Ekrem İmamoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu
İmamoğlu'nun açıklamaları:
16 milyonun seçilmiş temsilcisi olarak, seçilmiş tek kamu otoritesi olarak kuşkularımızı, bilimsel gerçekleri ve itirazlarımızı anlatmak adına buraya davet ettim. Ortaya koyacağım nedenler şahsi nedenlerim değildir. Siyasi bir amacı yoktur. Çocuklarımız için, torunlarımız için geleceği tehlikeye atan bir riskle karşı karşıyayız.
Kanal İstanbul bir ihanet projesi değil, bir cinayet projesidir. 82 milyonun güvenliğine yönelik bir felaket projesidir. Kimlere ne söz verilmiş olursa olsun derhal vazgeçilmelidir. 15 tehdidi, 15 madde olarak anlatmaya çalışacağım.
Kanal İstanbul demek susuzluğa mahkumiyet demektir. Öncelikle projedeki kanal 45 km uzunluğunda en dar yerinde 275 metre genişliğinde bir kanal. 8 bin 500 yıldır var olan İstanbul yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kaybedecek. Sadece bu madde bile bu projenin rafa kaldırılmasını emrediyor. Akıllı, mantıklı, gerçeklerden uzaklaşmamış hiçbir siyasetçi, dünya susuzluğu konuşurken bunu destekleyemez. Kendi ülkesine, kendi şehrine, kendi insanına bu ihaneti düşünemez.
"EN BÜYÜK TEHLİKE TERKOS GÖLÜ'NE KARIŞACAK TUZLU SU"
Salzıdere Barajı da devre dışı kalacak. İstanbul'un büyük bir bölümü susuz kalır. Yeraltı su kaynaklarımız da yok olacak. En büyük tehlike Terkos Gölü'ne karışacak tuzlu su. Tüm yeraltı sularına ve Terkos Gölü'ne tuzlu suyun karışacağı aşikar.
DEPREM RİSKİNİ TETİKLER
Kanal İstanbul demek kesinlikle deprem riskini tetiklemek demek. Milyonlarca insanın can kaybı kapıda beklerken bunu konuşmak ve tartışmak bile cinayettir. Deprem bugüne ait bir sorun değildir. Öyle raporlara öyle gecelik değişiklikler yapılıyor ki, fay hattını değiştirdik de diyebilirler.
Kanal güzergahı boyunca yapılacak yapılaşma büyük risk taşıyor. Zemin yapısı ne yazık ki heyelanlara çok müsait. Bu bölgede pek çok jeoteknik sorun söz konusu. Proje, 1, 2 ve 3. derece deprem bölgelerinde yer alıyor.
AVCILAR UYARISI
Avcılar Denizköşkler'de 631 bin metrekarelik denize dolgu ile konteyner limanı yapılacak. Bu liman da risk altındadır. Olası İstanbul depreminin 6 metre yüksekliğinde dalgalar yaratacağı konusunda raporlar var. Göz göre göre kendi elimizle felakete niye davetiye çıkarıyoruz? Niye yapıyoruz bunları?
Kanal İstanbul demek İstanbul'un doğasını sonsuza kadar katletmek demek. Hem de katrilyonlar harcayarak katletmek demek. Milli ve stratejik su kaynaklarımızı kurutacaksınız. Milyonlarca İstanbulluyu susuz bırakacaksınız.
"ALDANMA GELENEĞİNİZ OLABİLİR AMA MİLLETİ ALDATAMAZSINIZ"
Ticaret alanları, lojistik alanlar ve donatılar gelecekmiş. Yine beton yine beton. Yine rant. 1 milyon 150 bin diyorsa siz onun altını 2 milyon ile çizin. Yine çevre katliamı. Bölgedeki yapılaşmadan ÇED'de yok sanki öyle bir şey. Kimi aldatıyorsunuz? Raporda bu yapılarla ilgili sorulara cevap verilmiyor. Bir aldanma geleneğiniz olabilir ama milleti aldatamazsınız.
Kısa zamanda rüzgar, sıcaklık, nem rejimini değiştirecek. İstanbul'un batısındaki bu yapı duvarı İstanbul'u bir ısı adasına çevirecek. Kanal İstanbul projesi ile, inşaat ile 23 milyon metrekare orman alan, 45 kilometre uzunluğunda ve 150 metre genişliğinde 136 milyon metrekare büyüklüğünde tarım alanı sonsuza kadar ortadan kaldırılmış olacak.
Yok edeceğiniz su, tarım, orman alanı bu şehrin yaşam destek sistemi. İstanbul'daki manda popülasyonu muazzam süt, yoğurt kaynağıdır. Kalmadı. İnsanların moralini bozdunuz. Bölge sadece bununla da değil, aynı zamanda tabiatta bilinen en değerli kuşların göç yolu. Küçükçekmece lagünü yarı tuzlu suya sahip olduğu için deniz canlılarının da üreme noktası. Yok olacak ormanlık ve sulak alanlar, yaban hayvanlarının yuvası, bu kentin balığından kuşuna, yaban hayvanlarından bitkisine sahip çıkmazsak hayatta kalabilir miyiz? Kalamayız.