Bakan Soylu: "Afet konusunda dünyaya örnek gösterilecek nesiller yetiştirmeliyiz"

Uygulamalı Afet Eğitimi Programına Katılanların Sertifikalarını da veren Bakan Soylu, Onlarla Toplu Fotoğraf Da Çektirdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yıldönümü dolayısıyla Yalova’da düzenlenen anma programına katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, “Afet konusunda dünyaya örnek gösterilecek nesiller yetiştirmeliyiz” dedi.

17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20 yıldönümü dolayısıyla Yalova’da bir anma programı gerçekleştirildi. Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu da katıldı. Yalova Valisi Muammer Erol, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve AK Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş tarafından karşılanan Bakan Soylu vatandaşları selamladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrasında söz alan Yalova Valisi Muammer Erol 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde yaşanan can ve mal kayıpları hakkında bilgiler verdi. AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ise illerde afet yönetimini devlet ve milletle iç içe yürütülmesinin önemine değindi. Güllüoğlu, “İmar planlarımızı en iyi şekilde yapmalıyız. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin yenilenmesi, Türkiye Deprem Haritasının yenilenmesi, afetlere karşı korunma kültürünün yaygınlaştırılması ve eğitimlerin yaygınlaştırılması gibi devlet ve milletin iç içe çalışması gereken bir alan afet yönetimi. Bu anlamda biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak bu el ele, kol kola yapılması gereken bir çalışmalar bütününü içeriyor. Ancak böylece Türkiye’yi Yalova’yı ve her şehrimizi afetlere karşı dirençli hale getirebiliriz” şeklinde konuştu.

“Ecevit’in o gece durumdan haberi yoktu”

Güllüoğlu’nun ardından söz alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise sözlerine 17 Ağustos Marmara Depremi’nin meydana geldiği o gece yaşadıklarını anlatarak başladı. Depremin vahametinden ne dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, ne de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeterince haberdar olmadığını vurgulayan Soylu, “Soluğu ilk evvela İstanbul’un en çok hasar alan yeri Avcılar’da o gün İstanbul İl Başkanıydım. Eski Başbakanlarımızın Çiller ile Avcılar’da eski ilçe başkanlarımızın çocuklarının ve eşinin içerisinde başladığı binanın başındaydık. Oradan Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a kazandırdığı deniz otobüsleri için rica ettik. Müdürü Binali Yıldırım Bey’di. O deniz otobüslerindeki yüzleri karşımızdaki gibi resmedebiliyorum. Çaresizlik, ne görebileceği ile ilgili belirsizlik. Biran önce her birimizin Yalova’ya ulaşmak isteği. Buraya çıktığımız belki de bizi bugün daim olmamız için hiçlik duygusuna iten tabloyla karşı karşıyayız. Cesetler yerdeydi. Kimin nereye koşuşturduğu belli olmayan kıyamet günü gibiydi. Sayın Çiller ile ilk önce arabada dönemin başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i aradık. Buradaki tablodan bilgisi yoktu. Yine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i aradık. Onun da tablonun büyüklüğünden haberi yoktu. İlk fotoğraf nakledildikten sonra sıra sıra gitmeye başladık. Arabanın arkasına bir şey almış, gördüğümüz, bulduğumuz herkese ulaştırmaya çalıştık. Bir kıyamet ve mahşer anı gibiydi. Bir hiçlik duygusunu insana olabildiğince yaşatan anı o gün burada hatırladıkça tekrar hissedebiliyoruz” dedi.

“Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye’ydi o dönem”

Cesetlerin koyulacağı torbaların olmadığı bir dönemin yaşandığına değinen Bakan Soylu, “Buradan Gölcük’e gece yarısı ulaştığımızı hatırlıyorum. Işık yok, karanlık. Gölcük’e giderken gündüz vaktiydi. Aklımdan çıkmayan manzara, ev çökmüş, annesini evin içerisinde olduğunu düşünüp, anne neredesin diye seslenen insanlar. Yaratırılmışların en şereflisinin aciz düştüğü o an. Birçok binanın üzerinde sahil boyunca olan sitelerin birçoğunda sele serpe yatan cesetler. Ceset torbasının olmadığı bir Türkiye’ydi o dönem. Sonraki tartışmaları hep beraber hatırlıyoruz. Onlarla büyüdük, bu zamana kadar geldik. Kendi kendime ‘bu tecrübe bu kadar acımı olmalıydı’ diye sordum. Biz 2000 yıllık bir devlet sahibiyiz. Devlet tecrübemiz var. Devletin tecrübesi böyle olmamalıydı. Böyle bedel ödememeliydik. Kimseyi suçlamıyorum. Biz büyük ve asil bir milletiz. Bugün dünyada insanlara elini uzaktan, Kâbe’yi Muazzama’da tavaf edenlerin ismimizi bildiği, dua ettiği bir milletiz. Biz her şeyin mükemmelini yapmakla mükellefiz. O günkü karmaşa bize büyük tecrübeler yaşattı. Yeniden başladık. Sıfır diyemeyeceğim ama neredeyse sıfırdan başladık. Binaların, yapıların nasıl olacağı, çocuklarımızın nasıl eğitileceği, yeni afet karşılaştığımızda ne yapacağımızı o tarihten sonra yapmaya başladık. Bu depremin, afeti yaşayan Cumhurbaşkanımızın bu depremden 3 yıl sonra başbakan olması, bu depremi yaşayanlardan birisi olarak Türkiye için fırsattı. Bugün dünyanın pek çok yerinde böyle bir şey olduğunda ilk çağrılan, ilk imdat zili çalınan ülke biziz. Bugün çok güçlü kurumlar var. Ama bu kurumlarda Allah’a yemin olsun ki yeterli değil. Hep birlikte yapmamız gereken çok iş var. Bu meselinin sorunlarından biri olarak, kendi sorumluluğumu alarak, biz yolunda yürüyen meseleleri çözmekte yetenekli bir milletiz. Yeter ki konsantre olalım. Bunun en önemli örneklerinden biri Yalova’dır” diye konuştu.

“Türkiye’nin Yalova’dan hangi tecrübeyi elde ettiğini Denizli’de gördük”

Konuşmasında Denizli ilinde yaşanan depreme de yer veren Bakan Soylu burada Yalova’nın yaşadığı depremden edindiği tecrübelerin faydalarını gördüklerini vurguladı. Bakan Soylu, “Yalova’yı hep izledim. Şu karşımızdaki insanlar, sizler her zaman Yalovalı olmayı ayrıcalık olarak görenler ve burada ortak bir travmanın nasıl atlatılabileceğini bunu Türkiye’ye tekrar hatırlatmanın sorumluluk olduğunu bilenler bence 99’dan sonra kendilerini ve Yalova’yı ayağa kaldırdılar. Bunun sıcaklığı ile anlamıyor olabiliriz. Ama yıllar sonra evlatlarınız, torunlarınız bu hadiseyi yaşayanların büyük bir başarı ortaya koyduklarını, bir şehre yeniden can verdiklerini hatırlatacaklar. Buna inanıyorum. Onun için Yalova’nın STK’lardan, yöneticilerine, yaşayanlarına, esnafından, iş adamına, çalışanından, emeklisine kadar örnek bir hareketi ortaya koyan herkese gelecek için minnet borçluyuz. Şehirler hikayeler üzerine kurulur, ruhları vardır. Ben Türkiye’nin 81 vilayetini, birçok ilçesini gezdim. Her birinin bende karakteri vardır. Yalova’yı da gördüğüm ve hissettiğim zaman o karakter hep bundadır. Kabul etmiş, tevekkül etmiş ama Allah’ın verdiği güçle Yalova’yı canlandırmış bir güzelliği ortaya koydunuz. Bu güzel şehre karakter verdiğiniz ve tarihe not düşmek için tekrar ediyorum. Türkiye o günden sonra çok adımlar attı. Nerede bir deprem duysak oraya koşar gideriz. 20 bin civarında deprem olmaktadır. Kimisini hissederiz, kimisini hissetmeyiz. Geçen Denizli’ye koştuk gittik. Oradaki binaların çok güçlü olduğunu iddia ediyor değilim. Türkiye’nin Yalova’dan hangi tecrübeyi elde ettiğini orada gördük. Akşam kararmadan Kızılay’ından AFAD’ın, kurtarmaya yönelik STK’lardan, belediyelere kadar, herkes ne yapacağını biliyordu. Topyekûn nerede çadır kurulacağından, insanlarımızın davetine kadar. Böyle bir kültür Allah göstermesin önemli” diye konuştu.

“2019 yılını Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettik”

2019 yılını Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettiklerini vurgulayan İçişleri Bakanı Soylu, “Bugün, yapmamız gereken çok iş olduğunu söylemek istiyorum. AFAD Başkanımız burada. Birlikte çok önemli çalışmaların altına imza atıyoruz. Bu yılı Afetlere Hazırlık Yılı ilan ettik. Aynı zamanda bu tip mesellerle karşılaştığımızda 28 hizmet yolumuz var. Her biriyle bir mühendislik olarak hazır olmaları konusunda bir irade sergiliyoruz. Yapmamız gereken çok işimiz var. Çocukların her birine başlarına bir şey geldiğinde ne yapmaları gerektiğini alfabemiz gibi öğretmemiz lazım. Bu hepimizin sorumluluğudur. Her biri her gün başka bir afetle karşılaşıyor gibi nesiller yetiştirmek bizim sorumluğumuz ve görevimizdir. 12 milyon afet eğitiminin yeterli olmadığını Yalova’da söylemek fazla söz olmaması gerek. Trafik konusunda bayramı geçirdik. Arife gününden önceki gün hep yollardaydık. Dönüşte hep yollardaydık. Faydasını görüyoruz. Geçen senede bayrama nazaran yüzde 39 ölümlerde azalma oldu. Sel karşısında ne yapacağız. Diğer afetler karşısında neler yapacağız. Bütün bunların tamamını çocuklarımıza öğretmek durumundayız. Ama illaki çocuklar. Trafik kurallarını dünyada en iyi bilen nesiller yetiştirmek zorundayız. Afet konusunda dünyaya örnek gösterecek nesiller yetiştirmek zorundayız. Buna imkanımız var. Biz eski Türkiye değiliz. İyi bir noktadayız. Van depreminde bunun örneğini, bir şehrin ne kadar kısa sürede olabileceğini Cumhurbaşkanımız gösterdi. Gelecekte bundan daha iyisini yapabilmek kabiliyetine ulaşmalıyız. Bu konuda 24 saat emek sarf ettiğimizi bilmenizi isteriz. Bugün güçlü bir Türkiye içerisindeyiz. Yarın gelecek nesillerimize daha güçlü bir Türkiye bırakabileceğimize inanıyoruz” dedi.

Sertifika verdi

Konuşmanın ardından AFAD tarafından Yalova’da gerçekleştirilen Uygulamalı Afet Eğitimi Programı’na katılanların sertifikalarını da veren Bakan Soylu, onlarla toplu fotoğraf çektirdi.


Gelirinizi Etkili Kullanmanın Yolları