Barajlar alarm vermeye devam ediyor! Ankara'nın 110 günlük suyu kaldı
Ankara'da iklim değişikliği nedeniyle yağışların azalması sonucu barajlardaki su seviyesi alarm vermeye devam ediyor. Başkent Ankara'nın 110 günlük suyu kaldı.
Ankara'da iklim değişikliği nedeniyle yağışların azalması sonucu barajlardaki su seviyesi alarm vermeye devam ediyor. Başkent Ankara'nın 110 günlük suyu kaldı.
Türkiye'de bu yıl iklim değişikliği nedeniyle yağışların azalması sonucu barajlardaki su seviyelerinde ciddi azalmalar yaşandı. Ankara'nın çevresinde yer alan ve kentin su ihtiyacını karşılayan Çamlıdere, Kurtboğazı, Eğrekkaya, Akyar, Çubuk 2, Kavşakkaya ve Elmadağ Kargalı barajlarının doluluk oranı yüzde 20'ye düştü. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 3 gün önce Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "110 günlük suyumuz kaldı" dedi.
'ELDE BULAŞIK YIKAMAYALIM'
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökşen Çapar, barajlardaki doluluk oranlarının alarm verici düzeyde olduğunu belirtti. Doç. Dr. Çapar, "Benim de bildiğim kadarıyla doluluk oranı Ankara'da yüzde 20 civarında. Maalesef kurak bir dönem geçiriyoruz. Su tüketimine çok dikkat etmemiz gereken, acil önlemler almamız gereken bir durumdayız. Pandemi nedeniyle vatandaşlarımızın çoğu evde vakit geçiriyorlar. Evdeki su tüketimi ister istemez artıyor. Onun için çok acil yapabileceğimiz birkaç kısa acil önlemleri söylemem gerekir. Bulaşıklar makinede yıkansın; elde bulaşık yıkamayalım. Makineler daha az suyla daha verimli bir şekilde yapabilir bu işi. Makinelerimizi tam dolu olmadan çalıştırmayalım. Banyo ve duş sürelerini lütfen kısa tutalım. Mümkün olduğu kadar az bulaşık çıkartalım. Eminim bu konulara annelerimiz, ev hanımlarımız dikkat edebilirler" dedi.
'SİFON HACMİNİ KÜÇÜLTECEK ÖNLEMLER ALALIM'
Doç. Dr. Çapar, evlerde sifon kullanımının çok su kaybettirdiğine de dikkat çekerek, "Evsel kullanımda en yüksek oran sifon suyu. Şu an altyapımız bu şekilde geliştiği için biz evdeki bütün kullanımlarda içme suyu kalitesindeki suları kullanmak durumundayız. O nedenle eski sifonların hacimleri de büyük olduğu için lütfen sifon hacmini küçültecek önlemler alalım. Bir pet şişeye su doldurup sifonun içerisine yerleştirebiliriz. Çünkü her bastığımızda sifona daha az su ile işlevleri gerçekleştirebiliriz. Elleri yıkarken, dişleri fırçalarken muslukları kapatmamız da yine çok önem arz ediyor. Suyu şu anda çok değerli ve kıt bir kaynak olarak kullanmaya devam edelim. Nasıl ki araba sürerken direksiyonu çok dikkatli tutuyoruz, aynı şekilde suyu açıp kullanırken de bunun farkında olalım. Mümkünse sebzeleri, yeşillikleri yıkadığımız suyu sifonda değerlendirebiliriz; bir yerlerde biriktirerek. Banyo öncesi su ısınana kadar beklerken akan suyu kovalarda biriktirebiliriz ve diğer işlerde kullanabiliriz" diye konuştu.
'ATIK SUYU ARITARAK KULLANABİLİRİZ'
Doç. Dr. Çapar, söylediklerinin acil yapılması gereken önlemler olduğunu, ancak alternatif su kaynaklarını dikkate almak zorunda olduklarını da söyleyerek, "Biz bugüne kadar hep barajlardan, göllerden, nehirlerden, yer altı sularından, yani birincil kaynaklardan alıyoruz, kullanıyoruz, kirletiyoruz, arıtıyoruz ve doğaya geri bırakıyoruz. Bu döngü su olmadığı zaman, su kıtlığı yaşandığı zaman bizleri sıkıntıya sokuyor. Ne yapmamız gerekiyor; atık suyu arıtarak yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Bunlar sulamada olabilir, peyzaj sulama, araba yıkama; evsel alanlarda sifon suyu haricindeki bir evden çıkan bütün suları toplayıp arıtarak tekrar kullanma imkanımız var. Yağmur suyu hasadı yapılabilir. Bunun gibi alternatif kaynakları dikkate almak; su kaçakları arızalarının yapımına hız vermek gibi bu tür sorunların bir an önce giderilmesi su kaynaklarını daha verimli kullanmamızı sağlayacaktır" ifadesini kullandı.