ASTIMLA KARIŞABİLEN BİR HASTALIK. “ÇOCUKLUK VEREMİ”
Çocukluk veremi, öksürük, hırlama halsizlik iştahsızlık hafif ateş yaptığından,sıklıkla astım ya da zatürre ile karıştırılır.
Tanı koymak güçtür.Çünkü nadiren akciğerde hafif bir leke ve o bölgeyi kontrol eden lenf bezinde şişme ile karakterize bulgu görülür.Antibiyotikle ya da kendiliğinden de genellikle kaybolur.
Hastalığın %95 ı soğuk algınlığı ya da zatürre zannedildiğinden verilen ilaçlarla değilde vucudun savunma mekanizmaları ile kendiliğinden geçer.%5 kadar hastada ise vucudun bağışıklığı gelişmediğinden hastalık ilerler,erişkin veremine veya çok daha ağır verem formları olan kan yoluyla yayılan milier verem,menenjit veremi,akciğer zar veremi,kemik veremi,lenf bezi veremi,böbrek veremi,genital organ veremi,beyin veremi gibi birçok hastalığa neden olur.
Tanı koymada kullanılan PPD testine bir anlam yüklemek zordur.Türkiyede BCG (verem)aşısı her yeni doğana yapıldığı için bu test herkesde pozitiftir.Aşırı yüksek olmasıda tartışmalıdır.Bu hastalar immün (Bağışıklık) sisteminin kuvvetli olduğunu gösterdiği konusunda görüşler hakimdir.
Veremde hastalık iki basamaktan oluşmaktadır.
1-Primer verem.Çocukluk veremi.Burda tanı koymak gerçekten zordur.Sırf PPD ye bakıp verem var veya yok demek kesinleşmiş bir hatadır.Bu dönem çocukta sıklıkla kendiliğinden geçer.%5 kadarında bağışıklık yetersizliğinden hastalık ilerler.Bu hastalarda PPD genellikle negatif bulunduğu ve bağışıklık yetersizliği olduğundan hastalık ilerler.PPD pozitif olanlarda bu ilerleme son derecede nadirdir.
2-Erişkin veremi.Burda tanı koymak çok daha kolaydır.Akciğer filmi genellikle belirti verir.Diğer laboratuvar bulguları ile destekleyerek tanı çabuk koyulur.Bu tanıda da PPD nin katkısı yine hiç yoktur.
Kısaca PPD verem hastalığını göstermez.Sadece şahsın verem mikrobu proteini ile tanıştığını gösterir.Bu tanışma daha çok verem aşısı (BCG) iledir.Birde ailede veremli varsa bu da sıklıkla büyük anne ya da babadır.Yaşlılarda verem kronikleşmiş,vucut hastalığa uyum sağlamış hafif öksürüklerle gider.Bir huzur evinde başka nedenlerle ölen yaşlılarda yapılan otopsi sonucunda % 90 akciğer veremi tesbit edilmiştir.Bu nedenle yaşlılar bilhassa çocukluk vereminden sorumludurlar.Çocuklar büyüklerden damlacık infeksiyonu olarak solunum yoluyla aldıkları verem mikrobunu akciğerlerde % 95 alveoler makrofajlar sayesınde çevreleyerek yok ederler.Bu arada vereme karşı eğer aşı olmadıysak bağışıklık gelişir ve PPD pozitifleşir.Eğer akciğerde alveolar makrofajlar bu verem mikrobunu yok edemezlerse bağışıklık oluşamaz ya da az oluşur.Bunlarda PPD ya negatif yada küçüktür.
PPD yi küçük yada negatif bulmak sevinilecek birşey değildir.PPD negatif bulunanlara bir hafta sonra PPD tekrarlanır.Bunda da PPD negatif bulunursa verem aşısı yapmak gereklidir.Ve yine PPD pozitifleşmezse bağışıklık sistemimizi bozan hastalıklar araştırılmalıdır.Bu hastalıklar ağır verem türleri-( millier verem,menengitis verem )Ayrıca şeker hastalığı,lösemi,lenfoma, sarcoidoz,ağır böbrek yetersizliği,AIDS gibi hastalıklarda ,kortizon kullananlarda PPD negatiftir.
Bizde tıp eğitimi hep Amerikan kaynaklarına göredir.Kitaplardaki PPD bölümleri sadece Amerika veya gelişmiş ülkeler için geçerli olabilir.Verem aşıları Amerika ve Avrupanın birçok ülkesinde uygulanmamaktadır.PPD konusunda yazan bilgiler BCG (verem aşısı) olunmayan ülkelerde anlamlı olabilir.Fakat Türkiye gibi doğduğu gibi verem aşısı uygulanan ülkelerde PPD ye aşırı anlam yüklemek bu konudaki bilgi eksikliğini ve deneyimsizliği gösterir.
Sadece PPD ye bakarak verem hastalığı tanısı koymak bu konudaki bilgi yetersizliğini gösterir.
Doç.Dr.Fedai Barcan'ı takip etmek için