Babacan'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelttiği suçlamalarla ilgili flaş açıklama
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelttiği suçlamalarla ilgili olarak "Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli. Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin? İleride daha ağır şeyler de söylenebilir" dedi.
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelttiği suçlamalarla ilgili olarak "Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli. Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin? İleride daha ağır şeyler de söylenebilir" dedi.
Yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, T24'ten Şirin Payzın'ın sorularını yanıtladı. Yeni parti çalışmalarının beklediğinden uzun sürdüğünü ve kuruluşun 2020'ye sarkacağını ifade eden Babacan, "Ama bu haftalarla ifade edilecek bir sarkma değil. Partinin adını milletimiz koyacak" dedi.
Babacan partiyle ilgili bilgiler de verdi. "Ana akım parti olacağız. Kadro partisi olacağız. Türkiye'nin bir başka tek adam partisine ihtiyacı yok" görüşünü dile getiren Babacan, devamla "Yüzde birlik bir kesimin bile haklarını koruyacağız. Türkiye'nin ihtiyacı katılımcı ve çoğulcu demokrasi" ifadesini kullandı.
'Siyasi hesaplaşmanız varsa siyaset zemininde yapılmalı'
Babacan, Şehir Üniversitesi etrafında dönen tartışmayla ilgili olarak da "Eğer siyasi hesaplaşmanız varsa siyaset zemininde yapılmalı. Binlerce öğrenciyi neden mağdur ediyorsunuz?" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve kendisi için kullandığı "Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu. Sizin dürüstlüğünüz buysa bu ülke batmış.Ben bunları niye anlatıyorum? Kimin ne olduğunu yaptıklarıyla öğrenin diye. Ve bunlar Halkbank'ı da dolandırmaya çalışıyorlar" ifadesine de değinen Babacan, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli… Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin. Bana ileride daha ağır şeyler de söylenebilir, biz her şeyi göze aldık. Kararımız tam. Bizi kimse bu yoldan çeviremez. Her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar olabilir çamur atanlar olabilir. Çamur atanların da eli pislenir o çamurdan da kolay kolay kurtulamazlar."
'Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor'
Babacan, siyasete neden döndüğü sorusuna da "Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor. Bu ülkeye yazık, biz bunu hak etmiyoruz. Bu ülkede topyekun bir siyasi revizyon gerekiyor. '50+1 benim vatandaşım, sadece onları sahiplenirim'; böyle bir yönetim olamaz" yanıtını verdi.
'Demirtaş ve Kavala tutuksuz yargılanmalı'
Babacan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın tutukluluğunu da eleştirdi. Bu iki ismin tutuksuz yargılanması gerektiğini vurgulayan Babacan, "Demirtaş'ın temsil ettiği siyasi çizginin önü ne kadar açık olursa, siyaset içinde olursa Türkiye için o kadar faydalıdır. Kavala herkesin tanıdığı bir isim, ne yaptığı belli. Ben şahsen tutuksuz yargılamadan yanayım"görüşünü dile getirdi.
'Gezi davasında mağdur olarak yer almam benim talep ettiğim bir durum değil'
2013 yılında düzenlenen Gezi Parkı eylemleriyle ilgili görüşleri sorulan Babacan, "Samimi eleştirilere bile tahammül edememek çok yazık. Gezi davasında mağdur olarak yer almam benim talep ettiğim bir durum değil. Şahsi olarak Gezi ile alakalı hiçbir mağduriyetim yok" dedi ve şunları kaydetti:
"Her gösteri her düşünce her sesini çıkaran düşman değil. İfade ve gösteri özgürlüğüne tehdit var. İnsanlar her bir araya geldiğinde 'devleti yıkmak istiyor' denemez. Her farklı düşünene 'sen hainsin, sen beni devirmeye çalışıyorsun'; böyle bir şey yok. Baskı rejiminde grinin tonları var. Allah korusun bunun daha koyu tonları da var. Siyah noktası var, daha orada değiliz ama beyaza dönmek zorundayız. Trendler tehlikeli."
'Üniversite mezunlarının yüzde 50'si işsiz, tablo çok çok kötü'
Babacan, Türkiye ekonomisiyle ilgili çok uyarı yaptıklarını ve "Ülke kayıp gidecek" dediklerini vurgulayarak "Dediğimiz oldu. Genç işsizliğin yüzde 26 olması tarihi bir oran... Üniversite mezunlarının yüzde 50'si işsiz, tablo çok çok kötü. İnşaatla sorunlar çözülmez. Pazar günü seçimi kazansak 30 günde ekonomiyi ve kurumları toparlarız. Yargıya deriz ki asla size telefonlar gelmeyecek" ifadesini kullandı.
'Kanal İstanbul bir kutuplaştırma projesi'
Kamuoyunda tartışmalara neden olan Kanal İstanbul projesiyle ilgili de konuşan Babacan, şunları kaydetti:
"Bir kutuplaştırma projesi. Gündemi değiştirmeye ihtiyaç var. Çünkü gündemde işsizlik var. Katılımcı demokrasi ile bu proje tartışılmalı. Montrö çok önemli, faydasını çok gördük. Bizim kanal projesine değil sanayi ve teknolojiye yatırıma ihtiyacımız var."