Boza ve soğuk sandviçe dikkat! Salmonella bakterisi tespit edildi
HER 4 YİYECEKTEN 1'İNDE E.COLİ BAKTERİSİ
BULUNUYOR
Araştırılan numunelerde her 4 yiyecekten 1'nde 'E.coli'
bakterisinin bulunduğunu söyleyen Doğan, "Bu da dışkı kaynaklı,
halk sağlığını büyük şekilde tehdit eden bir unsur. Sokak
yemeklerinde gıda güvenliği açısından büyük problem yaşanıyor. Bu
durum bir an önce kontrol altına alınmalı" ifadelerini kullandı.
E.Coli bakterisinin bulunduğu yiyecekler arasında; tavuk döner,
tavuklu pilav, Arnavut ciğeri, soğuk sandviç ve karışık tost
bulunuyor.
SATICILARIN VE ORTAMLARIN PUANI ÇOK DÜŞÜK
Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Japonya'da da sokak yemeklerinin ön
planda olduğunu dile getiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan,
"Bunlar hijyenik dizayna göre ve gıda güvenliği açısından
standartlara oturtulmuş durumda. Türkiye'de de benzeri çalışmaların
yapılması gerekiyor. Resmi olarak sokak yemeklerinin incelenip
çözüm bulunması gerekiyor. Bu yiyecekleri hazırlayanların hijyen
düzeylerini de ölçtüğümüzde 100 üzerinden 34 puan aldılar. Bu da
onların bilgi düzeylerinin yetersiz olduğunu gösteriyor. Ortamlar
da gıda güvenliği açısından problemli ve bundan da 100 üzerinden 30
puana ulaşıldı. Satıcılardan alınan el örneklerinden de her 10
kişiden 9'unda problem olduğu görüldü. Sokak lezzetlerini
hayatımızdan çıkarmayalım ancak sokak yemeklerinin bir an önce
denetim altına alınması ve iyi şekillerde dizayn edilmesi
gerekiyor. Sokak lezzetleri gastronominin, yemek kültürünün önemli
bir unsuru" dedi.
ELDİVEN TAKMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Satıcıların eldiven takmaktan ziyade ellerini sık sık yıkaması
gerektiğini dile getiren Doğan, "Eldiven takıp daha sonra o
eldivenle hem yiyecekleri hazırlayıp hem de arkasından para
verebiliyorlar. Eldiven takması hijyenik olduğu anlamına gelmiyor.
Bulunduğu ortamda elini yıkayıp, dezenfekte edebileceği bir ortamın
olması gerekiyor. Bu da şu anki koşullarda olmuyor ama bunun bir an
önce yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
3 AŞAMADAN OLUŞAN ARAŞTIRMA 1 YIL SÜRDÜ
Bir yıl süren araştırmaya imza atanlardan İstanbul Gelişim
Üniversitesi Gastronomi Bölümü mezunlarından Berna Aydın ise,
“Sokak lezzetleri tarihi bakımından çok eskiye dayanan bir yeme
içme kültürü. Sokak lezzetlerinin gıda güvenliği açısından 3
aşamadan oluşan bir araştırma düzenledik. Sokak lezzetlerinde
mikrobiyolojik kalitesini ölçme amacıyla laboratuvar ortamında
inceledik, ardından sokak satıcılarının gıda güvenliği bilgi
düzeylerini ölçmek amacıyla anket yönelttik ve son olarak sokak
satıcılarından el swap örnekleri aldık ve inceledik. 1 yıl süren
bir çalışma sonrasında bu araştırmayı sunduk. Bu araştırmaya
başlamadan önce bu konunun daha önce işlenmediğini ve sokak
lezzetleri gibi geleneksel bir yeme içme kültürünün daha kapsamlı
araştırılması gerektiğini, gıda güvenliği gibi, insan sağlığı için
çok önemli bu konuyu kapsamlı bir şekilde hem insanlara hem de
literatüre katkı sağlamak amacıyla yapmak istedik" diye
konuştu.
ESNAF KENDİNDEN EMİN
Esnaf ise araştırma sonuçlarının doğru olmadığını söylüyor.
Yaklaşık 15 yıldır döner ustası Bayram Taşkıran, “Etlerimizi en temiz yerlerden alıyoruz. Güzelce terbiyeleyip, dinlendirip, pişiriyoruz. En az 300-350 derecelik bir ateşte pişmesi gerekiyor. Sağlık için el hijyenimize çok dikkat ediyoruz. Maske ve eldiven aynı zamanda depoladığımız yere de dikkat ettiğimiz zaman kesinlikle bir sorun yaşanmıyor" dedi.
Pilavdan tavuk dönere, sosisliden tosta kadar bir çok lezzetin bulunduğu büfenin sahibi Abdülkadir Yılmaz da, “Koronavirüsten önce de hijyenimize dikkat ediyorduk. Hijyene, maskeye, eldivene, titizliğe dikkat ediyoruz. İnsanlar her zaman kaliteyi ve ucuzluğu tercih ediyor" ifadelerini kullandı. Kokoreç satan dükkan sahibi Halil Ece ise, “Tezgahımız açık ve müşterimizin gözünün önünde kurallara uyarak hizmet veriyoruz. Kendimizin yemediği bir şeyi müşteriye de satmıyoruz. Müşteri kazanmak için her zaman iyisini vermemiz lazımö dedi. Kendi yaptığı pilavları satarak para kazanan esnaflardan biri de, “Hijyene koronavirüs başlamadan önce de önem veriyordum. Maskemiz ve eldivenimiz olmadan çalışmaya dikkat ederiz. Her müşteri geldiğinde çamaşır sulu bez ile masaları dezenfekte ediyoruz. Gıda işi hiçbir şeye benzemiyor ve her zaman dikkat istiyor. Gündüz hazırladığım pilavı akşam 5-6'ya kadar tezgahta bulunduruyorum. Kalan olursa ihtiyacı olanlara yoksa da sokak hayvanlarına veriyorum" ifadelerini kullandı.