'Ölüm riski'ne rağmen hamile kaldı, tıkalı kalp kapağıyla bebeğini dünyaya getirdi
Niğde'de, daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğu ve kalp kapağı takıldığı için doktorların ölüm riski uyarısına karşın hamile kalan Tuğçe Akdemir (24), 38 haftalıkken sezaryenle kız bebek dünyaya getirdi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki doğumun ardından Akdemir'in kalp kapağı üzerindeki pıhtılar ve kalbi tamamen temizlenip, yeni kalp kapağı takıldı.
Niğde'de oturan Tuğçe Akdemir, 11 yaşındayken kalbindeki delik nedeniyle açık kalp ameliyatı oldu. 3 yıl sonra hastalığının nüksetmesi üzerine yeniden ameliyat edilen Akdemir'e kalp kapağı takıldı. Akdemir, 2.5 yıl önce kasap Mahmut Akdemir (25) ile evlendi. Çocuk sahibi olmak isteyen Tuğçe Akdemir'e doktorları hamile kalmaması gerektiğini, aksi takdirde hayatını kaybedebileceğini söyledi. Eşiyle karar alan Akdemir ise doktorların 'ölüm riski' uyarısına rağmen hamile kaldı. Tuğçe Akdemir, hamileliği sırasında düzenli alması gereken ilaçları da kullanmadı. 38 haftalık hamileyken nefes darlığı şikâyeti gittikçe artan Akdemir, Niğde'de bir devlet hastanesine gitti. Burada ameliyatı riskli bulunması üzerine Tuğçe Akdemir, geçen 21 Aralık'ta Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Tedaviye alınan Akdemir'in kalbinin, kapağın üzerinde biriken eski ve yeni pıhtılar nedeniyle görevini yapamaz hale geldiği belirlendi. Anne ve bebeğin hayatını kaybetme riski olduğunu saptayan doktorlar acil ameliyat kararı verdi. Vakit geçirilmeden başlayan operasyonda önce Tuğçe Akdemir'in kız bebeği sezaryenle alındı. Daha sonra 36 saat süren ameliyatla Akdemir'in kalp kapağı üzerindeki pıhtılar ve kalbi tamamen temizlenip, yeni kalp kapağı takıldı. 3 kilo olarak dünyaya gelen bebeğe de 'Yüsra Su' adı verildi.
'BEBEĞİ ÇOK İSTİYORDUK'
Bebeğiyle tedavisi süren Tuğçe Akdemir büyük bir riske girdiklerini belirterek, "Doktorlarım olmasaydı şu an yaşamıyordum. Sadece bebeği çok istiyorduk. Bu nedenle böyle bir risk aldık. Ölümü göze aldık" dedi.
'OLACAKLARI BİLİYORDUK'
Olacakları önceden tahmin ettiklerini belirten Mahmut Akdemir ise "Bebeği çok istiyorduk. Olacakları biliyorduk. Son zamanlarda iyice korkmuştuk. Birbirimizle konuşuyorduk. 'Sıkıntı olmasın, bir doktora gidelim' diyorduk. Allah'a sığınıyorduk. Allah bilir diyorduk. Niğde'den Konya'ya sevk edildik. Zamanla yarıştık. Doktorlarımız olmasa belki de çok daha kötü şeyler olurdu" diye konuştu.
'TIBBEN VE İLMEN İZAH ETMEK ÇOK GÜÇ'
Böyle bir olayın tıbben ve ilmen izah edilemeyeceğini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, 25 yıllık kalp ve damar cerrahı olduğunu, böyle bir vakayla ilk kez karşılaştığını söyledi. Prof. Dr. Büyükateş, şunları kaydetti:
''Mitral kapak eski ve yeni pıhtılarla tamamen tıkanmıştı. Bu anne ve bebeği, 9 ay boyunca tamamen tıkanmış mitral kapaktan nasıl kan geçişi oldu da hayatta kaldı. Bunu tıbben ve ilmen açıklamak mümkün değil. Mitral kapakta birikmiş olan pıhtı, nasıl oldu da 9 ay boyunca annede beyine ya da başka bir organa zarar vermedi. Felç geçirip, bir organını, uzvunu kaybetmedi. Biz izah etmekte çok zorlandık. Hayatımda gördüğüm en ciddi tablolardan bir tanesiydi.''
AMELİYAT 36 SAAT SÜRDÜ
Ameliyatın 36 saat sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Büyükateş, ''36 saat boyunca uyumadan hastanın başında bekledik. Sabaha kadar süren bir ameliyattı. İlk olarak sezaryenle bebeği sağ olarak dünyaya getirdik. Hasta daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğu için hastanın göğsünün açılma esnasında kalbinin yırtılma riski çok yüksekti. Çok titiz ve dikkatli çalışmayla göğüs duvarı serbestlendi. Akciğer makinesine bağlanan hastanın kalbi durduruldu. Eski ve yeni pıhtılar nedeniyle mitral kapak görülmüyordu. Kan geçişi imkânsızdı. Eski kapak ve üzerindeki pıhtılar tamamen çıkartılarak kalbin içi temizlendi. Yerine yeni bir metalik kalp kapağı takıldı. Hastanın her iki akciğer boşluğundaki 3 litre civarındaki kalp yetmezliğine bağlı sıvı boşaltıldı'' diye konuştu.