Erdoğan: Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nobel kendini tüketmiştir. Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Böyle bir katili ödüllendirmek, zulüm ile ortak hareket etmektir. Mahkûm edilmiş olan kişilere methiyeler düzen bir kişiye ödül veriyorsanız sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir yanınız kalmamıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, '10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü' nedeniyle Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen, 'Her İnsan Bir Dünya' temalı programa katıldı. Erdoğan, programın açılış konuşmasında, "Amerika'sından Avrupa'sına bugünkü batının geçmişi en ağır insan hakları ihlalleriyle doludur. Ülkemizin meşru terörle mücadele hakkını, 'insan hakları' başlığı altında eleştirenlerin geçmişinde soykırımdan sömürgeye kadar her türlü utanç verici leke mevcuttur. Tam tersine, bizim geçmişte de bugün de böyle bir ayıbımız yoktur" dedi. Erdoğan, açıklamasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı.

'ÜÇ KAVRAMDA İNSANLIĞIN TÜM MESELELERİ SAKLI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin 'Cumhurbaşkanı olma yolunda olmazsa olmaz nedir?' sorusu üzerine, "Hak, hukuk, adalet. Bu üç kavram bizim için olmazsa olmazımızdır. Bir liderin veya bir Cumhurbaşkanının da dikkat etmesi gereken, üzerinde hassasiyetle durması gereken konu budur. Bu üç kavramda adeta insanlığın tüm meseleleri saklı. Bunları halletmek gerekiyor. Biz yola çıkarken dedik ki;  'ülkemizin ayağa kalkışını dört unsurda sağlayacağız; eğitim, sağlık, adalet, emniyet'  Bunları hak, hukuk, adaletle birleştirdiğiniz zaman, inanıyorum ki o Cumhurbaşkanı da halkıyla olan bütünleşmesini başarılı şekilde sağlamış olacaktır" dedi.

 'TEK ÖNDERİMİZ, HZ. MUHAMMED'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin kendisine kimlerin örnek olduğu ve kimlerden ilham aldığı yönündeki sorusu üzerine, "Tek önderimiz, rehberimiz sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed. 'Hak, hukuk, adalet' dediğimiz zaman her şey onda var. Ardından tabii adaletin de timsali olarak Hazreti Ömer, çok çok önemli. Çağımıza doğru yaklaştıkça Osmanlı'da, Selçuklu'da örnek liderlerimiz var. Cumhuriyetin kuruluşunda aynı şekilde Gazi'nin önemi var." diye konuştu.

'BARIŞI BERABER SAĞLAYACAĞIZ'

Bir öğrencinin sorusu üzerine ABD Başkanı Donald Trump'u değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gizli ajandası yok, ne biliyorsa bunu açık net söyler. Saklısı, gizlisi bu noktada yok. Bana karşı da çok açık, net söyler. Ben de kendisine çok açık söylerim" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile karşılıklı olarak gizli ajandalarının olmadığını belirterek, "Attığımız adımların da şu anda birbirimize karşı çok açık, nettir. Oyunlarımızı oynuyoruz, adımlarımızı atıyoruz ve bölgede barışı inanıyorum yine beraber sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

'ONUNLA SADECE SİZ SANCI ÇEKERSİNİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimler üzerine Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile 1.5 saatlik bir görüşme yaptığını bildirerek, "Bu görüşmede; ne söylemem gerekiyorsa kendilerine bunu söyledim. Gizli kalırsa ne olur? Onunla sadece siz sancı çekersiniz. Başka bir şey olmaz. Ama açık, net ortaya koyarsanız sancıyı o çeker. Biz de bunu böyle yapmak durumundayız" dedi.


Libya ile imzalanan, 'Deniz Yetki Alanlarını Belirleyen Mutabakat Muhtırası'nın ardından Yunanistan, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs'ın Türkiye'nin karşısında bütünleştiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin Libya ile beraber olduğunu, bundan sonra da yollarına devam edeceklerini kaydetti.

'HERHANGİ BİR ENGEL SÖZ KONUSU DEĞİL'

Türkiye'nin Libya'ya asker gönderip göndermeyeceği yönündeki soru üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Asker gönderme konusunda biliyorsunuz şu anda Rusya'dan 'vagner' denilen bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket oraya güvenlikçilerini göndermiş vaziyette. Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa, biz Libya'ya da hele hele bu askeri güvenlik anlaşmasını yaptıktan sonra, biz oraya aynı şekilde elemanlarımızı yeteri derecede ne ise gönderebiliriz. Böyle bir güvenlik anlaşmasını, mutabakat metnini imzaladıktan sonra önümüzde herhangi bir engel söz konusu değildir."

'GERÇEK SEBEP, BİZ MÜSLÜMANIZ'

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uzun yıllardan bu yana tam üyelik başvurusunun bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Açık ve net söyleyeceğim; benim bu ifadelerimden çok rahatsız oluyorlar. Diyorlar ki, 'sizin nüfusunuz çok fazla.' Aslında gerçek bu değil. Gerçek sebep, biz Müslümanız. Çünkü Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde bir başka halkı Müslüman ülke yok. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Kendi aralarında bunları konuşuyorlar."

'KATİLİ ÖDÜLLENDİRMEK ZULÜM İLE ORTAK HAREKET ETMEKTİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nobel Edebiyat Ödülü'nün Srebrenitsa Soykırımı'nı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke'ye verilmesine tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi aslında bu çok önemli bir sınavdı. Bu, Nobel'in de ne olduğunu ortaya koydu. Nobel kendini tüketmiştir. Nobel kendisini aslında bitirmiştir. Nobel tamamıyla siyasi, tamamıyla ideolojik davranan bir kuruluş konumundadır. Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Türkiye olarak bu törene kesinlikle katılmayacağımızı, sözümüzün geçebileceği bütün dost ülkeleri de haberdar ettik. Kendilerinin de bu törene katılmamalarını özellikle istedik. Böyle bir katili ödüllendirmek, zulüm ile ortak hareket etmektir. Nobel şu anda, 'zulme rıza, zulümdür' ilkesinden hareketle bir defa böyle bir zalime ödül vermekle ona ortak olmuştur. Biz bu tür bir şeyi kabul etmemiz zaten mümkün değil. Bu adamın destek verdiği adamlar, Miloseviç olsun, Karadziç olsun bunların hepsi zaten mahkûm edilmiş kişiler. Mahkûm edilmiş olan kişilere methiyeler düzen bir kişiye ödül veriyorsanız, sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir yanınız kalmamıştır." Erdoğan, kendisine bir gün Nobel Barış Ödülü verilmesi halinde almayacağını da vurguladı.


'VATANDAŞLIK SÜRECİNİ ARTIRMA KONUMUNDAYIZ'
110 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini, 100 binin üzerinde Suriyeliye de ikamet verildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu 110 bin vatandaşlığın dışında diğerleri için de bu vatandaşlık sürecini daha da artırma konumundayız. Niye çünkü bu insanlar, benim ülkemde kaçak, göçek yaşamasın. Vatandaşlık aldığı zaman herhangi bir kurumdan, kuruluştan işini bulsun, çalışsın. Bundan Bay Kemal rahatsız olur. Çünkü o, 'biz iktidar olursak, bunları Suriye'ye göndereceğiz' diyor. İktidar olacağı da yok da. Biz bombalardan kaçanları Suriye'ye göndermedik. Öyle bir niyetimiz de yok" dedi.

'İSTİŞARE EDİLMEDEN BU ADIMLAR ATILMAZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine karar alma süreçlerinde istişareye önem verdiğini vurgulayarak, "Bu istişarede iki ayak vardır. Biri partimin kabinesidir. Bir diğeri ise partimin MYK'sı MKYK'sıdır. Buralarda bu görüşmeleri yapar, adımı ona göre atarız. İstişare edilmeden bu adımlar atılmaz. Hani 'tek adam'’ filan havaları yapıyorlar, böyle tek adam olarak ben ne ülkeye, ne dünyaya yetmem" diye konuştu.

'ÖĞRENCİLERİMİZ LEHİNE ADIM ATACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KYK borçlarının silinmesinin gündemde olup olmadığı yönündeki soruya ise, şöyle yanıt verdi:
"Bu, şu anda bizim gündemimizde. Değerlendirmesini bütçe müzakeresinden sonra inşallah masaya yatıracağız. Öğrencilerimizin lehine olacak bir adımı da tabii inşallah atacağız. Şimdi bu atılacak adımda bütün borçlu olanların beklentisini biliyorum. Tamamıyla bu borçların silinmesi süreci olacaktır. O zaman burada bir başka tercih gündeme gelecektir. O da nedir? Demek ki o zaman kredi olayı ya kalkacaktır, sadece burs verme noktasına gidilecektir. Onun çalışmasını, değerlendirmelerini yapıp adımımızı atacağız."
Erdoğan ayrıca Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nin açılışına sayılı günler kaldığını belirtti.