Davutoğlu ve Babacan'dan Erdoğan’a Merkez Bankası rezervleri yanıtı
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ve DEVA Partisi lideri Babacan, ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın rezervleriyle ilgili "Kaybolan bir şey yok" sözlerine ve Berat Albayrak'ı savunmasına yanıt verdi.
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ve DEVA Partisi lideri Babacan, ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın rezervleriyle ilgili "Kaybolan bir şey yok" sözlerine ve Berat Albayrak'ı savunmasına yanıt verdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret ederek DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüştü. İki lider daha sonra ortak basın toplantısı gerçekleştirdi.
“Türkiye’de her alanda sorunlar büyüyor. Çözülen hiçbir sorun yok. Eski sorunlara yenileri ekleniyor” diyen Babacan, “Şu andaki iktidarın bu ülkenin sorunlarını çözme kabiliyeti, becerisi, kapasitesinin olmadığı çok açık bir şekilde ortaya çıkmış durumda. İyi hazırlanmak gerekiyor. Neler yapılacağı konusunda ülkenin sorunlarına çözüm üretme konusunda çok iyi hazırlık yapmak gerekiyor. Bu hazırlıklardan en önemlilerinden birisi güçlendirilmiş parlamenter sistem. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışmaları ilerletmemiz, ikili bazda diyalog ve iş birliği sürecini ilerletmemiz önümüzdeki dönemin en önemli konu başlıklarından bir tanesi olacak. Hem sistem değişikliği gerekiyor, hem de ülkeyi yöneten zihniyetin değişmesi gerekiyor. Topyekun bir iktidar değişikliği kaçınılmaz bir gerçektir” diye konuştu.
“HERKESİN OMUZ OMUZA VERMESİ LAZIM”
Son zamanlarda siyasetçilere ve gazetecilere yapılan saldırılara değinen Davutoğlu, “Bu sükunet, iktidarın sessizliği, küçük ortağın neredeyse teşvik eder tavrı yeni saldırılara zemin hazırlıyor. Bütün siyasi hayat alanını genişletmeye çalışan herkesin omuz omuza vermesi lazım. Hepimizin tek bir sesle şiddete karşı hukuk ve siyaset alanını geniş tutma çağrısında bulunmamız lazım” dedi.
“İSTİŞAREYE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”
Merkez Bankası’nın eridiği tartışılan 128 milyar dolarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berat Albayrak’ı savunma ihtiyacı hissettiğini ifade eden Davutoğlu, “Ekonomik tablonun hem göstergelerdeki görüntüsü açıktır hem de esnafın, çiftçinin çilesi açıktır. Böyle bir dönemde karşılıklı istişareye çok ihtiyacımız var” diye konuştu.
“DAMADI OLMASA HESAP SORACAĞI BİR KONU”
Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı dönemindeki faaliyetleriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berat Albayrak’ı savunmasına ilişkin şöyle konuştu:
* Sadece damadın diye birinin yaptıklarını öne çıkarıyorsanız, tam da bizim temiz siyaset belgesinde açıkladığımız nepotizme karşı takındığımız net tutumun çok iyi bir göstergesi. Cumhurbaşkanı hem enerji bakanlığı dönemini söyledi, hem 128 milyar yerinde duruyor dedi, sonra da eksiklikleri tamamlamaya çalışıyoruz diyerek çelişkili bir tablo ortaya koydu.
* Enerji Bakanlığı’nda varsa bir başarısı takdir ederiz. En büyük başarısı Batı Karadeniz’de bir ‘doğal gaz buldum’ şovu yapması ama aslında o doğal gazın Türkiye’nin ihtiyaçları için devede kulak bile olmadığından başka görünür bir şey yok. Ekonomide 128 milyar doları bir yıldır söylüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi damadı olmasa hesap soracağı bir konuda, sırf akrabası olduğu için koruyor ve ‘128 milyar dolar kaybolmadı’ diyor.
Erdoğan’ın o sözlerine rakamlarla yanıt veren Davutoğlu, şöyle devam etti:
* Başbakanlığı bıraktığım Mayıs 2016’da Merkez Bankası’nın brüt rezervi 118 milyar dolardı. Dış yükümlülükleri ve borcu 86 milyar dolardı. Net rezervi 32 milyar dolardı. Gitsinler baksınlar. Bu bir yorum değildir. 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı göreve geldiğinde net brüt rezerv 102 milyar dolardı. Net borçlar 70 milyar dolardı. Net rezerv 32 milyardı. Takriben durumu korumaya çalışmışlar. Ayrıldığı zaman nasıldı? Brüt rezerv 85 milyar dolardı. Dış yükümlülükler 133 milyar dolardı. – 48 milyar dolar rezerv vardı. Şimdi bu kimin eseri? Burada spekülatif bir şey yok. Tablo bu.
* Şimdiki tablo 95 milyar dolar rezerv var. 140 milyar dolar da dış yükümlülük var…Rakamlar bu, matematik bu. Sayın Cumhurbaşkanı bir aile reisi olmanın psikolojisiyle değil, Cumhurbaşkanı olmanın psikolojisiyle objektif kriter uygulama sorumluluğu var. Türkiye’de Merkez Bankası rezervleri bu şekilde tüketilmiştir. Bunun hesabını kim verecek? Bir efsane yaratmaya kalkmasınlar. (Albayrak’ın) Ne enerjide öncü bir rolü vardır. Ekonomideki tablodaki rolü ise faciadır.
“ERDOĞAN VATANDAŞA CÜZDANDAKİ PARAYI GÖSTERİYOR, KREDİ KARTI BORCUNU SÖYLEMİYOR”
Babacan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası rezervleriyle ilgili açıklamasına şöyle yanıt verdi:
* Herhangi bir konuda başarı ya da başarısızlık varsa bir numaralı yetki ve sorumluluk Sayın Erdoğan’ın kendisindedir. ‘O bakanı görevlendirdim, hata yaptı’ deme lüksü yok…Yıllarca yanlış politikalar sonucunda bu ülkenin Merkez Bankası rezervlerini siz eritin, 2018 Haziran’dan sonra Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hızla yılların alın teri olan rezervleri çarçur edin, bir akraba bakanı ortadan yok edip bir de Merkez Bankası başkanını değiştirerek hiçbir şey yokmuş gibi yolunuza devam edin…Böyle bir şey yok.
* Merkez Bankası’nın en son açıklanan eksi rezerv rakamı 44 milyar dolardır. Sayın Erdoğan cüzdanımda 95 milyar dolar para var diyor ama 139 milyar dolarlık kredi kartı borcundan bahsetmiyor. Yok var sayılıyor. 139 milyar dolar kredi kartı borcu varken cebindeki 95 milyar doları açıp vatandaşa göstermek gerçeği yansıtmak değil. Türkiye’de esnaf, çiftçi yakın tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar büyük bir sıkıntının içine düşmüş durumda. Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanının hiçbir sorumluluktan kaçması mümkün değil.
“SESSİZ KALINMASI AKILALMAZ”
Babacan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
* Hükûmetin en büyük tutarsızlık gösterdiği konulardan birisi Doğu Türkistan konusu. Sözüm ona insan hakları eylem planı açıklayan, uluslararası sözleşmelerin altında imzası olan bir ülkenin hükümeti Çin'de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessiz duramaz. Akıl alır bir şey değil. Bu, iktidarın hem ana ortağına hem de küçük ortağına her gün her gün sorulmalı. Üçüncü ortağın diğer ortakların üzerinde nasıl bir etki alanı kurup da bu konuyu gündeme getirmelerini engellediği de soru işareti. Zaten Sayın Perinçek “geminin rotasını biz çiziyoruz” dedi.
AKŞENER’E DESTEK MESAJI
* Sayın Akşener'in diğer siyasi partilerin genel başkanların tarafından her türlü ahlak sınırını aşacak bir tarz, üslup ve içerikle hedeflenmesi bir acziyetin ifadesidir. Başka türlü sonuç elde edilemeyince ahlak sınırları aşılıyor. Sayın Akşener'e dönük ithamlar, bu ithamlarda bulunanların acziyetidir. Biz tüm kadın siyasetçilerin yanındayız. Bu olanlar kadınların cesaretini asla kırmasın, siyasetin kadınlara ihtiyacı var. Hepimiz net, açık ve dik durmalıyız.
“CUMHURBAŞKANI BU TABLOYA SESSİZ KALAMAZ”
* Toplantı ve gösteri yürüyüşü anayasal bir haktır. Sayın Erdoğan'a dönük herhangi bir eleştiri rahatlıkla cumhurbaşkanına hakaretten işleme sokulabilirken, diğer partilerin genel başkanlarıyla ilgili eleştiriler bambaşka bir kategoride değerlendiriliyorsa burada adalet yoktur. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili ağır ifadeler kullanabiliyor ama kendisiyle ilgili daha hafif ifadelere ‘yargı süreci işlesin' diyor.
* Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir. Daha yeni Levent Gültekin'e, öncesinde Orhan Uğuroğlu'na ve Selçuk Özdağ'a siyasal şiddet oldu. Cumhurbaşkanı gazetecilerin alenen siyasal şiddetle baskı altına alındığı bir tabloya sessiz kalamaz. Özel kayırma yöntemleriyle yargı sisteminin kötüye kullanılmasına müsamaha gösterilemez.
* Bakanı, yardımcılarını, üst düzey bürokrasiyi cumhurbaşkanının kendisi görevlendiriyor. Başarıda da başarısızlıkta da bir numaralı yetki de sorumluluk da kendisindedir. Yanlışlar, hatalar varsa onu da ağırlıklı olarak tek bir kişide değerlendirmemiz lazım. Bir kişinin yaptığı yanlış tercihlerin bedelini, maliyetini, külfetini bütün millet ödüyor.
FEZLEKE AÇIKLAMASI
* Fezlekeler yargıyla başlayıp, ara durakta meclise gelen ve yine yargıyla devam edebilecek olan bir konu. Bu konu mutlaka bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığında ciddi kuşkuların olduğu bir ülkede her bir fezlekenin münferiden, detaylıca incelenmesi gerekir. Ne parti kapatma ne de dokunulmazlık konusu günlük siyasi oyunların bir parçası olarak kullanılmamalı.
İki genel başkan arasındaki görüşmede Babacan'a genel başkan yardımcıları Sadullah Ergin, Münevver Helün Fırat, İbrahim Çanakcı ve Mustafa Uçak eşlik etti. Gelecek Partisi heyetinde ise genel başkan yardımcıları Nedim Yamalı, Selim Temurci, Feridun Bilgin, Neslihan Çevik ve parti sözcüsü Serkan Özcan yer aldı.