"Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişiklik teklifine ilişkin, "Eğer bu geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur." dedi.
Abone olKılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada,
birinci tur görüşmeleri tamamlanan anayasa değişiklik teklifine
ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanının, devletin sigortası olduğunu ifade eden
Kılıçdaroğlu, iktidar ve muhalefet arasında temel sorun çıktığında
cumhurbaşkanının araya girdiğini, onun için tarafsızlığının önem
taşıdığını belirtti.
Cumhurbaşkanlarının seçildikten sonra anayasaya sadakat üzerine
namus ve şerefi üzerine yemin ettiğine işaret eden Genel Başkan
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının, ettiği yemine sadık kalmasını
istediklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin, kendi iradesini milli irade olarak
millete dikte ettirmemesi, milletin yerine koymaması gerektiğini
vurgulayarak, 80 milyonun, görüş, inanç, yaşam tarzı
farklılıklarına rağmen, milli iradeyi temsil ettiğini ve milli
iradenin ta kendisi olduklarını bildirdi.
Karşı çıktığı düzenlemeler
Anayasa değişikliği teklifinde karşı oldukları düzenlemeleri
sıralayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,
cumhurbaşkanının, bir partinin genel başkanı olmaması, tarafsız
olması gerektiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, eğer bir partinin genel başkanıysa, TBMM'de tarafız
olacağına dair yemin edemeyeceğini anımsattı.
Teklife göre, cumhurbaşkanının, hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi
feshedebileceğini öne süren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam
etti:
"Mevcut anayasada bunun olduğunu söylüyorlar. Anayasada seçimlerden
sonra 45 gün içinde hükümet kurulmazsa Cumhurbaşkanının Meclisi
feshederek, seçime götüreceği yazılı. Şimdi 45 gün yok, istediği
zaman 'Meclisi feshediyorum' diyebilecek. Bu, Türkiye'de kaos
yaratmaktır. Şimdiki Cumhurbaşkanı, 'Ben böyle bir yetkiyi
kullanmayacağım' diyor, senden sonra gelen kullanırsa ne olacak,
bir başkası gelir daha farklı işlem yaparsa ne olur? Adalete
siyaset bulaşmasın dedik. Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı
olursa Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini kendisi tayin
edecek. Buradan adalet çıkmaz. Anayasa Mahkemesine güven duyulmaz.
Biz bunu söylerken, bugünü mü düşünüyoruz, hayır Türkiye'nin
geleceğini düşünüyoruz. Adalete duyduğumuz saygıyı perçinlemek,
yapılan işlem yanlıştır demek istiyoruz. Hakimler ve Savcılar
Kurulunun üyelerinin büyük kısmını yine bir partinin genel başkanı
atayacak. Hakimler, Yargıtay, Danıştay kendi aralarında bir hakim
seçemiyor mu? Yargıya, 'Sizin böyle bir beceriksizliğiniz var, siz
kendi aranızda seçim yapamazsınız, ben yaparım. Çünkü ben milli
iradeyim.' diyorsunuz."
"Yanlış yapıyorsunuz"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'nin kanun çıkarma
yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini, buna karşı çıktıklarına
işaret ederek, bir kişinin, bir kararnameyle bütün kanunları
değiştirmesini doğru bulmadıklarını vurguladı.
Başbakanlığın kalktığını, bakanların devam ettiğini belirten
Kılıçdaroğlu, yolsuzluğu ayyuka çıksa bile bir bakan hakkında
gensoru verilemeyeceğini, parlamentonun hesap soramayacağını öne
sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu, teklifle, hükümet programının açıklamasından
sonra parlamentodan güvenoyu istenmeyeceğini ifade ederek,
"Parlamento aciz, kendi halinde bir parlamento. Yanlıştır. Suriye
politikasında, Balyoz, Ergenekon'da, FETÖ'de nasıl yanlış
yaptıysanız, burada da yanlış yapıyorsunuz." dedi.
"Arka bahçesine dönüştürecek"
Cumhurbaşkanının, istediği zaman devletin bütün kadro ve yapısını
bir kararnameyle değiştirebileceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir
kişiye koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin emanet edilemeyeceğini
belirtti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman Meclisi feshet. O zaman bu Meclisin ne işlevi var?
Vatandaşlar milletvekillerini niye seçtiler? Parlamenter demokratik
rejimden ne eksikliğimiz var. Yanlışımız, eksiğimiz varsa,
tamamlayalım. Eksik var mı var, giderelim. Yazıyla teklif ettik.
'Türk hukukunu darbe hukukundan arındıralım, demokratik parlamenter
sistemi güçlendirelim, burası gazi Meclis, kendi iradesini başka
iradenin altına sokamaz' dedik. Onlar 'hayır' dediler.
550 milletvekilini niye 600'e çıkarıyorlar? 550 milletvekili
neyinize yetmiyor? Asgari ücretlinin haline bak, getiriyorsun 600'e
çıkarıyorsun. Partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı, aynı zamanda
kendi partisinin milletvekillerini belirleyecek. Yani Meclisi kendi
arka bahçesine dönüştürecek. Böyle anlayış olabilir mi? Sonra
Meclise gelip 'Tarafsız cumhurbaşkanıyım' diye ahkam kesecek. Bunun
anlamı Türkiye Cumhuriyeti'ni bir parti devletine dönüştürmektir.
Türkiye'yi, parti devletine dönüştürecekler."
Kılıçdaroğlu, bütçe hakkının, dünyanın bütün parlamentolarında en
temel hak olduğunun, bunun da devredildiğini vurgulayarak, "Milli
bütçe tahminleri neden Meclise gelmesin niye Meclisten korkuyor,
çekiniyorsunuz?" diye sordu.
"Diktatör yaratırız"
"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse bir diktatör yaratırız, her
şeye dokunan ama kendisine dokunulmayan bir diktatör yaratırız."
diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse, rejim tamamen değişecektir.
Parlamenter demokratik rejimden otoriter başkanlık sistemine
geçilecektir. Hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliği olmayacaktır.
Yargı sadece saraya çalışacaktır. Adalet tamamen iflas etmiş
olacaktır. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmayacaktır. Devlet
yönetimine zorbalık hakim olacaktır. Konuşan, eleştiren doğru
içeri. Bir kişi hem hükümet olacak hem Meclis hem mahkeme olacak.
Siz buna evet diyor musunuz? Biz buna 'Hayır, yanlıştır, yapmayın,
etmeyin, Türkiye'yi bir girdabın, anaforun içine sürüklemeyin, iç
çatışma süreci başlatmayın, ülkeye yazıktır günahtır. Demokrasimizi
geliştirmek varken Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına sürüklemeyin'
diyoruz. Etkisiz, yetkisiz sembolik bir Meclis olacak, sayı 600'e
çıkacak. 'Size milletvekilliği aylığı veriyoruz, oturun oturduğunuz
yerde, ne bağırıp duruyorsunuz' diyecekler. Meclis bunu kabul
edecek. Ben vicdanıma, ahlakıma sığdıramıyorum. Eğer bu geçerse
Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu
sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören,
ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa
tanımlasın hepimizin ortak sorunudur. İster kendini ülkücü,
milliyetçi, devrimci, muhafazakar, dindar tanımla, nasıl
tanımlarsan tanımla, ama sen şunu düşünüyorsan, 'Benim gibi
düşünmeyen insanlar da düşüncelerini özgürce ifade etsinler, gün
gelir benim üzerimde baskı kurulabilir, bütün baskılardan arınan
bir Türkiye istiyorum' diyorsan buna hayır diyeceksin."
Kılıçdaroğlu, asıl niyetin anayasa teklifinin görüşmelerinde ortaya
çıktığına işaret ederek, AK Parti'li, Anayasa Komisyonu üyesi bir
milletvekilinin, anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini
söylediğini anımsattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin nasıl bir felakete sürüklenmek
istendiğini herkesin gördüğünü ileri sürerek, bu milletvekilinin
TBMM'de herkesin gözleri önünde, kürsüde bunu söylediğini
aktardı.