Devlet Bahçeli'den İsrail açıklaması!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına sert bir tepki göstererek, "Kıyamet günü senaryoları dolaşıma sokuldu. Zalimler hiddetlendi" ifadesini kullandı. Ayrıca, "Gazze'de bebekler, kadınlar, yaşlılar ve masum siviller barbarca saldırıların ve bombalamanın hedefi haline geldi" şeklinde konuştu. Bahçeli ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu'na bazı sorular yöneltirken, AYM'ye de eleştirilerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına sert bir tepki göstererek, "Kıyamet günü senaryoları dolaşıma sokuldu. Zalimler hiddetlendi" ifadesini kullandı.
Ayrıca, "Gazze'de bebekler, kadınlar, yaşlılar ve masum siviller barbarca saldırıların ve bombalamanın hedefi haline geldi" şeklinde konuştu. Bahçeli ayrıca, Kemal Kılıçdaroğlu'na bazı sorular yöneltirken, AYM'ye de eleştirilerde bulundu.
MHP Grup Toplantısı'nda konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, İsrail ve Hamas arasındaki 11 gündür süren çatışmalara sert bir tepki gösterdi. Bahçeli, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirerek, "Kıyamet günü senaryoları dolaşıma sokuldu. Zalimler hiddetlendi. Savaş suçu kabul edilen beyaz fosfor bombası kullanıldığına ilişkin kanıtlar bir bir ortaya döküldü." şeklinde konuştu.
Ayrıca, sivillerin de saldırıların hedefinde olduğuna dikkat çekti. Bahçeli, uluslararası camianın bu duruma sessiz kaldığını ve insan hakları savunucularına çağrıda bulundu.
Devlet Bahçeli ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın "İsrail'e Yahudi olarak geldim" ifadesine atıfta bulunarak, Türk milletinin olası bir müdahalesi hakkında düşündüğü soruları gündeme getirdi.
Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na yönelik bazı sorular sordu ve Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) 'HDP' nedeniyle eleştirilerde bulundu. İşte Bahçeli'nin bu açıklamaları:
"Geçmişimizde ne zaferlerle övündük, ne de mağlubiyetlerle yıkıldık. Merhum Cemil Meriç'in dediği gibi, 'Hiçbir zafer bekleneni getirmez, hiçbir mağlubiyet de kesin değildir' sözünü unutmadık. Tarihimizi bilmeyen bir kişinin, kimliğini yitirmiş bir toplumun ve köklerine yabancılaşmış bir milletin kurumuş bir dal gibi olduğunu iyi biliyoruz."
"Başkaları gibi çıkarların peşinde koşmadık, koşmayız"
Biz siyaseti yaptığımız zaman her zaman aynı heyecanla, birlikte ve işbirliği içinde yaparız. Hepimiz birer bayrak, vatan ve dava temsilcileriyiz, birbirimizin garantisi ve yoldaşıyız. Dava arkadaşlarıyla sıkıntıları, zorlukları ve sevinçleri paylaşırız.
Zor zamanlarda birbirimize destek oluruz, hatta ölüm bile paylaşılabilecek bir mesele haline gelir. Çıkarlar peşinde koşanlardan olmadık ve olmayacağız. 2024'e doğru ilerlerken, Anadolu'nun dört bir yanında 31 Mart 2024'e hazırlık yapmaktayız.
"Bir ittifak olarak, yeni bir Türk mucizesine imza atacağız."
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına, 31 Mart zaferiyle mührümüzü vuracağız. İttifak olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni çağın ötesine taşıyacak yeni bir Türk mucizesine imza atacağız.
Statükocu bir yapı, stratejik bir engeldir ve tam 54 yıldır bu engeli aşmak için çabaladık. İradeyle dolu, kararlı bir şekilde, tarihimize inanıyor ve güveniyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak, milletimizle iç içe yürüyoruz.
"Kılıçdaroğlu ve diğerleri, bakın Mehmet Akif ne söylüyor"
"Kılıçdaroğlu ve diğerleri, bakın Mehmet Akif ne diyor: İnsan giydiği kaftanlarla aslını gizleyemez / Söylediği yalanlarla kendini kandırır."
81 ilde aday çıkarma iddiaları sadece bir gösteriden ibarettir. Bu olaylar tarih tarafından kaydedilecektir. Eğer bir millet, bir dava ilk sıkıntıda vazgeçseydi, tarih hiçbir zaman yazılmazdı. Biz ileriye, geriye değil, geleceğe bakıyoruz.
Hatalı ve yanıltıcı davaları parlatmaya çalışanlar, kendi kendilerini aldatan ve karanlıkta kaybolan kimselerdir. Gerçek parlayan şey, Türk-İslam ufkuna ışık tutan doğru davamız ve millet davasıdır. En sonunda, bu davamız karanlığa gömülmez; aldatanları, satanları, kaçanları ve korkakları ezecek ve geride bırakacaktır.
"İnsanımızı kazanmaktan başka bir amacımız olmadı"
Temel ilke ve değerlerimize sadık kalan, ahlaki, insanı ve vicdani değerlerini koruyan herkesi kazanmak bizim öncelikli hedefimiz olmuştur. Kim olursa olsun, bu ilkelere uyum sağlayan her insanı kucaklamak istiyoruz.
"Kudüs İslam'dır"
Kudüs, İslam'ın müstesna bir simgesidir ve aynı zamanda Türk kültürünün köklerini taşır. Kudüs, bizim için kutsal bir emanettir ve onu korumak bizim için bir namus görevidir.
Kudüs'ü savunmak için sözler yeterli değildir, eylemlerle gösterilmelidir. İsrail'in, Kudüs'ü ele geçirmesi bu gerçeği değiştirmez, değiştiremeyecektir.
Unutulmamalıdır ki, Kudüs ve Gazze sadece İslam'ın değil, aynı zamanda bu toprakların taşı, kuşu, kurdu, havası ve toprağıdır. Onları korumanın gerçek sahibi Allah'tır.
İsrail-Filistin çatışması: Kıyamet günü senaryoları gündeme getirildi
Kıyamet günü senaryoları gündemde yer almış durumda. Zalimler öfkelendi. Savaş suçu kabul edilen beyaz fosfor bombasının kullanıldığına dair kanıtlar ortaya konmuştur.
Gazze'de, bebeklerden yaşlılara kadar tüm siviller ve masumlar barbarca saldırıların ve bombalamaların hedefindeler. Emzik yerine yara izleri, süt yerine kan lekeleri taşıyorlar.
"Cinayete sessiz kalanlar, suçun ortağıdır."
"Cinayete göz yumanlar, caniyle aynı suçu paylaşır." İsrail'in acımasız saldırılarına hız kesmeden devam ettiği bir gerçektir. Gazze, adeta toplama kamplarını anımsatan bir manzara ile karşı karşıyadır. Kan dökülmüş, binalar yıkılmış, haklar gasp edilmiş ve insanlık gözü önünde toplu katliamın şahidi olmaktadır.
"İnsan hakları savunucuları, alayınız neredesiniz?"
"İddia edilen medeni ülkeler, sırayla İsrail'in yanında saf tutmuş durumdadır. İnsan hakları savunucularına şu soruyu soruyorum: Hala neredesiniz? Avrupa ülkelerinin Filistin lehine düzenlenen gösterileri yasaklaması kabul edilemez bir geri adım değil midir?
Özgür ve medeni dünyanın ikiyüzlü demokratları, özgürlüğü savunmaya gönül vermiş olanlar, nerede saklanıyorsunuz? Gazze'deki bebeklerin kefenlendiği gerçeğini ne zaman göz önüne alacaksınız?"
ABD'li bakanın 'İsrail'e Yahudi olarak geldim' açıklamasına karşılık şu cevabı verildi: "Eğer Müslüman Türk milleti oraya gitmeyi düşünürse..."
"Bu durumda Müslüman Türk milletinin gidişi için düşünce ve insafla hareket eden bir akıl, mantık ve vicdan sahibi nasıl bir tavır sergileyecektir? Gazze'deki insani yardımların engellenmesine izin verilmemelidir. Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze halkına yardım eli uzatılmalıdır. Türkiye, tarihi ve vicdani sorumluluğunu yerine getirerek üç uçak dolusu yardım göndermiştir.
İsrail, saldırılarına derhal son vermelidir ve iki devletli çözümün oluşturulmasına katkı sağlanmalıdır. 18 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşecek olan İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı, sadece sözlerle değil, kararlı bir eylemle de bu krize son vermelidir."
"Ciddiye alınması gereken bir tehlike ve sorumsuzluk"
"Sayın Cumhurbaşkanımızın rasyonel, ahlaki ve etkili diplomasisi kesinlikle desteklenmelidir. Ayrıca ABD'nin Doğu Akdeniz'e uçak gemilerini yönlendirmesi, ciddi ve sorumluluk gerektiren bir tehdit olarak göz ardı edilmemelidir.
Türkiye'nin, bu harekete yanıt olarak tatbikat yapma kararı, doğru ve cesur bir tavırdır. Bu tatbikat, sahanın boş olmadığını vurgulayan güçlü bir mesaj taşımaktadır."
Kılıçdaroğlu'na bazı sorular yöneltti
CHP Genel Başkanı'nın sorduğu soruların samimiyetinden çok politik bir çıkar peşinde olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz haftaki grup toplantısında dile getirdiği sorular pek özenle hazırlanmamış gibi görünüyor, konuya yeterince vakıf olmamışlar.
Sayın Kılıçdaroğlu'na sadece bu konuyu sormakla kalmayıp, Irak-Suriye tezkeresi gibi milli güvenliği ilgilendiren meselelere ne düşündüğünü sorması gerekir. Türkiye'nin milli güvenliğini korumak için gerektiğinde sınır ötesi operasyonlara destek verilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz, yoksa desteklemiyor musunuz? Bu konudaki tutumunuzu açıklayın.
Geçtiğimiz hafta YSP adlı bölücü örgütün dördüncü büyük kongresi yapıldı ve maalesef milli değerlere saygısızlık edildi. İstiklal Marşı okunmadı, Türk Bayrağı asılmadı ve teröristlerin posterleri sahneye taşındı. Ancak bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu ve diğer politik ortakları sessiz kaldı. Devletin çürümüş olduğunu iddia edenler, aslında çürümüş olanın üstünü örtüyor gibi görünüyorlar.
Anayasa Mahkemesi'ne yönelik 'HDP' tepkisi
Anayasa Mahkemesi'nin ne yaptığını anlamak mümkün değil. HDP'nin kapatılmasına dair iddianameyi 2021 yılından beri nasıl ve kimlere karşı beklettiğini anlamak güç. Bölücülüğün siyasi koluyla ilgili daha fazla belge ve delile ihtiyaç duyulup duyulmadığını anlamak zor. Yarın Anayasa Mahkemesi'ne karşı mahkemede dava açacaklarımızı ilan ediyorum.
"Sizce yaşanan olumsuz olayları ne zaman görmeyi düşünüyorsunuz?"
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyeleri direkt size soruyorum: Olan biten rezaletleri ne zaman görmeyi aklınızdan geçiriyorsunuz? Anayasa Mahkemesinin Kandil'le köprü kurması, teröristleri arkalaması hukuk onuruyla, demokrasiyle kesinlikle bağdaşmayacaktır. HDP ve devamında kurulan hangi parti varsa derhal kapatılmalı, bir daha da bölücü bir organizasyona ruhsat verilmemelidir."