Afrika’dan çıkan bir grup, bugün yaşayan tüm insanların atası
Afrika’dan çıkan bir grup, bugün yaşayan tüm insanların atası
Abone olYeni araştırma, dünya çapında yaklaşık 7.4 milyar insan var ama her insanın yaşamındaki genleri geriye doğru takip ettiğinizde, Afrika'da 200 bin yıl önce bulunan bir tek gruba çıkıldığını gösteriyor.
Bilim insanları, farklı popülasyonlardan elde edilen insan DNA’larıyla, şimdiye kadar yapılmış en detaylı genetik çalışmalardan birine imza atarak, türümüzün dünyadaki yayılmasının nasıl olduğunu inceledi. Dailymail’de yer alan habere göre, araştırmacılar, dünyanın geri kalanına yayılmış Afrika’dan ayrılan bir grup ile, 130 bin yıl önceki, modern Afrikalı avcı-toplayıcı popülasyonun atalarının ayrı nüfuslar olduğunu buldu.
Antropoloji ve evrim tarihini yakından ilgilendiren çalışmaya göre, insanlar zaman içinde izole gruplar oluşturmuşlar ve kırılmalar yaşayarak önce kıta dışına ve sonrasında da tüm dünyaya yayılmışlar. Yaklaşık 131 bin yıl önce, Güney Afrika’da bulunan KhoeSan avcı-toplayıcı insanların üyeleriyle, Afrikalı olmayan modern insanların bir atayı paylaştığı görüldü. Son ortak ataları ise Batı Afrika’daki Kongo bölgesinde, takriben 112 bin yıl önce bir yerli cüce kabile grubu olan Mbuti ile paylaşıyorlar. Güney Afrika’daki KhoeSan, Nijerya’daki Yoruba’ndan 87 bin yıl önce ayrışırken, 56 bin yıl önce de Yoruba, Mbuti’den ayrıştı. Çalışmalarını Nature dergisinde yayımlayan araştırmacılar, bugün çevremizdeki modern toplumların Afrika’dan çıkan tek bir insan göçü dalgasına dayandıklarını düşünüyorlar.
Çalışmanın baş yazarı, Harvard Tıp Okulu’ndaki Genetik Departmanı’ndan Bioinformatik Sistemler Yöneticisi Dr. Swapan Mallick, “Afrika’nın dışına doğru genişleyen grubun, Afrika içindeki toplumların büyük bir alt kümesi olup olmadığı belirsizdi. Çalışma gösteriyor ki, genişleme öncesinde bir çok alt etken var.” diyor. Araştırmacılar, dergide yer alan çalışmalarında ise ” Biz, günümüzdeki tüm insanların atalarının nüfus oluşumun en az 200 bin önce gelişen bir temelle başladığını anlıyoruz.” diye belirtiyorlar. Bunun yanında , başka bir çalışmada ise Afrika dışında yaşayan modern insanların atalarının, kıta dışına göçlerinin 75 bin yıl önce gerçekleştiği tahmin ediliyor. Simons Genom Çeşitliliği Projesi kapsamında yürütülen Harvard çalışmasında ise, , dünyada 142 farklı popülasyondan 300 genom analiz edildi. Bunlara, büyük popülasyonlarla karşılaştırmak için, dünyanın her yerinden birçok küçük popülasyon ve Afrika’da bulunan 20 etnik grup dahil edildi. Araştırmayı yöneten Harvard Tıp Okulu’ndan genetikçi Profesör David Reich: “İnsanlar düşünüldüğünde, sadece sanayileşmiş ülkelerde yaşayan insanlar değiliz ve de sayıca büyük gruplar halinde yaşayan insanlar da değiliz. Eğer gerçekten kim olduğumuzu anlamak istiyorsak, insan varyasyonlarının en ilginç yönlerinden bazılarının, sadece küçük popülasyonların sadece yetersiz kalan temsiliyetlerini temsil ettiklerini anlamak zorundayız. ”
Harvard, Nature dergisinde beraber yayımlanan diğer 3 çalışmayla birlikte, Homo Sapiensler tarafından Afrika dışına kaç tane göç dalgası olduğuna dair soruları sınamayı amaçladı. Fosilleşmiş kalıntılara bakıldığında, kıta dışına çeşitli gezilerin yapıldığını öne sürülürken, bazı genetik çalışmalar ise Avustralya, Papua Yeni Gine ve Andaman Adaları’ndaki yerli grupların, diğer Afrikalı olmayanlardan çok erken dönemde Afrika’dan ayrılan bir grubun soyundan geldiğini öne sürmektedir. Yeni çalışmalar ise durumun böyle olmadığını, gerçekte tüm modern insanların yaklaşık 130-125 bin yıl önce Afrikalı Homo Sapiensten ayrılmış bir tek grubun soyundan geldiğini göstermektedir. Araştırmacılar, şimdi, diğer küçük popülasyonların DNA dizilimlerinin çalışmalarını genişleteceğini umuyorlar ve dünya çapında dağılmış farklı etnik popülasyonlardan binlerce olduğunu ve de hepsinin genomlarının analize tabi tutulması gerektiğini belirtiyorlar. Araştırmacılar, ayrıca, genetiğin tek başına tahmin edemediği, kültürel, ekonomik ve entelektüel ilerlemenin son 50 yıl içinde gerçekleştiğini söylüyorlar. ve insan ırkı tarafından gerçekleştirilen gelişimin ve ilerlemenin tetikleyicisinin çevre, yaşam biçimi ve genlerin tamamını birlikte kapsayan bir dizi faktör olduğu belirtiliyor. Profesör Reich, “Genetikçiler genelde, nerede genetiğin açıklayabildiği örnekler varsa onu ararlar. Burada, paradoksal bir şekilde, genetik veri gösteriyor ki, net genetik cevaplar olmayacak. Onları son derece farklı şekillerde düşünmeye izin veren ve aniden atalarımız arasında ortaya çıkan bir ya da birden fazla mutasyona olanak sağlayan bir şey varmış gibi görünmüyor.” diyor.