ALTAY

Yazıya başladığımda Altınordu maçı berabere devam ediyordu. Büyük olasılıkla tamamlayıp editörüme gönderdiğimde de sonuç netleşmemiş olacaktır!. Hiç önemi yok. Kısa bir futbol gezintisine var mısınız?

İzmir’de doğdum. Merhum babam güreş başta sporla çok ilgiliydi. Göztepe’nin Avrupa’da fırtına gibi estiği dönemlerde Alsancak Stadı’ndaydık hep.  ‘ Göz Göz Göztepe ‘ sloganıyla tanıştığımda üç ya da dörttü yaşım. O yaşlardaki takımım Göztepe’ydi!.

Okula bile başlamadan nerede yaşadığımın farkına vardım sonraları!. Alsancak Stadı ve stadın altındaki Altay Spor Kulübü merkezine çok değil 1 buçuk kilometre falan mesafedeydi evimiz. Çevremdeki herkes Altaylı; bir nevi mahalle baskısı! Yaşım altı gibiyken Altaylıydım gari.. 22 Aralık 1974 tarihinde Göztepe’nin Fenerbahçe’ye 7 – 1 kaybettiği maça Konyalı Tahir’in kahvesinde tanık olunca Altay’a virman olmamın dönekliği bitmişti sanki!.

Büyük Mustafa diye biliriz Mustafa Denizli’yi. Umurbey İstiklal’de top oynarken maçlara serbest giriş kartımız vardı. Çok maçını izledim. Alsancak Stadı’nda top toplayıcılığı da yaptım. Sabahattin, Bilal, Zagor, Tay Tay Mustafa, Erol Halen hatırımda. Mahallemizde bir kağıt fabrikası vardı. Sahibi Büyük Mustafa’nın arkadaşıydı. Bal rengi Vosvos’uyla ne zaman oraya ziyarete gelse dört taş bulup iki kaleyi inşa eder ve önünde maç yapardık! Bir de merhum Turgut Uçar’la bir anım var. Mahallemizde postane yoktu. Alsancak Stadı’nın önünden yürüyüp Alsancak Garı’nın karşısındaki postaneye giderdim mektup atmak için. Garın yan kapısında bir büfe de vardı. Yine o yürüyüşlerimden birinde büfeye uğrayıp Gırgır dergisi aldım. Okuya okuya eve dönerken Altay Spor Kulübü binasının önünde Turgut Uçar’a rastladım. Stadın giriş kapılarından birinin önündeki korkuluğun üzerinde oturuyordu. Konuşmayı hiç unutmadım.

‘’ Turgut Abi? ‘’

‘’ Buyur kardeşim. ‘’

Elimdeki Gırgır dergisini uzatarak ekledim: İmzalar mısın?

‘’ Yahu ben neyim ki? ‘’

‘’ Turgut Abisin. ‘’

İmzaladı. Çok ev değiştirdiğimizden kaybettim o dergiyi!.

1984 yılında Üniversite eğitimim için İstanbul’a giderken Altaylıydım anlayacağınız. Yaş 17!. Sakal yok, bıyık henüz terlemiş!. Beşiktaş’la tanıştım. Beşiktaş Çarşısı’nı gezerken bir dönüşüme uğradım gibi oldu. İnönü Stadı’nda Altay’la oynadığı maçı izledim; 2 – 2 bitti diye hatırlıyorum.Ben taraftarı izledim maç boyu! Müthişti.. Beşiktaş’a meyletmiştim gari!. 

Altınordu’yu pas mı geçeceğiz? Zinhar!.

Mahallemizin güzel ağabeylerinden Sedat İlban yıllarca formasını giydi. O’nun penaltıdan attığı golle ( şimdi nostalji olan ) TSYD İzmir Kupası’nı kaldırdığında stattaydım. Mehmet Seyit Başkan’la İzmir Atatürk Lisesi’nin son ‘ Pilav Günü ‘ etkinliğinde tanıştım. Altınordu kalitenin diğer adıdır.

Bir takım daha olacak Süper Lig’de İzmir’den. Maç devam ediyor. Ne mutlu ki; kim kazanırsa kazansın bir takım daha olacak Süper Lig’de İzmir’den… 

Yorumlar