24 Mayıs Cuma Hutbesi konusu nedir? İşte 24 Mayıs Cuma Hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığı, 24 Mayıs 2019 tarihli cuma hutbesini yayımladı. Her cuma olduğu gibi bu cuma günü de Müslümanlar camilere akın ederek cuma namazını idrak edecekler. Bu cuma hutbesinin konusu "Kardeşliğimiz Zekât ve Fıtır Sadakasıyla Bereketlensin". İşte 24 Mayıs Diyanet Cuma hutbesi...
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığı, 24 Mayıs 2019 tarihli cuma hutbesini yayımladı. Her cuma olduğu gibi bu cuma günü de Müslümanlar camilere akın ederek cuma namazını idrak edecekler. Bu cuma hutbesinin konusu "Kardeşliğimiz Zekât ve Fıtır Sadakasıyla Bereketlensin". İşte 24 Mayıs Diyanet Cuma hutbesi...
CUMA HUTBESİ (24 MAYIS)
"KARDEŞLİĞİMİZ ZEKÂT VE FITIR SADAKASIYLA BEREKETLENSİN"
Muhterem Müslümanlar!
Bizler imanımızın gereği olarak mümin kardeşlerimize gönülden sevgi
besler, saygı ve şefkat duyarız. Tıpkı bir bedenin uzuvları gibi
birbirimize destek oluruz. Bazen bir sohbetle kardeşimizi
ferahlatır, bazen yüküne omuz veririz. Mali yardımlarımızla
müminlerin derdine derman olur, dualarımızla manevi olarak da
yanlarında yer alırız. Zira şeref kaynağımız, yüce dinimiz İslam,
bizlere dayanışma içinde olmamızı emretmiştir. Cenab-ı Hak, başta
zekât ve fıtır sadakası olmak üzere farklı ibadetlerimiz sayesinde
yardımlaşma bilinci kazanmamızı murad etmiştir.
Aziz Müminler!
Zekât, Din-i Mübin-i İslam'ın üzerine bina edildiği beş temel
esastan biridir. Yerine getirilmesi Allah tarafından kesin bir
şekilde emredilen farz bir ibadettir. Dinen zengin sayılanların
yılda bir defa mallarının belirli bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle
paylaşması, vazgeçilmez bir sorumluluktur. Zekât mali bir ibadettir
ve Rabbimizin verdiği bunca nimete karşı bir şükür ifadesidir.
Zekât, servetin bir kenarda birikip âtıl hale gelmesine engel olur.
Kardeşlik duygularını pekiştirerek zenginle fakir arasında sevgi ve
güven tesis eder. Başta cimrilik ve mal hırsı olmak üzere birçok
kötü huydan mümini korur. Bir taraftan malı temizlerken diğer
taraftan müminin kalbini arındırır. Verenin de alanın da hayatına
bereket olur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de "Onların mallarından zekât
al, bununla onları temizlersin, arıtıp yüceltirsin"
buyurulmaktadır. Bu emrin muhatabı olan Peygamber Efendimiz (s.a.s)
ise bizlere "Sadaka vererek hastalarınız için Allah'tan şifa
isteyin, zekât vererek de mallarınızı korumaya alın." talimatında
bulunmuştur.
Değerli Müslümanlar!
Fıtır sadakası ise insan olarak saygın yaratılmanın, ömrün en
kazançlı dönemleri olan Ramazan günlerine erişmenin ve nihayet
bayrama ulaşmanın şükrüdür. Ramazan'ın sonunu gören her Müslüman,
kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu ailesi için belirli bir miktar
yardımı bayramdan önce ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıdır.
Böylelikle gecesiyle gündüzüyle insanı ibadete davet eden mübarek
Ramazan ayını iyilikle sonlandırmış olur. Fıtır sadakası, ihtiyaç
sahiplerinin bayrama hazırlanmasına, bayramın huzuruna ve neşesine
ortak olmasına vesiledir.
Kıymetli Müminler!
Bir toplumda farklı maddi imkânlara sahip insanların bir arada
yaşaması gayet tabii bir durumdur. Bu farklılığın uçuruma
dönüşmemesi, zenginin yoksulu gözetmesiyle mümkündür. Malında
fakirin hakkı olduğunu idrak edemeyen zengin, bu hakkı sahibine
teslim etmedikçe ziyandadır. Zekâtı ve fıtır sadakasını ihmal etmek
günahtır, büyük bir vebaldir. Cenâb-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de
müminleri şöyle uyarmaktadır: "Ey iman edenler! Alım satım, dostluk
ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan önce Allah'ın size
verdiklerinden O'nun için harcayın..."
Muhterem Müslümanlar!
Kardeşliğimizi zekât ve fıtır sadakası ile bereketlendirelim.
Hayatımızın her anında olduğu gibi, bu Ramazanda da hayır ve
hasenatın öncüsü olalım. Bayram sabahına varmadan fitrelerimizi
muhtaç kardeşlerimizle buluşturalım. İnfakta bulunurken kimseyi
incitmeyelim, gönül kırmayalım. Allah yolunda sevdiğimiz şeylerden
infak etmedikçe iyiliğe asla erişemeyeceğimizi unutmayalım.
Aziz Müminler!
Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız
"Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin" diyor. Önceki Ramazanlarda
olduğu gibi bu Ramazanda da siz hayırsever milletimizin
yardımlarını yurtiçi ve yurtdışındaki ihtiyaç sahiplerine
ulaştıracağız. Gıda kolilerinizle yetimlerin ve fakirlerin
yüzlerini güldüreceksiniz. Binlerce çocuğa bayramlık kıyafet
giydireceksiniz. Mülteci ailelere iftar sofraları kuracaksınız.
Ülkemizde, ümmet coğrafyasında ve dünyanın dört bir yanında,
Allah'ın bizlere emaneti olan ihtiyaç sahiplerinin bayram sabahına
mutlu ve huzurlu bir şekilde uyanmasına vesile olacaksınız
inşallah. Sizleri il ve ilçe müftülüklerimize ve Türkiye Diyanet
Vakfı temsilciliklerimize başvurarak iyilik seferberliğine
katılmaya davet ediyorum. Yapmış olduğumuz ve yapacağımız bütün
yardımların makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Hutbemi bir
âyet-i kerimeyle bitiriyorum: "Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden
kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz.
Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür."