve eklentilerinde Meclis Bütünlüğü içerisinde yapılacak törenlerde sizin keyfinize göre şunlar konuşacak konuşmayacak diye bir ayrım yapma hakkınız yok. 15 Temmuz'a karşı o Meclis'te o bombaların altında hepimiz ben de vardım. Bütün vekiller ordaydı. Bombalar sadece sizin değil hepimizin başına düştü. Darbeye karşı birlikte direndik. Biz çağırdık halkı tankın üzerine çıkın diye" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısının gündemine ilişkin CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Tezcan, konuşmasına başlamadan önce salonda bulunanlara bakarak, "Bronzlaşan arkadaşlar mı var adalet rengi mi oluyor bu?" diyerek tebessüm etti.
SREBRENİTSA KATLİAMI
Srebrenitsa katliamına değinen Tezcan, "Dünya hala bu avcıların
yaşandığı bölgelerin var olduğu 21. Yüzyılın ayıbı içerisinde. Bu
ayıpları ortadan kaldırmanın yolu geçmişte yaşanan bu katliamlara
karşı ortak bir insanlık duruşu gösterebilmektir. Adalet
yürüyüşümüzün bir boyutu da bu ortak insanlık ülküsünü büyütebilme
inancıydı" diye konuştu.
"ARTIK TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK BU
NEDENLE TELAŞLARI BİR KAT DAHA ARTIYOR"
"Adalet yürüyüşü"ne değinen Tezcan, "Bu genel başkanımızın yürüyüşü
değildi. Sadece CHP'lilerin değildi. Bu adalet çığlıydı. Yükselmesi
gereken güç ve kudrette yükseldi. Artık Türkiye'de hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak. Bunu adaletin sebebi sorumlusu
olanlar da gözlüyor ve biliyor. Bu çerçevede telaşları bir kat daha
artıyor" ifadelerini kullandı.
"MALTEPE ÇAĞRISINDAKİ 10 MADDE TÜRKİYE'NİN KARANLIKTAN AYDINLIĞA
ULAŞACAĞI YOL HARİTASI"
Tezcan, "Önümüzdeki yol haritamızda Maltepe çağrısındaki 10 madde
Türkiye'nin karanlıktan aydınlığa ulaşacağı yol haritasının aslında
ta kendisidir. Bu çerçevede adalet mücadelemiz devam edecek"
dedi.
"ARTIK TÜRKİYE'NİN BİR ADALET DAVASI VAR. SÖZCÜSÜ
KEMAL KILIÇDAROĞLU'DUR"
Tezcan, "Bu yürüyüş gösterdi ki artık Türkiye'nin bir adalet davası
var. Adalet davası açtık. Bu davanın bir sözcüsü var. Sözcüsü Kemal
Kılıçdaroğlu'dur. Mücadelesi, alın teri ve arkasındaki toplumsal
destekle sözcüzü olmuştur. 10 maddelik Maltepe çağrısı bir anlamda
ilk dava dilekçesidir. Adaletsizlikle karşılaşan herkes bu dosyanın
içine dilekçelerini koyacaklar. Bu dilekçeler ile davayı
kazanacağız Türkiye adalet davasını kazandığı zaman baskıya,
zorbalığa, diktatörlüğe karşı rahat nefes almış demokrasiyi
yerleştirmiş bir ülke olmanın onurunu
yaşayacak. Türkiye'nin geleceği bu davayı kazanmasına
bağlı" açıklamasında bulundu.
"FAŞİZM KİTLELERİ SOKAĞA ÇAĞIRMAZ. KİTLELERİ MECBUR BIRAKIR"
Tezcan sözlerini şöyle sürdürdü: "Telaşa düştüler
adaletsizliğin sahibi olanlar. Böylesine mazlum, barışçıl bir
eylemi faşizm ile kıyaslamaya faşizm diye adlandırmaya
kalkıştırlar. Ak Parti sözcü Mahir Ünal 'siz faşizme davet
ediyorsunuz' diye açıklama yaptı. Mahir Ünal, faşizmin
ne demek olduğunu ya bilmiyor ya da böyle söylemek ancak
korkularından kurtarıyor. Faşizm kitleleri sokağa çağırmaz.
Kitleleri mecbur eder. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi yargıyı etkisiz
hale getirerek, sokaktan başka çıkış yolu bırakmaz. Tam da
Türkiye'yi tarif ediyor. Bizi sokağa mecbur bırakan tek adam
rejiminin uygulamaları ve dayatmalarıdır. Sokağın sesinin ne kadar
etkili olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
HİTLER'İN VE MUSSOLİNİ'NİN YAPTIKLARINDAN FARKLI
DEĞİLDİR
Faşizm kitleleri bir şekilde sokağa çağırır o da iktidar olduğu
zaman. Devleti elinde tutup kontrol etmeye başladığı
zaman devlet gücüyle halkın bir kesimini sokağa çıkarır.
Halkın geri kalan kesimi ile çatıştırmaya başlar
düşman eder. Yani kutuplaşma siyaseti güder. Tanıdık
geliyor mu bu söylediklerim. Bugün ki iktidarın devlet
kontrolünde halkı sokağa çıkartıp bir çatışma
yaratmaya dönük çağrıları aslında tarihte Hitler'in
ve Mussolini'nin yaptıklarından farklı değildir. Adalet
yürüyüşü ile başlayan o büyük demokratik çıkış Türkiye'nin özgürlük
ve demokrasi tarihinin önemli bir dönüm noktası
olacaktır. Bu boş sözlere de kulak asmayacağız. Biz yolumuzda
kararlıkla devam edeceğiz."
"HALKIN 15 TEMMUZ'UNDA DEMOKRASİ, SARAYIN, 15 TEMMUZ'UNDA DARBE
VAR"
15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne değinen Tezcan şu
ifadeleri kullandı: "15 Temmuz bir darbe girişimine
karşı halkın ve siyaset kurumunun cesaretle direndiği bir büyük
önemli tarihtir. Ancak ne yazık ki, iktidar her şeyde
olduğu gibi. 15 Temmuz'u da ikiye ayırmıştır. 15 Temmuz üzerinden
de bir ötekileştirme kampanyası yürütmektedir. İki 15 Temmuz var.
Biri halkın diğeri sarayın. Halkın 15 Temmuz'unda demokrasi,
sarayın, 15 Temmuz'unda darbe var. sarayın, 15 Temmuz'u
darbeciliğin adıdır. Bir yıl geçmesine rağmen darbenin siyasi ayağı
hala ortaya çıkartılamadı.
OHAL DARBE İLE MÜCADELE İÇİN DEĞİL DARBENİN SİYASİ AYAĞINI
GİZLEMEK İÇİN KULLANILMAKTADIR
Bugüne kadar, Fetullahçı Terör Örgütü'nü devletin bağrına
yetiştirenler, hala devleti yönetmeye devam ediyorlar onların
arasında hiçbir sorumlu yok ortaya çıkartılan. Sarayın 15 Temmuz'u
darbeyi öngören, önlem almayan ve onun sonuçlarını kullanarak bir
yeni darbe yaratan anlayış. Bir yıl geçmesine rağmen darbeyle
hesaplaşmanın önünü tıkamıştır. Bugün OHAL darbe ile mücadele için
değil darbenin siyasi ayağını gizlemek için kullanılmaktadır."
"ANAMUHALEFET PARTİSİ GENEL BAŞKANI VE MECLİSTEKİ
DİĞER PARTİ GENEL BAŞKANI KONUŞTURULMAYACAK"
15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümündeki etkinliklere
değinen Tezcan sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumartesi günü
Meclis'te 15 Temmuz ile ilgili resmi bir toplantı olacak. Siyasi
parti liderleri konuşma yapacaklar. 10 dakika ile
sınırlıyorlar. 15 Temmuz gibi önemli bir konuyu konuşmak
için verilen süre 10 dakika. Bu 15 Temmuz'u konuşmamak için
konuşturmamak için verilen süre. Özelikle korkuyorlar. 15 Temmuz
darbe girişiminin arka planındaki sorumluların gerçek
sorumlularının ortaya çıkmasından özellikle korkuyorlar sonuna
kadar darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılması için mücadele
edeceğiz. 15 Temmuz'da bir de Cumhurbaşkanlığı himayesinde diye
özel bir program yapmışlar bu özel programda, Meclis'te
yapılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
konuşacak, MHP Genel Başkanı, Meclis Başkanı konuşacak.
Anamuhalefet partisi genel başkanı ve Meclisteki diğer
parti genel başkanı konuşturulmayacak.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'Nİ BÖLMEYE KİMSENİN HAKKI
YOKTUR
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bölmeye kimsenin hakkı yoktur. TBMM
Başkanına sesleniyorum; TBMM yerleşkesi ve eklentilerinde Meclis
Bütünlüğü içerisinde yapılacak törenlerde sizin
keyfinize göre şunlar konuşacak konuşmayacak diye bir
ayrım yapma hakkınız yok.
15 TEMMUZ'A KARŞI O MECLİS'TE O BOMBALARIN ALTINDA HEPİMİZ BEN
DE VARDIM
15 Temmuz'a karşı o Meclis'te o bombaların altında hepimiz ben de
vardım. Bütün vekiller ordaydı. Bombalar sadece sizin
değil hepimizin başına düştü. Darbeye karşı birlikte
direndik.
DARBEYE KARŞI HALKIN ŞİMDİ 'TANKIN ÜSTÜNE ÇIKMA ZAMANI' SÖZÜ
BİZİM SÖZÜMÜZDÜR
Darbeye karşı halkın şimdi 'tankın üstüne çıkma zamanı' sözü bizim
sözümüzdür biz çağırdık insanları tankın üzerine çıkın diye. Şimdi
kalkacaksınız TBMM'yi kendi keyfinize göre ayıracaksınız. Meclis'in
bir yarısını yok sayacaksınız. Milletin bir yarısını, milli
iradenin bir yarısını yok sayıp tören yapacaksınız. O töreni
istediğiniz yerde yapabilirsiniz. Ak Parti Genel Merkezi'nde
yapabilirsiniz.
TBMM BABANIZIN MALI DEĞİL. 15 TEMMUZ DİRENİŞİ DE BABANIZIN MALI
DEĞİL
Ama TBMM babanızın malı değil. 15 Temmuz direnişi de babanızın malı
değil. Bunu kendi ayıplarınızı örtmenin bir yorganı, örtüsü haline
getiremezsiniz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bir başka ayıp 15 Temmuz
afişleridir. Öncelikle bütün örgütlerimiz bütün resmi törenlere
katılıp 15 Temmuz anmalarına ve kutlamalarında yer alacak. 15
Temmuz onların babasının malı değil.
AFİŞLERE BAKIYORSUNUZ TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ'Nİ TAHKİR EDEN
FOTOĞRAFLAR
Hep beraber direndik. 15 Temmuz'un özel olarak ilan edilmesinde
bizim de teklifimiz var. Bu hiçbir şekilde toplumu
ayrıştırmanın ve bölmenin aracı haline dönüştürülemez. Afişlere
bakıyorsunuz Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tahkir eden fotoğraflar.
Türk askerini tahkir eden fotoğraflar ile bir silahlı kuvvetler ve
ordu düşmanlığı yaratılmış askerini aciz gösteren bir millet ayakta
kalamaz. Bunun bir Ak Parti klasiği olduğunu biliyoruz.
O ASKER RESİMLERİ DE TÜRK ASKERİ DEĞİL ONU BİLİYORUZ
Daha önce Fetullahçı çete ile beraber kumpas davalarını organize
ederek, şimdi o planın parçalarından bir tanesi karşı tarafa geçti
birbirlerine düşman oldular. Diğer parça Ak Parti iktidarı hala
devam ediyor. Dün silahlı kuvvetler ile halkı karşı karşıya getiren
propaganda mekanizması aynı şekilde 15 Temmuz bahanesi ile yeniden
çalışmaya başlamış. O asker resimleri de Türk askeri değil onu
biliyoruz. Ama Türk askeri gibi göstererek yabancı sitelerden
aldıkları tersimleri koymuşlar utanmadan sıkılmadan aciz bir
silahlı kuvvetler görüntüsü vermeye çalışıyorlar. 15 Temmuz'a karşı
Halkın mücadelesi kadar TSK'nın demokrasiye bağlı unsurlarının da
karşı çıkışı çok önemliydi. Ordusunu yok sayan bir millet, ayakta
kalabilir mi? Bu ne büyük utanmazlık, acizliktir. Derhal bundan
vazgeçilmesi lazım."
"PENSİLVANYA YOLUNU HAÇ YOLU HALİNE GETİREN ONLAR"
Boğaziçi Üniversitesi ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi
çalışanlarına yönelik düzenlenen FETÖ operasyonuna değinen Tezcan,
"Koray Çalışkan'nın yaşamının hiçbir döneminde FETÖ ile ilişkisi
olmamış, 2016 yılında ölen bir FETÖ imamı ile yoğun görüşmeleri var
gerekçesi ile gözaltına alınıyor. FETÖ'cularla ilişki içinde olmak
gözaltına alınma sebebi ise Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere
Adalet ve Kalkınma Partisi kadrolarının hepsinin hapise girmesi
gerekir methiyeler düzen onlar. Pensilvanya yolunu haç yolu haline
getiren onlar" diye konuştu.
"BU İÇTÜZÜKTE MUHALEFETİN SESİ DEMİYORUM, MECLİSİN SESİ
KESİLMEYE ÇALIŞIYOR"
İçtüzükte çalışmalarına ilişkin Tezcan, şöyle konuştu: "Böyle 15
Temmuz anması ve kutlaması olmaz. 1 yıl geçti bir iftira kervanına
dönüştürdüler darbe ile hesaplaşma sürecini. Tek adam rejimini
gayri meşru bir referandum ile yerleştirmeye çalışan bir anlayış en
son içtüzük değişiklikleri ile bu yapıya yeni yapı taşları
eklemenin peşinler. Bu içtüzükte muhalefetin sesi demiyorum,
meclisin sesi kesilmeye çalışıyor. Sarayın vekilleri isteniyor.
Sarayın kulu olmayı reddettik reddedeceğiz.
ŞENTOP İLE GÖRÜŞTÜK. İÇTÜZÜĞÜN ALT KOMİSYONA GÖNDERİLMESİNİ
İSTEDİK
Sayın Şentop ile görüştük. İçtüzüğün alt komisyona gönderilmesini
istedik. İsteme sebebimiz şu; bu diyalog ile çözülmek isteniyorsa
alt komisyon üzerinde konuşulsun, çalışılsın. Alt komisyona gitme
konusunda sanırım bir mutabakat sağlandı."
"RESMİ TÖRENLERE KATILACAĞIZ SÜRECİ ADALET VE KALKINMA PARTİSİ
REZERVİ ANLAYIŞININ BİR PARÇASI OLMAYIZ"
Tezcan, "Resmi törenlere katılacağız ama süreci Adalet ve Kalkınma
Partisi angajmanı içerisine rezervi içerisinde ele alıp bu
anlayışın bir parçası olmayız. Bir siyasi partinin kendi propaganda
aracına dönüştüreceği bir çalışmanın parçası olmayız"
dedi.