Anasayfa /  Politika /  Ak parti

'Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yönetim yapısı yok'

Başbakan Yardımcısı Canikli "DEAŞ'la mücadele etmiyorsunuz hatta destek veriyorsunuz' diye bize uluslararası alanda ahlaksızca saldırılar, haksız saldırılar oldu. Tek mücadele eden de biziz. Başka hiçbir ülke samimi olarak mücadele etmiyor" dedi.

Abone ol
Abone ol 06 Mart 2017 11:54

Başbakan Yardımcısı Nurettin CanikliHatay'da, AK Parti İl Başkanlığınca bir otelde düzenlenen "Güçlü ve Büyük Türkiye Yolunda Geçmişten Günümüze İl Yönetimleri Buluşması"nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin zor şartlar altında kurulduğunu söyledi.

İktidara geldikleri günden bu yana oyun dışına itilmek istendiklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Canikli, şöyle devam etti:

"İlk günden itibaren bu hareketin ortadan kaldırılması, tamamen oyun dışına itilmesi için inanılmaz çalışmalar yapılmış. Kapalı kapılar ardında inanılmaz senaryolar üretilmiş ve hayata geçirilmiş. 27 Nisan e-muhtırasına kadar, muhtıralar Türk siyasi tarihinde hükümetlerin alaşağı edilmesinde çok etkili bir yöntem olarak kullanılmış. Bundan önceki dönemde askerden muhtıra yiyip de görevinin başında kalan hiçbir hükümet yok 27 Nisan e-muhtırasına kadar. Muhtıra yoluyla milli iradenin ortadan kaldırılması tamamen tarihe karıştı. Muhtıranın mürekkebi kurumadan almış başını gitmişler."

"DEAŞ'la mücadele eden tek ülke biziz"

Gezi olaylarına da değinen Canikli, bu eylemlerde bir kesimin organize olduğunu, ancak başarılı olamadığını hatırlattı.

Nurettin Canikli, taşların yavaş yavaş yerine oturduğunu aktararak, "üst akıl"ın ete kemiğe büründüğünü ve fotoğrafının ortaya çıkmaya başladığını anlattı.

Türkiye'nin PKK, FETÖ ve DEAŞ'la mücadele ettiğini anımsatan Canikli, şunları söyledi:

"(DEAŞ'la mücadele etmiyorsunuz, hatta destek veriyorsunuz) diye bize uluslararası alanda ahlaksızca saldırılar oldu. Haksız saldırılar oldu. Tek mücadele eden de biziz. Başka hiçbir ülke samimi olarak mücadele etmiyor. El Bab'ın kontrol edilmesinden sonra DEAŞ elinde bulundurduğu bazı toprakları hiç çatışma olmaksızın PYD'ye bırakıyor. PYD Suriye rejimine bırakıyor. Suriye rejimi bazı yerlerde PYD'ye bırakıyor. Şu hale bakın Allah aşkına. Biz bunları zaten biliyorduk. Artık hiç saklı bir şey kalmadı. Üst akıl da artık somutlaşmaya başladı."

"Ellerinde hiçbir silah kalmadı"

Türkiye'nin kredi derecelendirme kuruluşları aracılığıya da ekonomik olarak yıpratılmaya çalışıldığını dile getiren Nurettin Canikli, "En son 28 Ocak'ta derecelendirme kuruluşu Fitch, 'yatırım yapılabilir' seviye notunu, 'yapılamaz' hale getirdi. Bunun sonucunda da dolarda çok ciddi sıçramalar bekliyorlardı ama tam tersi oldu. O tarihten bu tarihe kadar bakarsak Türk lirası yüzde 6'nın üzerinde değer kazandı. Artık bu noktada ellerinde hiçbir silah kalmadı. Fitch peşinden, en güçlü 5 tane bankamızın görünümünü 'durağandan negatife' çevirdi. O da etkilemedi. Derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik kararlarının subjektif olarak alındığı çok net bir şekilde ortaya kondu. 'Takke düştü kel göründü' yani." şeklinde konuştu.

"16 Nisan'da önemli bir badireyi de atlatmış olacağız"

Canikli, bugüne kadar sayısız badireleri Allah'ın izni ve milletin desteğiyle atlattıklarını belirtti.

Mücadelenin devam edeceğini, o mücadelenin önemli dönemeç noktalarından birinin de 16 Nisan'da açığa çıkacağını vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

"16 Nisan'da milletimizin kararı, biz ona yürekten inanıyoruz, evet olacak ve önemli bir badireyi de atlatmış olacağız. Artık biz daha çok uzun vadeli, Türkiye'nin geleceğine yönelik olarak projeksiyonları düşünmek ve ona göre adım atmak zorundayız. Çok kısa vadeli, günübirlik mücadeleden artık biz çok uzun soluklu planlama ve yönetme konumuna geçmeliyiz. Şimdi, şu anda yönetimde herhangi bir sıkıntı yok. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde ve Başbakanımızın bu liderlik altında aynı amaca hizmet eden, aynı hedef için yürüyen birisi olarak birlikte bu yönetim yapısı altında hizmet ediyorlar. Milletle birlikte ama daha sonraki dönemlerde 10, 15 yıl sonrasında güçlü yönetimlerin Türkiye'de her zaman iş başına gelmesini garanti edecek yönetim sistemini mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu yönetim yapısıyla Türkiye yoluna devam edemez. Çok büyük sıkıntı var. Bu sistem her zaman çatışmayı, kavgayı, kaosu körükleyen potansiyeli içinde barındıran yönetim sistemidir. Bu gün geldiği nokta itibariyle 1982 anayasasında bu sistem dizayn edilirken kesinlikle bununla ülkenin güçsüz bırakılmasına yönelik bir proje olduğunu bugün inanıyor ve düşünüyorum. Bu komplo teorisi falan değil. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yönetim yapısı yok." 


Yorumlar
Çok Okunanlar