CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan erken seçim çağrısı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu , Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek erken seçim çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, "Vakit veda vaktidir. Tertemiz insanlara ihanet etmiş insanlara veda vaktidir. Vakit seçim zamanıdır, artık seçimden kaçma kardeşim. Haydi Erdoğan, er meydanında bekliyorum seni. Zaman sandık zamanıdır. Yakışmaz bize korkaklık. Gel sandığı koy, Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım" dedi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu , Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek erken seçim çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, "Vakit veda vaktidir. Tertemiz insanlara ihanet etmiş insanlara veda vaktidir. Vakit seçim zamanıdır, artık seçimden kaçma kardeşim. Haydi Erdoğan, er meydanında bekliyorum seni. Zaman sandık zamanıdır. Yakışmaz bize korkaklık. Gel sandığı koy, Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım" dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Hepimizin kafasında ciddi sorunların oluştuğunu biliyorum. Düşünen herkes gelişmelerde büyük kaygı duyuyor. 'Ne olacak bu memleketin hali' diye ciddi ciddi soruluyor. Hiç kaygı duymayın. Bu ülkede hepimiz birlikte, Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak için mücadele edeceğiz. Kirlenen Türkiye'yi temizleme görevini tarih bize verecektir. Bu bizim görevimiz" dedi.

"19 yıl sonra Türkiye neden bu hale geldi" diyen Kılıçdaroğlu, "Neden Türkiye ayrıştırılıyor; inanç, kimlik, yaşam tarzı üzerinden... Hangi siyasi akıl bunu yapıyor? Toplumu birleştirmek varken, kaynaştırmak varken neden insanlar ayrışıyor? Neden böyle bir politika güdülüyor. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye bu kadar kirlenmemişti" ifadelerini kullandı.

  GENÇLERE MESAJLAR

CHP lideri, "İktidara geldiklerinde yoksulluk olmayacaktı diz boyu, yolsuzluk olmayacaktı, yasaklar olmayacaktı. Hangi partiden olursa olsun yarın sandığa gittiğimiz zaman elimizi vicdanımıza koyup gitmek zorundayız. Türkiye'yi demokratik yollarla aydınlığa çıkarmak için hepimizin düşünmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Twitch yayınında gençlerle bir araya geldim. Onlara sözüm oldu, onların da kaygıları var. Hepinizin huzurunda, onlara verdiğim bazı sözleri tekrarlamak istiyorum:

1. Sevgili gençler özlediğiniz özgürlüğü size vereceğiz. Öyle bir özgürlüğe kavuşacaksınız ki iktidara getirdiğiniz kişiyi en sert şekilde eleştireceksiniz.

2. Kredi Yurtlar Kurumu'ndan kredi almışlar, büyük bir kısmı işsiz. Erdoğan'ın iki eli onların yakasında. Onlara söz verdim CHP adına. İktidara geldiğimizde faizlerin tamamını sıfırlayacağız. Sigortalı bir işe girdikten sonra belli tekstiler içinde ödemelerine imkan sağlayacağız. Yurt sorunu kalmayacak, bitireceğiz yurt sorununu.

3. 2,4 milyon hanede internet yok. Burada eğitim nasıl olacak? En geç 2 yıl içerisinde internetsiz hiçbir hane kalmayacak. Bu rezalete de son vereceğiz. Avrupa'nın en ağır işleyen internet sistemine en yüksek parayı ödüyoruz. Fiber altyapıyı hayata geçireceğiz.

 4. Kamuda sözlüyü kaldıracağız, torpili bitireceğiz. Kim başarılı olursa görevinin başında olacak. İlk 1 ay içerisinde 138 bin 393 öğretmeni öğrencileriyle buluşturacağız.

5. Kırsalda tarım yapan vatandaşlarımız var. Belli bir büyüklüğü aştığı zaman ziraat mühendisi göndereceğiz. Hayvancılık varsa veteriner göndereceğiz.

6. Dijital ticaretin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı liseler kuracağız. Staj yapacaklar. Sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. İz düşümü üniversiteye artı puanla gidecek.

7. Bir Melih Bulu gibi dramatik bir tabloyla karşı karşıyayız. Nasıl size özgürlük alanını genişletiyorsam, üniversiteler de özerk olacak. Üniversiteler kendi rektörlerini kendileri seçecek. Siyaseti karıştırmayacağız.

8. Çevreye olağanüstü ilgililer. İkizdere'deki çevrecilere CHP'den sevgilerimizi saygılarımızı gönderiyoruz. Gençlere söz verdim yaşadığınız kente asla ihanet edilmeyecek. Bizim dışımızdaki can dostlarımızın da korunacağı sözünü verdim. CHP iktidarın hiç kimse ötekileştirilmeyecek.

Yaklaşık 310 bin kişi dinledi. Çok güzeldi. Hep beraber gençlerin yanında durmak bizim görevimiz.

ÇAY İTHALATINI KALDIRACAĞIZ
CHP lideri Kılıçdaroğlu çay üreticilerine de seslenerek, "Çayda taban fiyat uygulaması lazım. Bir fiyat açıklıyorlar tavan olarak anlaşılıyor. Çay ithalatı uygulamasına da son verilmesi lazım. Rizeli kardeşlerim, geleceğim sizinle konuşacağım. Türkiye'nin sorunları nasıl çözülür anlatacağım. Çay Rize ve Artvin için stratejik üründür. Fındık stratejik üründür. Devletin özel politikalar gütmesi lazım" dedi.

ESNAFA DESTEK PAKETİ: FATURA YİNE VATANDAŞA ÇIKACAK

"Kimse çıkıp Erdoğan'a bu yanlıştır diyemiyor, çünkü fırça yiyecek" diyen Kılıçdaroğlu hükümetin esnafa yönelik destek paketini eleştirerek, "Böyle bir devlet yönetimi olmaz. 17 maddede açıkladık. 'Esnafa kredi vereceğiz' nasıl ödeyecek, dükkan kapalı. 'Hibe ver' dedik. Geçen yılın mart ayında bankalara borçlu esnaf sayısı 3 milyon, bu yıl 4 milyon. Bu krediden 3 esnaftan birisi yararlanabiliyor" dedi.

"Parayı nereden bulacaklar. Oturdular düşündüler" diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"'Bizim paraya ihtiyacımız var. O zaman ne yapalım? En çok tüketilen ürünlere insafsız zam yapalım' diye karar aldılar. Zamın bir tek sorumlusu var Erdoğan şahsım hükümeti. 7 ayda 12 milyar 460 milyon lira toplanacak ama esnafa bir seferde 4 milyar lira verecek. Yandaş müteahhitlere verdiği parayı aksatmıyor. 5'li çetenin içine olduğu şirketlere devletin sattığı elektrikte yüzde 17,5 indirim yaptılar. İndirim vatandaşa yansımıyor. Bunlar devleti yönetemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetemiyorlar. Bir kanun çıkardılar. 17 Nisan 2020'de. Fahiş Fiyat Araştırma Kurulu. Ne yaptıklarını bilmiyorlar, ne yapacaklarını da bilmiyorlar. İğneden ipliğe her şeye zam gelecek. Fatura yine vatandaşa çıkacak."

"HUKUK DEVLETİNDEN UZAKLAŞIRSANIZ NE OLUR?"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Mafyaya teslim olan bir siyasi iktidar. Mafyanın satın aldığı bir siyasi iktidar. Talimatı koşulsuz yerine getiren bir siyasi iktidar. Hukuk devletinden uzaklaşırsanız ne olur?" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Zamanında söyledik, uyardık. Onların tek gözü var ceplerine girecek para. Öyle bir noktaya geldik ki Türkiye Cumhuriyeti devletinde bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız olaylarla karşı karşıyayız. Mafya bildiri yayınlıyor, Cumhur İttifakı'na destek veriyor, Millet İttifakı'nı eleştiriyor. Bildiriyle. Artık her şey aleni; hırsızlık da soygun da... Eğer bir ülkede soygun, hırsızlık aleni yapılıyorsa arkasına siyasi destek alınmadan olmaz. 'Ben seni destekliyorum' diye bildiri yayınlıyor. Türkiye böyle bir duruma hiç düştü mü? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?

Bazen devletin içindeki yasal unsurlar da belli şeylerin üstüne çöküyorlar. Merkez Bankası'nın 128 milyar doları arka kapıdan gitti. Kimler çöktü 128 milyar dolara? Uydurma bir protokol, arka kapıdan dolaşıyorsunuz. Çöküyorsunuz üzerine. Mafya da çöküyor, siz de çöküyorsunuz. Ne farkınız var? Tank-palet fabrikasına çöktüler. Katar ordusuna peşkeş çektiler. Tank-palet fabrikasına çöreklenen adamların mafyadan ne farkı var? 15 Temmuz diye geziyorlar ortada. Şehitlerin parasının üzerine çökecekleri kimin aklına gelir? Mafya düzeniyle aralarında fark var mı? Bunu yapan iktidardaki mafyadır. Serik Belediyesi'nde rüşvet olayı. 2 bakan, vali, AK Parti milletvekilleri ve MHP milletvekilleri. 500 bin liralık rüşvet tartışılıyor. Serik Belediye Başkanı, 'Devletin bakanı olarak bunu biliyor da üzerine gitmiyorsanı yazıklar olsun' diyor. 500 bin liranın üzerine kim çöktü? Onu koruyan iki bakan, sessiz kalan milletvekilleri çökmedi mi? Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, çöktü Ticaret Bakanlığı'na. Kocasıyla birlikte şirket kurdu, kendi bakanlığına kendi şirketinden dezenfektan aldı. Daha pahalıya almış. Hesabını soran var mı? Bana söyler misiniz mafya düzeniyle bu düzen arasında ne fark var?

Araştırma önergesi verdik AK Parti ve MHP milletvekilleri 'bu mafya düzenine devam edeceğiz, araştıramazsınız' dediler. Yolsuzluğun araştırılmadığı bir Meclis olabilir mi? Parlamento hırsızları koruyan bir organ haline dönüştürülebilir mi? Dürüstlükten, namustan, ahlaktan söz ediyorlar. Buna hayır diyen hiç kimse dürüst, ahlaklı, namuslu değildir. Ne zamandır TBMM hırsızlardan yana tavır aldı? Ne zamandır TBMM mafyadan yana oldu? Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiştir. Dokunmayacaksınız diyorlar, araştırmayacaksınız diyor. AK Parti ve MHP'nin içinde namuslu olanlara sözüm yok. Kalkan her el yolsuzluğa, hırsızlığa evet diyorsa, ben onlara yolsuzsunuz ve hırsızsınız derim."

10 BİN DOLAR ALAN SİYASETÇİ

10 bin dolar alan siyasetçi iddiasını da gündeme getiren CHP lideri, "İçişleri Bakanı açıklama yapıyor devletin televizyonunda. 'Siyasetçiyi keklemişler. Ben ne yapayım. Ayda 10 bin dolar hangi siyasetçiye gönderiyorsa ondan sorsun' diyor. Araştırılsın dedik, buna da hayır dediler. TBMM Başkanlığı'na dilekçe verdik. TBMM'nin onurunu, saygınlığını koruma görevi vardır. Sizi de mi birileri kekliyor? Birileri size de mi avantaj sağlıyor? Meclis Başkanı'nın aciz olmaması lazım. Sessiz olma hakkı yoktur. Kim 10 bin dolar rüşvet alıyorsa açıklamak zorundadır. Eğer bir siyasetçi 10 bin dolar rüşvet alıyorsa adını ver. Memlekette savcı mı kaldı, hepsi sağır, kör ve dilsiz. Bir yerden talimat bekliyorlar" ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop'a çağrıda bulunan CHP lideri, "Meclis Başkanı protokolde iki numaralı adam. Sadece Meclis'in değil Türkiye'nin itibarını korumak zorundadır. Kim bu 10 bin dolar alan siyasetçi? Mafyadan, yeraltı çetelerinden alıyorlar. Böyle bir rezaleti Türkiye yaşamadı. Hırsızlığın ayyuka çıktığı, rüşvetin sıradanlaştığı dönemi yaşıyoruz. Eski Bizans entrikalarını yaşıyoruz. Tam bir rezalet" dedi.

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in açıklamalarına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bir yeraltı çetesi lideri dikkatle dinleniyorsa orada sorun vardır. İktidarda sorun var demektir. Mafya ile siyasetçi el ele kol kola yürürse, kaybeden Türkiye'nin itibarıdır. Tüm dünya bizimle dalga geçiyor. Bunlarda Allah korkusu da yoktur. Para için yapmayacakları hiçbir şeyleri yoktur, para için satmayacakları hiçbir şeyleri yoktur" dedi.

Uyuşturucu iddiaları için bir Cumhuriyet Savcısının dava açamadığına işaret eden CHP lideri, "İktidar tarafından el üstünde tutuluyorsun. Neden, kekliyorlar; para veriyorlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmamasına dikkat çekerek, "Memleket yangın yeri, saraya bakın sanki hiçbir şey yok. Ağzını açıp tek laf etmiyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Konuşursam benim sırlarım da açığa çıkar mı çıkmaz mı?" dedi.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu memlekette Türkiye Barolar Birliği vardı değil mi? Savunmayı temsil ediyor değil mi? Nerede? 128 milyar dolar gibi o da arazi. Eğer Erdoğan her şeyin sorumlusu benim diyorsa, Türkiye'yi mafyaya teslim eden de Erdoğan'dır. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti için artık bir milli güvenlik sorunudur."

Kılıçdaroğlu partililere bir çağrıda bulunarak şunları söyledi:

"Bu ülke artık bu iktidarı taşıyamıyor. Bu ülkenin namuslu, onurlu, çalışkan insanları bu iktidarın yalanlarını taşıyamıyor. Herkesin midesi kalkıyor ortaya dökülen pisliklerden. Namuslu halkımız artık bunlara tahammül edemiyor. Biz hazır mıyız halkımızın taleplerine. Değişmeye ve değiştirmeye? Bu ülke artık AK Parti ile vedalaşmaktadır. Bizim için de bu kiri temizleme zamanıdır. Sırtıma koymaya çalıştıkları saldırılara, pisliklere rağmen hiç geri adım atmadım. Nasıl durduğumu ve nasıl savşatığımı biliyorum. Sefere çıkmaya hazır mıyz? Yeni bir siyasete yeni fırsatlara, yeni ekonomiye, namusa bir seferdir. Bu değişikliği Türkiye'ye getirmeye hazırım, siz de hazır mısınız? Eski tartışmalara ve olumsuz siyasete dur demeye hazır mısnız? Sarılmauya, barışmaya hazır mısınız? Daha çok demokrasiye, hoşgörüye, şefkate hazır mısınız? Hazır mısınız gönül bulmaya. Vakit veda vaktidir. Tertemiz insanlara ihanet etmiş insanlara veda vaktidir. Vakit seçim zamanıdır, artık seçimden kaçma kardeşim. Haydi Erdoğan, er meydanında bekliyorum seni. Zaman sandık zamanıdır. Yakışmaz bize korkaklık. Gel sandığı koy, Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım."