Binlerce yıllık 'Nevruz' ritüelleri...
Baharın gelişinin habercisi olarak kutlanan nevruz, ritüelleriyle farklı coğrafyalarda binlerce yıldır toplumsal birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlayan içeriğiyle yaşatılıyor.
Türklerin yaklaşık 3 bin yıldır kutladığı nevruzun ritüelleri, toplumsal birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma özellikleri barındırıyor.
Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Ekici, kelime anlamı "yeni gün" olan nevruzun, "yılın ilk günü" anlamına geldiğini, Türk lehçelerinde "ulusun ulu günü", "ilk gün", "yeni gün" gibi kullanımlarının bulunduğunu belirtti.
Hayvancılıkla uğraşan göçebe Türklerin binlerce yıl önce doğadaki değişimleri çok hızlı bir şekilde gözlemlediğini anlatan Ekici, 21 Mart'ı da "kuzey yarım kürenin güneşe olan konumunun eğikleştiği, günlerin uzamaya başladığı gün" olarak gözlemlediklerini ifade etti.
Yaklaşık 3 bin yıl önce Türklerin bu tarihte kırlara çıkıp toplu olarak yemek yediklerine dair bilgiler olduğunu anlatan Ekici, 21 Mart'ın tüm Türk coğrafyası ve bu coğrafyaya komşu ülkelerde binlerce yıldır kutlandığını kaydetti.
Mezarlık ziyareti de var, ateş üstünden atlamak da
Ekici, nevruzun farklı coğrafyalarda çeşitli ritüellerle kutlandığını, bu ritüellerin birlik ve beraberlik amaçladığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"En temel uygulamalardan biri ateş yakma. Ateşin ve suyun en temel 2 özelliği temizleyici, sağaltıcı olmasıdır. Ateş yok ederek, yakarak temizler. Nevruzla ilgili en temel uygulamalardan birisi meydan ateşi yakmak ve onun üzerinden atlamak. Meydanda toplananlar 3 kere ateşten atlar, her defasında kötülüklerden arınma dileği vardır. Böylece hastalık getirici, olumsuzluk verici kötü ruhlardan, kötülüklerden ateş üzerinden atlamak suretiyle kendisini iyileştirilmiş bulma amacı taşır.
Özellikle Azerbaycan ve Türkmenistan'da nevruz öncesinde bazı hazırlıklar var. Evler temizlenir, yiyecekler hazırlanır, mezarlıklar ziyaret edilir ve son olarak kutlama yapılır. Bolluk ve bereketi simgeleyen 7 ayrı kuruyemiş tüketilir, ikram edilir. Doğumu ve üretkenliği sembolize eden yumurta boyama ve tokuşturma. Yumurta tokuşturmak 'birlikte bir dayanışma, güçbirliği içinde olalım, kavga etmeyelim' niyetini sembolize eder. Tatlı yenir, 'tatlı yiyelim, tatlı konuşalım' düşüncesiyle. Yarışmalar yapılır. Ziyaretler yapılır, tokalaşılır, iyi dilekler ifade edilir. Birlikte müzik dinleme, müzik yapma ve oynama. Yine birlikte yapılan bir uygulama bu da. Nevruzun bütün uygulamaları birlik ve beraberliği, paylaşmayı, dayanışmayı güçlü kılmaya dönüktür."