Açık hava müzesi: Safranbolu
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “en iyi korunan 20 kent” arasında bulunan Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma tarihi eserleriyle açık hava müzesi unvanıyla anılan Karabük’ün Safranbolu ilçesi, tarihi dokusunu koruyarak geleceğe aktarıyor.
Abone olUNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “en iyi korunan
20
kent” arasında bulunan Bizans, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerinden
kalma tarihi eserleriyle açık hava müzesi unvanıyla anılan
Karabük’ün Safranbolu ilçesi, tarihi dokusunu koruyarak
geleceğe
aktarıyor.
Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Kalıcı Listesi’nde yer alan
alanlar içerisinde “Safranbolu Şehri” adıyla bulunan kent
ölçeğinde
tek yer oma özelliği taşıyan Safranbolu, Osmanlı kent
kültürünün
İstanbul dışında en büyük yaşamsal imgesinin olduğu yer olarak
da
öne çıkıyor.
“Osmanlı’nın parmak izi”, “korumanın başkenti”, “kendini
koruyan
kent” ve “açık hava müzesi” unvanlarıyla anılan tarihi ilçe,
adını
da bölgede yetişen “safran” çiçeğinden alıyor.
Kazasker Cinci Hoca, Sadrazam İzzet Mehmet Paşa, Köprülü
Mehmet
Paşa, Kaptan-ı Derya Salih Paşa gibi isimlerin Osmanlı Sarayı
ile
yakın ilişkiler kurulmasını sağlamasıyla, ilçede birçok
ihtişamlı
yapılar inşa edildi.
İlçede Kazasker Cinci Hoca tarafından yaptırılan Cinci Hanı
ve
Hamamı, İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılan cami ve Saat
Kulesi, Köprülü Mehmet Paşa, Mehmet Ağa, Muslubeyoğlu Hacı
Hüseyin
Hüsnü Efendi camileri, İncekaya Su Kemeri, Eski Hükümet Konağı,
çeşmeler, arastalar ve köprüler, yıllardır hizmet verirken,
yerli
ve yabancı turistlerinde ilgisini çekiyor.
3000 yıllık geçmiş
Tarihte Paflagonya olarak adlandırılan bölgede bulunan
tarihi
Safranbolu’nun bilinen geçmişi Milattan Önce 3000 yıllarına
kadar
gidiyor. Hititler, Firigler, dolaylı yoldan Lidyalılar,
Persler,
Helenistik Krallıklar, Romalılar, Selçuklular, Çabanoğulları,
Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği süren
bölge,
tarih boyunca çeşitli uygarlıklar arasında el değiştirdiği gibi
Türklerle Bizanslılar, Türk beylikleri ile Osmanlılar arasında
da
el değiştirmişti.
Safranbolu Kalesi’nin bugünkü Kent Tarihi Müzesi’nin
bulunduğu
tepe ise Türklerin kesin egemenliğine Selçuklu Sultanı II.
Kılıçarslan’ın oğlu Melik Muhiddin Mesut tarafından 1196
yılında
geçtiği biliniyor.
Ziyaretçi sayısı her yıl artıyor
Osmanlı kent kültürünün en önemli yerlerinin başında gelen
Safranbolu, geçen yıl 1 milyon 260 bin yerli ve yabancı turist
ağırladı.
Dünyanın 80 ülkesinden ziyaretçi ağırlayan tarihi ilçe en
çok
ziyaretçiyi; Çin, Tayvan, Kore, Japonya gibi Uzak Doğu
ülkelerinden
ağırlıyor.
Safranbolu bu yılın ilk 8 ayında 220 bin yerli ve yabancı
konaklamalı turist ağırlarken, ilçeyi 27 bin Çinli, 21 bin
Tayvanlı
turist ziyaret etti. Safranbolu 8 ayda; Çin, Tayvan, Japonya,
Malezya, Amerika, Güney Kore, İtalya, Suudi Arabistan, Almanya
ve
Tayland başta olmak üzere 76 ülkeden misafir ağırlarken, ilçeyi
ilk
8 ayda günü birlik 900 bin kişi ziyaret etti.
Kent üzerine araştırmalar yapan ve kitapları bulunan
araştırmacı
yazar Aytekin Kuş, ilçenin kent ölçeğinde UNESCO Dünya Miras
Listesi’nde bulunan tek yer olduğunu söyledi.
Kuş, dünya markası olmasının kente birçok kazanım
getirdiğini,
Safranbolu’nun dünya çapında tanınan, yurt içinden ve yurt
dışından
konukların gelebildiği, gezdiği ve Osmanlı-Türk yaşamının en
güzel
ayrıntılarıyla gözlemlediği bir yer olduğunu belirtti.
Aytekin Kuş, "Bir şehrin bütün varlıkları başka ülkelere
başka
medeniyetlere ait olsa da toprağın son sahibi olarak bizlere
emanet
edilmiştir. O nedenle Safranbolu’ya geldiğinizde daha önceki
dönemlere ilişkin 24’e yakın tümülüs, mezar alınlıkları
görebilirsiniz. Roma ve Bizans dönemine ilişki kaya mezarları
ve
diğer yapıları görebilirsiniz. Yakın zaman içerisinde de yine
Türkleri buraya gelmeden önce var olan bazı yapılar var.
Bunların
bir tanesi Gazi Süleyman Paşa diye isimlendirdiğimiz Eski Cami
onu
bir kiliseden dönüştüğü söylenegelir. Yine Bizans dönemine ait
Ayestefenos Kilisesi var. Diğerlerin hepsi Osmanlı kültürüne
ilişkin eserler. Bu nedenle bir açık hava müzesi olarak
Safranbolu’yu söyleyebiliriz. Özelikle 16, 17, 18, 19 ve 20.
yüz
yılı burada görebilirsiniz" diye konuştu