CANIMA İLK MEKTUP
Deli poyrazlar gibiyim evin içinde, ne yana dönsem sen varsın.
Gözüme çamaşır sepeti ilişiyor, geceliğin işte orada, son kez üzerinden çıkardığım mavi olanı, sıvıların bulaşmış, umurumda mı?
Kurumuş durduğu yerde, ama kokun beni bırakıp gitmemiş, gömüyorum yüzümü kokuna, içime çekiyorum. Göz yaşlarımı sarsıla sarsıla kokuna tebelleş ediyorum.
Biliyorum, öyle bırakırsam önce sen kızarsın, ne fırçalar yedim senden çamaşırları ayrı koymadım diye. Kuralların vardı, üzerine basanı çiğnerdin alimallah.
Tamam kız, attım işte makinaya, bir kez daha vedalaştim kokunla. Beni de kendine benzettin , gözün arkada kalmasın. Merak etme oğlumuzu nasıl ehlileştireceğimi biliyorum artık.
"Anneni üzme" diyeceğim ona. 😭
Tülbentlerini yıkamamı istemiştin de ihmal etmiştim. İyi ki de unutmuşum. Kokunu boynuma doladım, Gittiğinden beri onunla uyuyorum.
Sana mektuplar yazıyor oğlun , okuyor musun? Eminim eline geçmiştir. Okuyan tuhaflaşıyor. Ben de...Aklın kalmasın, o boynuz da ben kulak bile değilim artık. Müthiş bir yazar olacak. Tilbe hocası, "oğlum sen hiç durmadan yaz" demiş oğlumuza.
Bir abim aylar önce eşini yitirmişti aniden. Teselli etmek mümkün olmamıştı. Sürekli eşinin resimlerini paylaşıyordu, aşıktı adam. İçimden sitem ediyordum "abi, dur artık"...
Halt etmişim , durulamıyormuş.
Beni her gün arıyor. Damdan düşenin halini ancak düşen bilirmiş.
Dün sabah ilk defa sensiz oturduk kahvaltıya . Oğlumuza patatesli yumurta pişirdim, öyle istedi, senin yaptığın gibi. Yumurtaya bir şey katacaktın illa ki.
Başlayamadık, kala kaldık. Eksikliğin yüzümüze soğuk bir su gibi çarptı. Beraberce dağıldık bu defa. Ağzında zeytin varken ağlanamıyormuş, komik oluyor insan.. Tavsiye etmem. Ağlarken aniden gülmelere de karıştık. Tuhaflaştık vesselam.
Sen salonda hasta yatağında uyurken yatağımıza gitmek içimi cız etse de uyuyabiliyordum. Oradaydın çünkü, seslensen duyardım. Biliyor musun , ayaklarım gitmiyor. Kanepedeyim, hala bana seslenecekmişsin gibi yanıbaşımdan.
"Tuncayım, günaydın. Uyandın mı, şekerimi ölçer misin?" Ölçmez miydim, gel gör ki bir serçe gibi kayıp gittin avuçlarımın arasından, tutamadım yavrum , tutamadım. 😭
Ne çok sevenlerimiz varmış, tahmin edemezsin . Seni hiç görmediği, tanışmadığı halde arkandan ağlayan insanlar var. Uzaktan sevmişler hep seni. Nasıl bir enerji gönderdiysen insanlara.
Hayatımın telefon rekorunu kırdım. Sokağa salmadılar İstanbul'u. Onlar da olmasaydı... Bir de gelebilseydi insanlar, bu sokak hayatında görmediği kalabalığı görürdü. Hak etmiştin bu şelaleyi. Üç kişiden fazla almazlarmış gömütlüğe. Kim demiş. Kemer'in gençleri seni yanlız bırakmadılar yavrucuğum, aklın kalmasın.
Herkes, özellikle de kadınlar evinden gönderdi dualarını sana, toplanamadık. Annem çok ağlıyor, kabullenemiyor. Ona da komşularına söyle, dua etsinler dedim. Onlar da severdi seni.
Sivas da ağlıyor, meğer ne çok sevmişler gelinlerini...Ersan ile Güray'ı susturamadım. 😢
Diyorlar ki, çok üzülme, belli etme, sağlam dur. Hadi ya, ben kendimi ne zaman saklamışım ki. Elbette özgürce yaşayacağım hüznümü.
Herkes aşktan bahsediyor ikimiz için. Hayır, ben çarpılmamıştım seni gördüğümde, bırak öyle bilsinler 😊. Sen de beni sevmemiştin zaten ilk gördüğünde, tipin değildim herhalde. Suratsız, siyahlar içinde ağzına geleni konuşan, kaba saba bir adam, tarifin buydu.
Sünnet gölünde bir sabah topluca yürüyüşe çıktığımızda civardaki bir köye ulaşmıştık. Ben karşıma çıkan bir kız çocuğunu kucağıma alınca "haaa, bu adam göründüğü gibi değil, çocuk seviyor, ince yüreği var bunun" demişsin. Valla sen anlattın, yalanım yok . Ayrıca çakır gözlü, çipil çipil bakan çok güzel bir kızdı nasıl sevmem, erkek kardeşi de kıskanmıştı da kızı alıp gitmişti eşşoğlusu 😃.
Öyle başlamıştı maceramız. Biz birbirimizi sindire sindire sevdik, tanıyarak sevdik. Sen beni peşinden sürükledin, hep lider ruhlu bir kadındın. Cesur ve bildiğini okuyan, babasını, kardeşini bile takmayan bir kadındın. Anlatsam inanmazlar yaşadıklarımıza 😃. Gücünü kendinden alıyordun. Sana hayır demek mümkün müydü? Hadi evlenelim dedin ve evlendik. Öyle tek taşa tav olacak kadın değildin sen. Beklemedin de zaten. Ama takılarına da aşıktın, gümüş delisiydin, beni bile yüzüklere boğdun. Çok zevkli kadındın, hiç takı sevmediğim halde hep aşkla, severek kullandım bana aldıklarını.
Çabuk karar veren ve anında uygulayan... Koca Dedeman grubunun 1500 odasını sana emanet etmişlerdi, vardı bir bildikleri elbet.
Son nefesinde bile gözün hep çevrendeydi, ille de kontrolun altında olacaktı her şey . Evini asla ihmal etmedin, yattığın yerden yönetmeye devam ettin. Yaşama sevincin ve tutkun müthişti ama beynin sana ihanet etti gülüm . Hissettirmedim sana hiç ama hep hayranlıkla tanıklık ettim buna.
El işleri yaparak çocuklarını okutan bir kadına ve benzerlerine hayranlık duyuyordun, emekçi kadınları, kendi gücüyle ayakta duran kadınları hep sevdin ve destek oldun. Sen de onlardan biriydin çünkü. Ona da ihtiyacın olmadığı halde işler yaptırdın, hasta yatağında o bile geldi aklına, kanamış güzel beyninle, parasını gönderttin ona.
Burada duruyorum, uzun bir romansın benim için yarım kalan, buralara sığmazsın.
Ben yine yazarım, seni oralarda habersiz bırakmam.
Bende çok hakkın var, ödeyemem. Ben helal ettim, sen de et...
Seni çok seviyorum ömrüm.
TUNCAY SEZA AK