Bakan Gül: "Soykırım lafı eden müstevliler önce kendi tarihleriyle yüzleşsinler"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD Temsilciler Meclisince dün onaylanan sözde "Ermeni soykırımı" yasa tasarısının kendileri ve Türk milleti için yok hükmünde olduğunu vurgulayarak, "Soykırım lafı eden müstevliler, önce kendi tarihleriyle yüzleşsinler, aynaya baksınlar. Bizim tarihimiz hak, hakikat, adalet üzerine yükselir. Bizim coğrafyamız kırımdan, kıyımdan kaçanların sığındığı Anadolu kucağıdır" dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ABD Temsilciler Meclisince dün
onaylanan sözde "Ermeni soykırımı" yasa tasarısının kendileri ve
Türk milleti için yok hükmünde olduğunu vurgulayarak, "Soykırım
lafı eden müstevliler, önce kendi tarihleriyle yüzleşsinler, aynaya
baksınlar. Bizim tarihimiz hak, hakikat, adalet üzerine yükselir.
Bizim coğrafyamız kırımdan, kıyımdan kaçanların sığındığı Anadolu
kucağıdır" dedi.


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat
Kurum, Ankara Adliyesi önünde düzenlenen "Ankara Yeni Adalet Sarayı
Yapım Projesi" protokolü imza törenine katıldı. Bakan Gül, burada
yaptığı konuşmada ABD Temsilciler Meclisinde dün onaylanan sözde
"Ermeni soykırımı" yasa tasarısını değerlendirdi. Yasanın beyhude
bir girişim olduğunu vurgulayan Gül, "Bu, bizim için, milletimiz ve
devletimiz için yok hükmündedir. Güneş balçıkla sıvanmaz. Güneşi
balçıkla sıvamaya kalkanlar eninde sonunda ellerine yüzlerine
bulaştırdıkları çamurla baş başa kalacaklardır. Tarihin istismarı
belki bunlara 3-5 oy kazandırabilir. Saygın ve tutarlı olmayı bu
küçük çıkarlara feda etmeyi göze alanlara gerçek ve hakikat asla
merhem olamayacaktır. Neyi neye feda ettikleri de kendi bilecekleri
iştir, bizim derdimiz, tasamız değildir. Ancak şunu herkes
bilmelidir ki; bizim tarihimizde utanç yoktur. Bu milletin
tarihinde leke yoktur. Soykırım lafı eden müstevliler, önce kendi
tarihleriyle yüzleşsinler, aynaya baksınlar. Bizim tarihimiz hak,
hakikat, adalet üzerine yükselir. Bizim coğrafyamız kırımdan,
kıyımdan kaçanların sığındığı Anadolu kucağıdır. Ana kucağı
şefkatiyle dolu Anadolu coğrafyasıdır. Tarih buna şahittir. Hem
geçmiş, hem bugün bu yalın gerçeğin tanığıdır" diye konuştu.


Gül, ülke bekasını adaletin gücüyle tahkim etmek için
çalıştıklarını belirterek, “Uzun bir hazırlık sürecinin ürünü olan
Yargı Reformu Stratejisi bunun için bir yol haritası sunuyor.
Cumhurbaşkanımızın milletimize açıkladığı, aziz milletimize taahhüt
ettiğimiz Yargı Reformu Stratejimiz adım adım hayata geçiyor. Güven
veren ve erişilebilir adalet sistemi vizyonu ile hazırladığımız
reformlarımızla Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında daha güçlü adalet
sistemini sağlayacaktır. Yargı reformunun birinci paketi yasalaştı.
Meclisin milli iradesiyle diğer paketlerinde kanunlaşacağını
uygulamalarla, kurumların alacağı kararlarla bu belgenin tam
anlamıyla yürürlüğe gireceğine ve uygulamaya gireceğine inanıyorum.
Özgürlük-güvenlik dengesinden asla birini diğerine tercih etmeden
mücadelemizi yapacağız" şeklinde konuştu.


"Yargı teşkilatımız terör örgütleriyle mücadelenin en önemli
güvencesidir"


Türkiye’nin FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ ile eş zamanlı mücadele
verdiğine dikkat çeken Gül, "Türkiye bir hukuk devletidir. Bu
mücadelesini de elbette hukukla, hukukun sınırları içerisinde
sürdürmektedir. Yargı teşkilatımız terör örgütleriyle mücadelenin
en önemli güvencesidir. Demokratik düzenin, hak ve özgürlüklerin
başlıca düşmanı olan terörle mücadelemiz özünde bir hak ve özgürlük
mücadelesidir. Bu nedenle terörle mücadelemiz en başta bu değerleri
koruma mücadelesidir. Yargı mensuplarımızın, terörün her çeşidine
karşı mücadelesini yargıya güven duygusunu geliştirerek ve toplumun
adalete olan inancını yükselterek sürdüreceğine inancım tamdır"
ifadelerini kullandı.


"Önümüzdeki günlerde İnsan Hakları Eylem Planı’nı kamuoyuna
açıklayacağız"


Yargının ideolojisinin olmayacağını, yargının tek ideolojisinin
adalet olduğunu aktaran Gül, “Yargı Reformu Stratejisi’nin 9 temel
amacından biri olan hak ve özgürlüklerin etkin korunması ve
geliştirilmesi başlığı altında yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı
hazırlıyoruz. Eylem planımızı hazırlarken en geniş katılımla,
STK’lar, insan hakları kuruluşları, bu alanda yetkin bilim
insanları, akademisyenler ve tüm ilgili paydaşların görüş ve
önerilerini dikkate alıyoruz. Yine çalışmalarımızda insan haklarına
ilişkin uluslararası sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
içtihatlarını, özellikle Anayasa Mahkemesi kararlarını ve diğer
uluslararası belge ve raporları göz önüne alıyoruz. Önümüzdeki
günlerde İnsan Hakları Eylem Planı’nı kamuoyuna açıklayacağız. Yeni
İnsan Hakları Eylem Planı, 2023’e kadar bu alanda atacağımız
adımların yol haritası olacaktır” dedi.


Çağın bilişim çağı olduğunu dile getiren Gül, "Vatandaşlarımızın
adalete erişimi anlamında e-Adalet Vatandaş uygulamasını 9 Ekim’de
hayata geçirdik. Böylece tüm vatandaşlarımız, tüm adli hizmetlerine
Türkiye’nin her yerinden hızlıca ulaşabileceklerdir. Yine önümüzde
çalışmalarına başladığımız bir düzenleme de avukatların bürolarında
duruşmalara katılabilmesidir. Yapacağımız çalışmayla, elektronik
sistemdeki alt yapıyı tamamladıktan sonra, mahkeme salonuyla
entegre edilecek bir sistemle hakim, tanımlı avukatı duruşmaya
bizzat gelmeksizin duruşmayı icra edebileceğimiz bir sisteme
geçeceğiz. Bu konuda da avukat arkadaşlarımız, yargı
mensuplarımızla çalışmalara başladık. Yakın zamanda da Türkiye, bu
anlamda da önemli bir yeniliğe imza atmış olacak. Şimdiden hayırlı
uğurlu olsun diyorum" dedi.


"Adliye binamız 500 bin metrekare kapalı alana sahip olacak"


Yeni adliye binası hakkında bilgiler veren Gül, şu ifadeleri
kullandı:


"Bugün Ankaramıza yeni bir adliye binası kazandırmak için
işbirliği protokolünü imzalayacağız. Ankara yeni adliye binamızı,
Bakanlığımız ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte inşa
edeceğiz. Yeni adliye binamızı da 250 dönümlük bir arazide MİT
Başkanlığının kullanmış olduğu hizmet binasında yanında metro
istasyonları olan, ulaşımı da uygun olan bir alana inşa edilmiş
olacak. Bugün önünde bulunduğumuz adliye 90 bin metrekare kapalı
alana sahip ve 6 ayrı yerde Ankara Adliyesi hizmet vermektedir. 100
binin üzerinde vatandaşımız, avukatlarımız, hakim-savcılarımız
farklı farklı yerlerde dava takip etmeye çalışmaktadır.
Avukatların, hakimlerin, vatandaşların perişan olduğu bu farklı
yerlerde hizmet alımına son vermek için imza atmış olacağız. Toplam
Ankara Adliyesi olarak tüm ek binalarıyla birlikte kapalı alan 150
bin metrekare. Yeni projemizde adliye binamız 500 bin metrekare
kapalı alana sahip olacak."


Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise yeni adalet sarayı
yapım projesinin planlama ve inşaat işlerinin Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından yapılmasının yaklaşık 3 ay önce Adalet
Bakanlığınca talep edildiğini kaydederek, "Çok hızlı bir şekilde
tüm teknik hazırlıklarımızı tamamladık ve bugün protokol imza
töreni için bir araya geldik. İmzalarımızın hemen ardından Adalet
Bakanlığımızın projeye ilişkin çalışmalarını alacağız ve yeni
binamızın inşaat faaliyetlerine başlayacağız. Süratle tüm teknik
işlemleri, proje ihalesinin yapılmasını ve ardından da yapım ve
kontrol işlerinin yapılma sürecini hızlı bir şekilde tamamlamak
istiyoruz" diye konuştu.


"Vatandaşlarımızın taleplerini özveriyle gerçekleştirmeye gayret
gösteriyoruz"


Ankara Adalet Sarayı’nın uygulama projelerini alanının en iyi
uzmanlarından oluşan bir proje grubuyla yürüteceklerini aktaran
Kurum, "El birliğiyle 2023 vizyonumuza yakışır bir adalet sarayını
Ankara’ya, başkentimize kazandıracağız. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı olarak adalet saraylarından sağlık tesislerine, bakanlık
binalarından üniversitelere ve emniyet binalarına kadar
kurumlarımızın, vatandaşlarımızın taleplerini özveriyle
gerçekleştirmeye gayret gösteriyoruz. Bilhassa Adalet
Bakanlığımızla çok güzel bir uyum içerisinde çalışmalarımızı
yürütüyoruz. İstanbul’da, Anadolu ve Avrupa adalet saraylarını,
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi binalarımızı, cezaevlerimizi
yapıyoruz. Bu konuda en son Diyarbakır’da cezaevimizin kabulünü
gerçekleştirdik" şeklinde konuştu.


Kurum, konuşmasında şunları kaydetti:


"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak binalarımızda bilhassa
enerji tüketiminin azaltılması amacına dönük çalışmalarımızı
başlattık. Tüm kamu binalarımızda akıllı otomasyon sistemlerini
kullanıyor, doğal malzemeleri seçiyor, güneş enerji sistemleriyle
yine kendi enerjisini kendi üreten sistemleri uygulamaya gayret
gösteriyoruz. Bir taraftan da binalarımızda çevreye ve doğaya
uyumlu, çevre karnesi olan binalar olmasını da sağlıyoruz.
Temelinden anahtar teslimine kadar, binanın tüm sürecinde sıfır
atığı içeren bir projeyi de Adalet Bakanlığımızla gerçekleştirmek
ve Adalet Sarayında bunu da kullanmak istiyoruz. Bakanlık olarak,
yeni Ankara Adalet Sarayımızın da medeniyetimizin mimari ve estetik
anlayışına uygun, enerji verimli ve sıfır atık uyumlu bir bina
olması için gereken tüm gayreti göstereceğimizi sizlerin huzurunda
belirtmek isterim."