Besin piramidi sağlıklı mı?
Sağlıklı yağları soframızdan, mutfağımızdan eksik etmememiz gereklidir. Omega-3 ve fosfolipidler açısından zengin besinler (hamsi, sardalya gibi küçük ve kahverengi eti fazla olan deniz balıkları ve somonda çok ciddi oranda Omega-3 mevcuttur) tüketilmelidir. Yumurta haftada sekiz adete kadar tüketilmelidir. Doğal sızma zeytinyağı özellikle soğuk sıkım olanı tercih edilmelidir. Yüksek sıcaklıkta kullanılmadığı sürece her yemekte rahatlıkla kullanılabilir. Karbonhidrat ve proteinler, fonksiyonel diyetin diğer önemli parçalarıdır. Bu yazımızda sağlıklı karbonhidrat tüketiminden bahsedeceğiz.
Sizleri duyar gibiyim: ``Karbonhidrat sağlıklı olabilir mi? O kadar hastalık karbonhidrat kullanımına bağlı oluşmuyor mu? Şeker yemek sağlıksız değil mi? Karbonhidrat kullanımı önemli mi? Az karbonhidratlı bir beslenmem var; yanlış mı yapıyorum? Tüm karbonhidratlar suçlu mu? Hangi karbonhidrat grubu sağlıklıdır? Meyve yemek zararlı mıdır? Ekmeksiz bir hayat olabilir mi?’’ve bunlar gibi birçok sorunun aklınızdan geçtiğini tahmin ediyorum. Bu soruları hem kendimize sıkça sorarız hem de biz hekimlere hastalarımız sıkça sorarlar. Bu soruların cevaplarına fonksiyonel tıpla tanışana kadar benim de pek hakim olduğum söylenemezdi. Uygun ve sağlıklı karbonhidrat alımının sağlık için olmazsa olmaz olduğunun altını çizerek konu hakkındaki bilgilerimizi paylaşmaya başlayalım.
Hepimizde yıllar içerisinde karbonhidrat tüketimine bağlı bir korku oluştuğunun farkındayım. Kesinlikle bu korkunun hiç de boş olmadığını söyleyebilirim. Aslına bakacak olursak, bugün bizlere dayatılan sağlıksız “besin piramidi” anlayışı, yaklaşık 50 yıl öncesine yani 1970’ li yıllara dayanıyor. Besin piramidinin mantığına göre en çok tahıl, en az yağ tüketilmelidir. Piramidin tabanında yer alan besin grubu, günlük beslenme planınızın içinde en fazla miktarda tüketmeniz gereken besinleri barındırır. En üstteki grup ise en az miktarda tüketmeniz gereken besinleri içerir. Piramidin en altını tahıl grubu (ekmek, makarna, bulgur, pirinç, mısır) oluştururken, piramidin üst kısımlarına doğru çıkıldıkça sırasıyla; vitamin ve mineral kaynakları olan sebze ve meyveler, proteinler ve en üst kısımda ise en az tüketmeniz gereken yağ ve şekerler bulunmaktadır. Bu sağlıksız piramit ne yazık ki yıllarca savunulmuştur. Hatta bugün bile internette “besin piramidi”şeklinde arama yaptığınızda, bu beslenme sistemini hala ateşli şeklide savunan birçok kişiyle karşılaşabilirsiniz. Aynı zamanda, ne yazık ki,birçok diyet listesinde hala her öğünde ciddi miktarda karbonhidrat içeren ekmek ve tahıl grubu görürsünüz. 50 yıl öncesinin öğretisine göre; günlük kalori ihtiyacının %50-55’ inin karbonhidratlardan, %15-20’ sinin proteinlerden, %25-30’ unun ise yağlardan karşılanması gerektiği, ekmeksiz diyetin olmayacağı ve günde altı defa kadar sık ama az miktarda beslenmek gerektiği okullarda öğretilmektedir. Bizler sağlıklı ve fonksiyonel beslenme düzenlememizde tamamen farklı bir yaklaşım sunmaktayız. Sebzeler ve meyveler besin piramidinin temeli olan en altta, yani en sık tüketilmesi gerekli besinler bölümündedir. Karbonhidrat ve işlenmiş etler oldukça az tüketilmesi gerekenler grubundadır. Bunun bir üstünde ise çok çok az tüketilmesi,mümkünse hiç tüketilmemesi gereken süt ve süt ürünleri, alkol, unlu mamuller ve şeker vardır. Sonuç olarak; 50 yıl öncesine göre günümüzde neler değişti? Tahılların, rafine karbonhidratların sık kullanım önerileri tarih oldu. Yağların asıl suçlu olmadığı ve sağlıklı yağların (bir önceki yazımızda ayrıntılı bahsettik) diyette mutlaka olması ve tüketilmesi gerektiği anlaşıldı. Yaşamın kaynağı olan sebzelerin, yani bitkisel beslenmenin önemi kanıtlandı ve piramitteki hak ettiği yeri aldı.