DEYMEN BENİM
Nereye gidersem gideyim beynim de benle! Nereye gidersem gideyim; kitaplarım , gazeteleri okumaya yarayan akıllı! telefonum benle. Gündemin bombardımanı altında yaşıyoruz. Akranlarımla 80 darbesinin apolitize edemediği bir kuşağız, doğrudur. Ama duygusal bir yanımız da var elbet dostlarım!. Ezgilerin götürdüğü diyarlarda, notaların altında ıslanmayanımız yoktur!.
Haftanın tam ortasında kalbimi açıp kapatıyorum beynimi. Kapatıyorum cep telefonumu. Duyguların paydaşlığında şarkılara teslim ediyorum ruhumu..
‘’ Unutturamaz seni hiçbir şey; unutulsam da ben ‘’ diye başlayan beste ve güftesi merhum Ekrem Güyer’e ait nihavend makamındaki şarkıda ne acılar, anılar göz yaşları vardır kim bilir? 1954 yılında, sadece 33 yaşında göçüp giden üstadın ruhu şad olsun..
‘’ Avuçlarımda hâlâ sıcaklığın var inan ‘’ dizesiyle gönüllerde taht kuran merhum Yusuf Nalkesen şarkısına ne demeli?! Kürdilihicazkar makamındaki şarkıyı ( bence ) en iyi seslendiren de yok artık aramızda: Zeki Müren.. Bahsetmeden geçmeyeceğim. 2000’li yılların başlarında ambulansla getirildiği Ege Üniversitesi Acil Servisinde, yattığı sedyeden ‘ Aceleyle geldik. Sakal traşı olamadım, affedin. ‘ sözleri hala kulaklarımdadır..
Beni tanıyanlar bilir, favorimdir.. Senede bir gün.. Sadık Şendil’in güftesini ne güzel bezemiştir notalarla Şekip Ayhan Özışık hicaz makamında. En iyi icra eden de Adnan Şenses’tir zannımca. 1965 yılında çekilen filmde de rol almıştır. 1946 ve 1971 yıllarında çekilen filmler küçük ayrıntılar dışında benzerdir. Senaryosu İhsan İpekçi’ye aittir. Merhum İsmail Cem’in babası olan İhsan Bey yıllarca Yeni Melek ve Emek Sinemalarının işletmeciliğini yapmıştır. Bir iddia o dönemde kendi ismiyle ortaya çıkamayan Nazım Hikmet’in eseri olduğu yönündedir! Göçüp gittiler işte; geriye kalan hoş bir seda. Işıklarda uyusunlar..
Hüzzam, en sevdiğim makamdır. Kişiliğimin yoğrulmasında büyük katkıları olan rahmetli ( ve şair ) amcam İsmet Yılmaz’ın da öyle!. Merhum Teoman Alpay’ın söz ve müziğiyle anıyorum amcamı..
‘ Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar
Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbalar ‘
Elbet türküler, klasik müzik, rock vb.. var!. Var da; yerimiz dar. Bırakın tek yazıya ansiklopedi ciltlerine sığmaz müzik!. Okyanusta bir damla su misali yazdığımız!.
Şimdilik olmak kaydıyla her dinlediğimde beni alıp götüren bir türküyle bitirmek istiyorum.
Bir Tokat türküsü.. Kaynağı Abbas Öz; derleyen Mehmet Erenler..
Deymen benim gamlı yaslı gönlüme
Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım
Evvel bağban idim dostun bağında
Talan vurdu, ayva nardan ayrıldım
Kumru gibi gökyüzünde dönende
Baykuş gibi virân yurda konanda
Çok ağladım Ferhat gibi çöllerde
Şirin gibi zülf’ü yârdan ayrıldım..
Şarkılarla, türkülerle çevrili bir yaşam dileklerimle…