'Evlilik Programları' son mu buluyor?
Türk örf ve adetlerine uygun görülmediği, toplumun ahlaki değerlerinde yıkıcı etkiler yaratması sebebiyle, evlilik programları meclis gündemine taşındı. Evlilik programları için yolun sonu gözükebilir.
Toplumsal ahlakı ve aile düzenini bozduğu gerekçesiyle uzun zamandır tepki çeken evlilik programlarına tepkiler artıyor. Son dönemlerde duyarlı vatandaşlar, gazeteciler ve siyasetçiler konu hakkındaki şikayetlerini yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Gazeteci Ali Eyüboğlu, ses getiren yazısında "Seyirciyi kandıran, insanları evlilikten soğutan evlilik programları için yolun sonu görünüyor" dedi.
NUMAN KURTULMUŞ: HAİNANE BİR ŞEKİLDE AİLEYİ TAHRİP EDEN BU PROGRAMLAR..
"Aileyi ortadan kaldıracak yıkım programlarının maalesef televizyonlarda da gösterildiğini biliyoruz. Bunlar, Türk örfüne, bizim milletimizin dinine, yaşantısına uymayan hususlar. Ama maalesef hainane bir şekilde, açık söylüyorum, aileyi tahrip edecek şekilde bu programlar, evlilik programları, televizyonlarda gösteriliyor.
RTÜK bir sürü cezalar veriyor. O kadar çok para kazanıyorlar ki o cezalara rağmen, yine aynı melaneti işlemeye devam ediyorlar. Bu ve benzeri programlar bir taraftan, diğer taraftan insanı dinden, diyanetten, Allah'a bağlı olmaktan, kendi geleneklerinden ayıracak bir sürü mesele var.
Bütün bunların karşısında Türkiye'de aile hayatının ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığı açıktır. Bunun için Diyanet İşleri Teşkilatı mensuplarının aileyi yeniden güçlendirecek çalışmalar için mutlaka çok ciddi şekilde hareket etmesi gerekiyor. Gerekiyorsa diğer kurum ve kuruluşlarımızla iş birliği yaparak inşallah ailenin ve kadının güçlendirilmesi için her türlü çalışmalarımızı yapmaya devam edeceğiz."
AK PARTİLİ SATIR: GENÇ KIZLARI PORTAKAL ALIR GİBİ SEÇİYOR, AŞAĞILIYORLAR
Kurulan alt komisyona ilişkin açıklamada bulunan, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Ak Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, komisyona, televizyon kanallarındaki evlilik programlarına ilişkin çok sayıda şikayet dilekçesi geldiğini söyledi.
Ahlaka aykırı yayınlar var
Yüksek izlenme oranları nedeniyle hemen hemen bütün özel kanallarda evlilik ve izdivaç programlarının, izlenme oranlarının en yüksek olduğu saatlerde birkaç saat yayınlandığına dikkati çeken Satır, "Televizyonlardaki evlilik ve izdivaç programlarında aile bütünlüğünü bozan unsurlar var. Hukuka, kadın haklarına ve ahlaka aykırı yayınlar var. Meclise ulaşan dilekçelerle bu konuda inceleme yapma zarureti doğdu." dedi.
Genç kızların manavdan portakal alınır gibi seçildiklerini görüyoruz
Satır, kendilerine ulaşan dilekçelerde, izdivaç programlarına evli olduğu halde katılan kişilerin dahi olduğu yönünde bilgiler bulunduğunu belirterek, "Hasta olanların, ruh sağlığı tedavisi gören insanların aylarca programlara devam ettiğini görüyoruz. Üç genç kızın, genç kızların, bir kayınvalide ve damat adayı karşısında manavdan portakal alınır gibi seçildiklerini, aşağılandıklarını görüyoruz. İşin garibi bu kızların da bunlara tepki, cevap vermediğini üzülerek görüyoruz." diye konuştu.
TBMM KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU BAŞKANI RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU: VATANDAŞIN DA GEREKEN TEPKİYİ KOYMASI GEREKLİ
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, evlilik programlarıyla ilgili sosyal medya, mail ya da dilekçelerle çok sayıda şikayet aldıklarını belirterek, bu doğrultuda TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde, evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkilerini araştırmak, incelemek üzere alt komisyon kurulduğunu hatırlattı.
Bu programlarla ilgili toplumda büyük bir rahatsızlık olduğunu dile getiren Katırcıoğlu, programların aile yapısını olumsuz yönde etkilediği, kişisel onura saldırılar, hakaretler yapıldığı, Türk kültür ve geleneklerine uygun olmayan davranışların sergilendiği yönünde şikayetlerin bulunduğunu söyledi.
Vatandaş da tepkisini göstermeli
Şikayetlerinin büyük bir bölümünde programların kaldırılmasının istendiğini vurgulayan Katırcıoğlu, Meclisin bu konuda gerekli adımları attığını ancak vatandaşın da gerekli tepkiyi koyması gerektiğini belirtti.
Bir vekilimize "Çocuğumu kurtarın" diye yardım çağrısı geldi
Katırcıoğlu, kaldırılması istenen programların büyük bir kesim tarafından izlendiğine işaret ederek, "Programlarla ilgili şikayetler ile reytingler doğru orantılı artış gösteriyor. Bir yandan insanlar şikayet ediyor ama o denli de programları izliyorlar. Birçok vekil arkadaşımıza da şikayetler geliyor. Hatta bir vekilimize, 'Çocuğumu kurtarın' diye yardım çağrısında bulunuldu, arkadaşımızın mücadelesiyle çocuk, programdan çıkarıldı ama bu durum bile reyting malzemesi yapıldı." ifadelerini kullandı.
İzlenme oranlarını düşürün
Vatandaşın sadece şikayet ettiğinin, uygulama noktasında bir şey yapmadığının altını çizen Katırcıoğlu, programlara karşı bir tepkinin oluşması için izlenme oranlarının düşmesi gerektiğini söyledi. Bilinçli bir toplum için sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü anlatan Katırcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Alo 178) diye ücretsiz hat var, programdan rahatsız olan vatandaş, bu numarayı arayarak, 'Şu saatte yayınlanan programdan şikayetçiyiz, kaldırılmasını istiyoruz' diye tepkisini aktarabilir. RTÜK'e 2016 yılında 75 bin 190 şikayet yapılmış ve bu şikayetler üzerine 14 milyon 43 bin 393 lira ceza kesilmiş. Çok büyük bir para gibi gözüküyor ama o programın bir saatlik yayınında bunun kaç katı kazandığı da gerçek. Bu sorunu ceza ya da yasaklama ile çözemeyeceğimizi biliyoruz. Etkin çözüm için ciddi bir kamuoyu oluşturmamız gerekiyor."
Aile dostu yayınlar teşvik edilmeli
Radiye Sezer Katırcıoğlu, komisyona gelen şikayetler üzerine ilgili kurumlarla, RTÜK ile, medya kuruluşlarıyla görüştüklerini, şikayetleri irdelediklerini aktardı. Konunun Meclisin gündeminde olduğunu ifade eden Katırcıoğlu, şunları kaydetti:
"Gerçekten bir yara var ve bu yara için de tepki var. Bunun için biz bir alt komisyon kurduk, raporlarımız çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Acilen bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyoruz. İlgili alanlarla diyalog halindeyiz, önerilerimizi sunuyoruz. Aile dostu, aileyi koruyan, bize ait değerleri taşıyan yayınların teşvik edilmesine ilişkin çalışmalarımız var. Aileyi koruyan, geleceğe umutla bakan, çalışan, üreten bir ülke olmak istiyorsak bu çalışmaları yapmamız gerekiyor."
sabah