Altın Portakal’dan, Selma Güneri ve Ahmet Mekin’e Onur Ödülü
26 Ekim’de Başlayacak Ve “öze Dönüş” Temasıyla Gerçekleşecek 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Onur Ödülleri Sahipleri Belli Oldu. Onur Ödülleri Bu Yıl; Henüz 14 Yaşındayken İlk Ödülünü Antalya’da Alan, Böylece Festival Tarihinin Altın Portakallı En Genç Oyuncusu Olan Selma Güneri’ye Ve “düğün”den “selvi Boylum, Al Yazmalım”a, Rol Aldığı Sayısız Klasik İle Sinemamızın En Önemli Jönlerinden Ve Karakter Oyuncularından Biri Olan Ahmet Mekin’e Verilecek.
Abone ol26 Ekim’de başlayacak ve “Öze Dönüş” temasıyla gerçekleşecek 56.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Onur Ödülleri sahipleri
belli oldu. Onur Ödülleri bu yıl; henüz 14 yaşındayken ilk ödülünü
Antalya’da alan, böylece festival tarihinin Altın Portakallı en
genç oyuncusu olan Selma Güneri’ye ve “Düğün”den “Selvi Boylum, Al
Yazmalım”a, rol aldığı sayısız klasik ile sinemamızın en önemli
jönlerinden ve karakter oyuncularından biri olan Ahmet Mekin’e
verilecek. Ödüllerini Açılış Töreni’nde alacak olan iki usta
oyuncu, festival kapsamında Antalyalılara özel bir sohbete de
katılacaklar.
Bu yıl “Öze Dönüş” temasıyla gerçekleşecek ve 56.sı yapılacak
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin onur ödülleri sahipleri
belli oldu. 26 Ekim - 1 Kasım 2019 tarihleri arasında düzenlenecek
festivalin bu yılki ödülleri, sinemamızın iki usta oyuncusuna,
Selma Güneri ve Ahmet Mekin’e verilecek.
Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu yaptığı açıklamada, “Bu yıl
festivalin programını ‘Öze Dönüş’ etrafında kurgularken, Onur
Ödülleri’nin de temayı doğrulamasını istedik. İlk ödülünü
Antalya’dan alan ve festival tarihinde bu ödülü alan en genç oyuncu
olan Selma Güneri’ye ve Yeşilçam’ın en etkileyici jönlerinden biri
olmanın yanı sıra, performanslarıyla çok iyi bir karakter
oyuncusuna dönüşen Ahmet Mekin’e bu yılın Onur Ödülleri’ni
vermekten gurur duyuyoruz” dedi.
İlk ödülü Altın Portakal
Selma Güneri’nin karakter canlandırmadaki başarısını vurgulayan
Boyacığlu, sanatçının ödül gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Henüz
13 yaşındayken oynadığı Halit Refiğ filmi ‘İstanbul’un Kızları’ ile
başlayan sinema kariyerinde 100’den fazla filmde başrolde oynayan;
Yılmaz Güney ile rol aldığı ’Ben Öldükçe Yaşarım’ ve Ediz Hun ile
birlikte sinemamızın ikonik çiftlerinden birine dönüştükleri ‘Son
Kuşlar’ filmlerindeki performanslarıyla Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan ve böylece
Festival tarihinin bu ödülü almış en genç oyuncusu da olan; ’Son
Kuşlar’dan ‘Mum Kokulu Kadınlar’a, sayısız ve unutulmaz filmde
canlandırdığı kadın karakterlere getirdiği derinlikli yorum ile
sinemamızın en özel yüzlerinden biri olan oyuncu Selma Güneri’ye
56. Antalya Altın Portakal Film Festivali Onur Ödülü’nün
verilmesine karar verilmiştir.”
Hem jön, hem karakter oyuncusu
Ahmet Boyacıoğlu, festivalin bir diğer Onur Ödülü’nün sahibi de
olan oyuncu Ahmet Mekin’in ödül gerekçesi için şunları söyledi:
“1956’da, yakın arkadaşı Kenan Pars’ın ısrarıyla başladığı sinema
hayatında western’den müzikallere, bilimkurgudan fantastiğe,
sayısız türde 200’e yakın filmde oynayan, Yeşilçam’ın en yakışıklı
ve etkileyici jönlerinden biri olmayı da, “Selvi Boylum, Al
Yazmalım”ın Cemşit Kıraç’ı, “Düğün”ün Ferhat’ı, “Yaralı Kurt”un
İrfan’ı olmayı da başaran; “Bugünün Saraylısı” ve “Kavanozdaki
Adam” gibi kült televizyon dizilerindeki performanslarıyla da
görsel belleğimizde unutulmaz izler bırakan Ahmet Mekin’e 56.
Antalya Altın Portakal Film Festivali Onur Ödülü’nün verilmesine
karar verilmiştir."
Ödüllerini 26 Ekim’de festivalin Açılış Töreni’nde alacak olan
Selma Güneri ve Ahmet Mekin ayrıca, festival kapsamında
gerçekleşecek söyleşi programı “Öğlen Sohbetleri”ne katılarak
Antalyalı sinemaseverlerin sorularını yanıtlayacaklar.
Sinemanın Leslie Caron’ı: Selma Güneri
1951 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını,
dönemin önemli ses sanatçılarından da olan babası Lütfi Güneri ile
ABD’de geçirmiş olsa da ortaokulu okumak için Türkiye’ye dönüş
yaptı. 1964’te henüz 13 yaşındayken katıldığı Perde dergisinin
yarışmasında birinci seçilerek yapımcıların dikkatini çekti ve aynı
yıl Halit Refiğ’in yönettiği “İstanbul’un Kızları” filminde oynadı.
Kemal Film’in yılın en çok izlenen filmlerinden “Beş Şeker Kız”daki
revü kızı rolü onu büyük kitlelere ulaştırdı. “Vazgeçilmez bir
tutku” sözleriyle tarif edeceği sinema hayatının ilk yılında 6
filmde birden rol alan oyuncu, ertesi yıl bu rakamı 18 filme
çıkararak, 60’lar sinemasının en çok aranılan yüzlerinden birine
dönüştü. “Sinemamızın Leslie Caron’ı” olarak da karşılanan Güneri,
1965 yılında kariyerini derinden etkileyen üç filmde birden oynadı.
Bunlardan, Duygu Sağıroğlu’nun yönettiği “Bitmeyen Yol”da Fikret
Hakan ile başrolleri paylaşan ve Erol Taş, Aliye Rona, Ayfer Feray,
Suna Pekuysal gibi isimlerle kamera karşısına geçen Güneri, yine
bir Sağıroğlu filmi olan “Ben Öldükçe Yaşarım”da “okulum oldu”
dediği Yılmaz Güney ile ikinci kez birlikte çalışma fırsatını
yakaladı. Erdoğan Tokatlı’nın yönettiği ve Ediz Hun ile birlikte
sinemamızın ikonik çiftlerinden birine dönüştükleri “Son Kuşlar”
filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı ve böylece Festival tarihinde
ödül alan en genç oyuncu oldu. Ertesi yıl, Bilge Olgaç’ın
“Nikahsızlar” (1966) filminde tanıştığı Yusuf Sezgin ile
evliliklerinden, günümüzün oyuncularından Umut Sezgin dünyaya
geldi. 60’ların sonlarına dek Aram Gülyüz, Cevat Okçugil, Feyzi
Tuna, Halit Refiğ, Orhan Aksoy, Türker İnanoğlu, Yılmaz Atadeniz,
Zafer Davutoğlu gibi usta yönetmenlerin filmlerinde; Cüneyt Arkın,
Ekrem Bora ve Sadri Alışık başta olmak üzere Eşref Kolçak, Fikret
Hakan, İzzet Günay, Kadir İnanır, Tarık Akan ve Yılmaz Gündüz gibi
dönemin usta aktörleriyle başrolleri paylaştı. 60’ların sonlarında,
babasının izini sürdürerek başladığı müzik kariyerini, ses getiren
45’likler ve sahne hayatıyla 70’lerin sonuna dek sürdürdü. 80’lerde
yalnızca televizyon dizilerine ağırlık veren oyuncu, 1996 yılında
Halil Ergün ile birlikte oynadığı iki filmle birden sinemaya geri
döndü. Bunlardan, İrfan Tözüm’ün yönettiği ve 90’ların çok
konuşulan filmlerinden biri olan “Mum Kokulu Kadınlar”daki rolüyle,
Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği’nin (ÇASOD) ödüllerinde En İyi
Kadın Oyuncu seçildi. 2007’de Safa Önal’ın çektiği “Hicran Sokağı”
(2007), 2009 yılında ise Ülkü Erakalın’ın “Çığlık Çığlığa Bir
Sevda” filmlerinde izlediğimiz Güneri, “Dinle Sevgili” (2011-12),
“Filinta ‘Bir Osmanlı Polisiyesi’” dizilerinde de rol aldı.
Türk sinemasının Filiz’i: Ahmet Mekin
1932 yılında İstanbul’da Mekin Ahmet Kurteli adıyla dünyaya
geldi. Uzun boyu nedeniyle arkadaşları arasında “Filiz Ahmet”
olarak anılan ve aslında sporcu olmak isteyen Ahmet Mekin,
geçirdiği rahatsızlık sonucu profesyonel güreş ve futbol hayatını
bırakmak zorunda kaldı. Bu dönemde Bakırköy Halkevi’nde amatör
olarak oyunculuğa başladı. 1956’da, yakın arkadaşı Kenan Pars’ın
ısrarlarıyla Selahattin Burçkin’in yönettiği “Mahşere Kadar”
filminde rol aldı ve ilk sinema filminde Pars’ın yanı sıra Belgin
Doruk, Yılmaz Duru, Kadir Savun gibi isimlerle birlikte oynadı.
Özellikle fiziği ile dikkatleri çeken ve kısa sürede Yeşilçam’ın
yeni jönlerinden birine dönüşen Mekin, 60’lar ve 70’ler boyunca
birçok filmde oynadı. 1959’da Kemal Kan’ın çektiği “Evlatlık”
filminin senaryosunu yazdı; Atıf Yılmaz’ın “Beş Kardeştiler”
(1962), Orhan Aksoy’un “Vurun Kahpeye” (1964), Halit Refiğ’in “Bir
Türk’e Gönül Verdim” (1969), Bilge Olgaç’ın “Kara Gün” (1971),
Lütfi Ö. Akad’ın “Yaralı Kurt” (1972) ve “Düğün” (1973)
filmlerindeki eşsiz performansları onun çok iyi bir karakter
oyuncusu olduğunu da kanıtladı ve 1961’de İzmir Fuarı Festivali’nde
En Başarılı Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldı. 1972-73 yıllarında Dostlar
Tiyatrosu’nun büyük ses getiren oyunu “Abdülcanbaz”da, Turhan
Selçuk’un meşhur çizgi romanı kahramanına hayat verdi. Özellikle
Atıf Yılmaz klasiği “Selvi Boylum, Al Yazmalım” onun adını daha
geniş kitlelere ulaştırdı. Cengiz Aytmatov uyarlaması olan bu
filmde, Kadir İnanır ve “Acı Aşk”tan (1963) sonra yeniden çalıştığı
Türkan Şoray ile başrolleri paylaşan Mekin, filmdeki Cemşit Kıraç
rolüyle sinemamızın unutulmazları arasına girdi. Ertem Eğilmez,
Feyturiye Esen, Halit Refiğ, Lütfi Ömer Akad, Metin Erksan, Nejat
Saydam, Osman Seden, Ülkü Erakalın ve Yılmaz Atadeniz’in de
aralarında olduğu sayısız yönetmenle çalıştı; Mine Mutlu, Muhterem
Nur ve Sevda Ferdağ başta olmak üzere, Arzu Okay, Filiz Akın, Hülya
Aşan, Necla Nazır, Nedret Güvenç, Nilüfer Aydan, Peri Han, Sevim
Çağlayan gibi 60’lar ve 70’lerin önemli kadın oyuncularıyla
birlikte başrolde oynadı. 80’lerin önemli yapımları “Seni Kalbime
Gömdüm” (1982), “Çiçek Abbas” (1982), “Kuyucaklı Yusuf” (1985) ile
başarısını sürdüren Mekin, bu dönemde özellikle televizyon
ekranlarında canlandırdığı karakterlerle de çok konuşuldu. “Bugünün
Saraylısı”ndaki (1985) Ata Efendi ve Türkiye’nin ilk bilimkurgu
yapımlarından “Kavanozdaki Adam”daki (1987) Semih performansları
külte dönüştü. 80’lerin sonunda politika hayatına başlayan Mekin,
90’larda sadece iki filmde yer alırken, 2004’te Ümit Elçi’nin
“Hoşgeldin Hayat” filmiyle geri döndüğü sinemada Sinan Çetin’in
“Kağıt” (2008), Murat Saraçoğlu’nun “72. Koğuş” (2010), Tunç
Okan’ın “Umut Üzümleri” filmlerinde oynadı. 2011 yılında Ali
Özgentürk’ün yönettiği “Görünmeyen” filmindeki performansıyla
İstanbul Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu seçildi. Kendisi
gibi oyuncu olan Şükran Sabuncu‘yla evliliğinden Zeynep ve Kezban
adında iki kızı olan ve 90’ların sonunda yerleştiği Erdek’te
yaşayan Mekin, yeni sezonda “Kimse Bilmez” (2019) adlı televizyon
dizisinde rol alacak.
26 Ekim’de başlıyor
26 Ekim - 1 Kasım 2019 tarihleri arasında Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde düzenlenecek
olan 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin İdari
Direktörlüğünü Cansel Çevikol Tuncer, yönetmenliğini Ahmet
Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre, Antalya
Film Forum’un yöneticiliğini ise Olena Yershova Yıldız
yürütecek.