Aşı pasaportu nedir? Aşı pasaportu uygulanmaya başlandı mı?

AŞI PASAPORTU UYGULANMAYA BAŞLADI MI?

Aşıya ulaşım açısından daha şanslı olan ülkeler için aşı pasaportunu aynı zamanda özgürlük bileti olarak tanımlayabiliriz.

Bazı ülkelerde aşı pasaportu şimdiden uygulanmaya başlandı. İzlanda, ocak ayı sonunda aşı sertifikası veren ilk Avrupa ülkesi oldu. Ardından Yunanistan, iki doz aşılanması tamamlanmış olanlar için dijital aşı sertifikası kullanacağını açıkladı. Şu anda aşı sertifikası veren veya isteyen ülkeler arasında Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Macaristan, İtalya, Polonya, Portekiz, Slovakya, İspanya ve İsveç gibi ülkeler bulunmakta. Birçok ülkede ise hükümetler aşı pasaportunu sokağa çıkma yasaklarından ve seyahat yasaklarından bir çıkış yolu olarak tartışmaya başladı.

AŞI PASAPORTLARINA İTİRAZLAR NELERDİR?

Risk gruplarıyla sınırlandırılmış aşılamada bile dünya nüfusunda hedeflenen yüzde 60-70 aşılanma oranına ulaşamayacağımıza, aşıya dair bilgi eksikliklerimizi de eklediğimizde aslında aşı pasaportunu hayata geçirebilmek için çok erken bir süreçteyiz.

Aşı pasaportu uygulamasına iyi tarafından bakacak olursak, kişiler aşılandıklarına dair kanıt sunmaları dahilinde başka bir ülkeye gittiklerinde karantina engeline takılmayacak. Tersten yani aşıya ulaşamayan kişiler ya da ülkeler açısından bakıldığında ise bu uygulamanın “dışlama ve ayrımcılık” dahil olmak üzere pek çok tartışmayı birlikte getirebileceğini de öngörebilmek zor değil. İnsan hakları ve kişisel verilerin korunması üzerine olumsuz etkilerinin neler olabileceği, dahası kişilerin Covid-19 testlerine veya aşılarına erişememeleri durumunda, sağlık durumlarını kanıtlayamadıklarından, fiilen özgürlüklerinin kısıtlanmış olacağı. Bu konulara şimdiden kafa yormak gerekiyor.

İnsanlar yeniden kamusal hayata tam anlamıyla katılacaklarsa, bir tür sertifikalar veya pasaportun bir ön koşul haline gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

Türkiye’de aşı pasaportu konusu henüz gündemde bile değil. Siyaset kurumunun aşı pasaportu konusunun çözülmesi gereken küresel bir sorun olarak önümüze gelmesini beklemeden, bir an önce gerekli çalışmaları yapması ve olasılıkları öngörerek hazırlıklı olması şart.