Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak açıklaması: İkisinin de kaleminde kan var
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, FETÖ davasından tahliye olan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'la ilgili açıklamalarda bulundu. Altan ve Ilıcak'ın aklanmadığını belirten Feyzioğlu, "Bunlar aydın filan değil. Bunlara aydın muamelesi yapılmasın. Kişisel düşüncem her ikisinin de kaleminde kan vardır." ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasının "darbe çağrışımı" davasında "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yargılanan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'la ilgili açıklamalarda bulundu. Altan ve Ilıcak'ın aklanmadığını belirten Feyzioğlu, "Bunlar aydın filan değil. Bunlara aydın muamelesi yapılmasın. Kişisel düşüncem her ikisinin de kaleminde kan vardır." ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen Anadolu Sohbetlerinin konuğu oldu. Feyzioğlu toplantı sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"SEMBOLİK DEĞİL, YETKİLİ CUMHURBAŞKANI"
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetiminin, 12 baronun olağanüstü genel kurul çağrısını oy çokluğuyla reddettiğini kaydeden Feyzioğlu,bazı kesimlerce yaptıklarının anlaşılamıyor olabileceğini belirterek,"Barolarımız 'Metin Feyzioğlu, neden külliyeye gitti' demişler. Metin Feyzioğlu, Avrupa Parlamentosuna gitse bunu diyecekler miydi? Alman Şansölyesine gidip. Türkiye'de insan hakları yoktur, hapishanelerde işkence vardır. Deseydi bana kızacaklar mıydı. Soruyorum sadece. Metin Feyzioğlu meslektaşların ve vatandaşların 10 yıllardır birikmiş sorunlarının çözümünde hükümet sisteminde en yetkili ve siyasi sorumluluğu olan Cumhurbaşkanına gitti. Sembolik Cumhurbaşkanı değil, yetkili Cumhurbaşkanı. Çözüm orada. Yargı stratejisi paketi nasıl olur da külliyede açıklanır diye tepki gösterdiler. Biraz ironi ile sordum; 'sizin evde mi açıklasın' diye. Bize mi gelsin açıklasın. Cumhurbaşkanı imzalı senet veriyor;' ben bu yargı paketi strateji belgesini paketler halinde açıklayacağım' dedi. Meclis başkanı neden açıklamadı, adalet bakanı neden açıklamadı diyenler oldu. Daha güvenceli sağlam bir makam açıklıyor. Senet veriyor, senet. Yapılmaz denilen yapıldı. Ankara adliyesi projesi hayata geçiyor muazzam işler bunlar" dedi.
"BU MİLLETİN BANA VERDİĞİNİ GERİ ÖDEMEYE GAYRET ETTİM"
Türkiye ittifakı cümlesinin kendisini heyecanlandırdığını ifade eden Feyzioğlu, "Sonucu gördüğüm için heyecanlanıyorum. 30 senem hizmet telaşıyla geçmiş. Bu milletin bana verdiğini geri ödemeye gayret ettim. İlk kez bir adalet Bakanı çok kapsamlı bir reform çalışmasın başlarken bize birlikte yapalım dedi. Türkiye ittifakı nasıl olacak kuru kuruya mı olacak. Gel bir birlikte çalışalım demek bunun bir tezahürüdür. Türkiye ittifakı gel benim siyasi partimde saf tut demek değil. Herkes kendi ilgi , görev alanında birlikte çalışsın. Kafa kafaya verip ortak aklı üretsin. Bu ittifak Maçka Hatay çizgisinin ortadan kalmasını yüzde yüz sağlar. Biz yargı paketi strateji belgesindeki çalışmayı terör için ortaya koysak terörü bitiririz. Kıbrıs çözümünde aynı yaklaşımı izlesek bu meseleyi çözeriz. Bu anlayışı hayata geçirsek kalkınır gideriz. Doğru iş yapılmıştır. Doğru işten feyz almak lazımdır. Türkiye Suriye'de doğru bir dış politikaya dönmüştür, 3 kutuplu dünyayı doğru okumaktadır. Cumhuriyet'in kuruluşundan gelen politikayı doğru uygulamaktadır" diye konuştu.
"YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMLE GURUR DUYUYORUZ"
Türkiye'nin savunma sanayinde milli ürünler kullanmasının kendisini mutlu ettiğini kaydeden Feyzioğlu, Barış Pınarı harekatıyla yakalanan büyük başarıya ilişkin, "Türkiye'de ihtiyacı olan silahları vermedikleri için teşekkür ediyorum. Kendi silahımızı ürettik teknolojik anlamda en gelişmiş oldu. Kötü ev sahibi kiracıyı mülk sahibi yaparmış. Bizde mülk sahibi olduk. Tanklarımız geliyor. Drone'larımız dünya çapında oldu. Vermeyince biz yapıyoruz. Bunlardan gurur duymak en milli histir. Bu üç kutuplu dünyada Türkiye ordusunun gücünü 250 yıllık diplomasi birikimini kullanarak muazzam bir başarıya imza attı. Sahaya girdi, M4 karayolunu bıçak gibi kesti. Bir gün sonra ABD başkan yardımcısı koştu geldi. Aynı 8 gün içerisinde ABD ve Rusya ile mutabakat yapıldı. Göreceksiniz kalanı da çekecekler. Buradan sesleniyorum; benim düşüncem şudur, oradaki yabancı güçler çekilmeden Türkiye zaten çekilemez. Yabancı güçlerin oradan çekilmesi ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması için Türkiye'nin Rusya ilgili atması gereken önemli bir adım vardır" diye konuştu.
"TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU BİLEREK VE İSTEYEREK DESTEKLEMİŞLER"
Yargı paketindeki düzenlemeden çok farklı kesimlerin yararlandığına dikkat çeken Feyzioğlu,"Bu gazete sabah yargı paketini destekliyorum diye sabah akşam bana saldırıyor. İşte buyurun eski yazarınız çıktı. Kimler yararlanıyor görüyorsunuz. Bu Türkiye'yi kucaklamak yolunda önemli bir adım. Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Ahmet Altan. Bunlardan üçü, 'Hükümeti ortadan kaldırmak, Meclisi ortadan kaldırmak, anayasal düzeni ortadan kaldırmak ve terör örgütüne bilerek, isteyerek destek olmaktan' İstanbul Ağır cezada mahkum oldular. İstinafa gitti istinaf onadı. Cezalar 5 yıl üstünde olduğu için temyize gittiler. Temyiz mahkemesi dedi ki, Mehmet Altan onun açıklamalarını eleştirici ve muhalif olma anlamında alıyorum. Terör örgütünü desteklediğine dair somut bir delil bulamadım. 15 Temmuz'u bildiğine, darbe yapılacağına dair delile rastlamadım dedi. Bozdu. Ilıcak ve Ahmet Altan ile ilgili ise; 15 Temmuz'da darbe olacağına dair bir bilgiye sahip oldukları dosyada yok. Bunlar çok yoğun bir şekilde terör örgütü FETÖ 'yü yoğun bir şekilde desteklemişler dedi. Terör örgütü olduğunu bilerek, isteyerek desteklemişler dedi. Bakın aklamıyor. Terör örgütünün bilerek isteyerek desteklemişler ama bu terör örgütünün darbeye kalkışacağına dair delil dosyada yok dedi. Bu sebeple bozdu. İstanbul ağır ceza mahkemesi Yargıtay kararı gibi beraat ettirdi. Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan ile ilgili, darbeyi destekleyen bir delil bulamadım. Terör örgütüne verdikleri destekten 10 yıl 6 ay cezalandırıyorum dedi. 10 yıl 6 ay. Aklanma yok. Nazlı Ilıcak ile ilgili tüm yargılama safhasında pişmanlığını dile getirdi. ' Ben ettim siz etmeyin, dedi. Onun hakkında indirimine gitti. Ahmet Altan'a döndü ; Ahmet Altan pişman değilim, bugün olsa yine yaparım dedi. Onunla ilgili indirim uygulamadı. Hukuk işliyor. Yattığına baktı , 'hüküm kesinleşinceye kadar ben bunları tahliye edeyim, hüküm kesinleşince ben bunları yatarı varsa içeri alırım' dedi" şeklinde konuştu.
"KALEMLERİNDE KAN VARDIR"
Yargının adil bir şekilde işlemesinden en çok FETÖ'nün zarar göreceğini belirten Feyzioğlu, "Yargı adil bir şekilde işlesin ki FETÖ bundan istifade etmesin. FETÖ; çuvala doğru ve yanlış konulsun, yanlışlar doğruları gölgelesin ve Türkiye adaletsizliği ile gündemde olan bir ülkeye dönüşsün istiyor. FETÖ'nün kumpas davalarında yaptığını yapmamalıyız. Bizim FETÖ'den farkımız Bu devletin adaletle var olacağını biliyor olmamız. Ilıcak ve Altan aklanmamıştır. Bu kişiler sırf siyasi iktidara muhalif diye vaktiyle devleti ele geçirme noktasına gelmiş bir hain kanlı, sefil bir terör örgütünü her cümleleriyle desteklediklerini kendine demokratım diyenler unutmasın. Bunlar aydın filan değil. Bunlara aydın muamelesi yapılmasın. Bunlar Türk Mahkemeleri kararlarıyla suçlu ilan edilmişlerdir. Gazetecilik yapmadıkları suç işledikleri sabit olmuştur. İşledikleri suç darbeye teşebbüs değil terör örgütlerini desteklemek olarak karar vermiştir. İstinafı gördük, Temyizi göreceğiz bakalım ne çıkacak. Kişisel düşüncem her ikisinin kaleminde kan vardır. Onlar gazeteci değil. Onlar, haindir diye bu ülkenin vatanseverleri zindana atılırken sevinç çığlıkları atmışlardır. Ben bunları unutmam. Vicdanıma da unutturmam. Onlara gazeteci, kahraman muamelesi yapmak söz konusu olamaz. Silivri zindanının kapıları kırılıp FETÖ mağdurları çıkınca onlar kahraman olarak çıktılar. Bunlar cezalarını çekince utanç içinde çıkmalılar. Bunu hep birlikte sağlamalıyız" diye konuştu.,