Faik Öztrak: Milletimize cehennemi yaşatıyorlar

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ekonomik buhran yaşandığını savunarak, "yandaşlar, dolarla, avroyla dağıtılan ihalelerle, alınan komisyonlarla, üçer, beşer maaşla, lüks hayat içinde yaşarken milletimize, cehennemi yaşatıyorlar." dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Bugün Merkez Bankası dövize iki hafta içinde dördüncü kez müdahale etti. Artık Türk lirasının dolar karşısındaki değeri müdahale tutmuyor, tüm müdahalelere rağmen hızla 15 liraya doğru gidiyor." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Parti Sözcüsü Öztrak, "devletteki yönetim krizini" ve "ekonomik buhranı" değerlendirdiklerini ifade etti.

Son üç yılda üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı, dört TÜİK Başkanı gördüklerine, ama sonucun değişmediğine dikkati çeken Öztrak, bu hükümet sisteminin milleti hızla fukaralaştırdığını ve milli parayı pul ettiğini söyledi.

Bu ülkedeki insanların soğukta saatlerce ucuz ekmek kuyruklarında beklediğini savunan Öztrak, "Şahsım rejiminde yandaşlar, dolarla, avroyla dağıtılan ihalelerle, alınan komisyonlarla, üçer, beşer maaşla, lüks hayat içinde yaşarken milletimize, cehennemi yaşatıyorlar." diye konuştu.

Sokak röportajı yapan Youtuberlar'ın gözaltına alınmasını eleştiren Öztrak, "Aldığımız habere göre bu hesapların sahiplerine şimdi ev hapsi kararı verilmiş." açıklamasında bulundu.

Üniversiteli gençlerin anayasal haklarını kullanarak, "Barınamıyoruz" demek için yürüyüş yapmak istediğini, gençlerin hepsinin gözaltına alındığını iddia eden Öztrak, "DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği ise Antalya'da 'Geçinemiyoruz' diye miting yapmak istedi, o da yasaklandı." sözlerini sarf etti.

"Sarayın elinde milli paramız pul oldu. Dolar bugün 14 lirayı geçti" diyen Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son üç ayda milli paramız ABD doları karşısında yüzde 40, Bulgaristan levası karşısında yüzde 37, Pakistan rupisi karşısında yüzde 37, Mozambik metikali karşısında yüzde 41, kaleşnikofla merkez bankası yöneten Taliban'ın afganisi karşısında da yüzde 29 değer kaybetti. Ülkemizin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeleyen milli paramızın, karşısında pul olmadığı dünya üzerinde tek bir para birimi kalmadı."

Merkez Bankasının bugün dövize iki hafta içinde dördüncü kez müdahale ettiğini dile getiren Öztrak, "Artık Türk lirasının dolar karşısındaki değeri müdahale tutmuyor, tüm müdahalelere rağmen hızla 15 liraya doğru gidiyor. Herkes Merkez Bankasının kolunun kanadının kırık olduğunu görüyor.

Bugün, Erdoğan'ın bürokratlarla ekonomi zirvesi yapacağını duyurmasına rağmen dolar tutulamıyor. Güveni yok ettikten sonra yapacağınız her ekonomi toplantısı, Türk lirasının daha fazla değer kaybetmesine neden olur. Bunları biz geçmiş krizlerde görmüştük. Şimdi aynı tabloyu yeniden yaşıyoruz." görüşünü paylaştı.

Piyasaları bir ringe, Merkez Bankasını da ringdeki boksöre benzeten, boksörün bir kolunun döviz rezervleri, diğer kolunun da faiz aracı olduğunu ifade eden Öztrak, şunları kaydetti:

"Seçimler öncesinde, sahte bir istikrar havası yaratmak için Merkez Bankasının bir kolunu kesip attılar. Merkez Bankasının rezervleri şu an eksi 38 milyar dolar. Bankanın kasasında kendisine ait tek bir sent bile yok. Dolar alıp başını gitmeye başlayınca damat bu sefer döndü, 'Cari açığı rekabetçi kurla düşüreceğiz' lafını tedavüle soktu. 'Rekabetçi kur' söylemini, beceriksizliklerine kılıf yapmaya çalıştı. Ama o gün bu bahane damadı kurtaramadı.

'At izi it izine karıştı' dedi, çekti gitti. Yeni gelen Merkez Bankası Başkanı tek kolla ringe çıktı, paranın itibarını korumak için. Diğer kolundaki faiz silahını kullanmak zorunda kaldı. Bir de üstüne 'Kolumu kim kesti bir araştırayım' deyince, Erdoğan havluyu ringe attı. Boksörü sahadan çekti. 'Ben Reisim için her dayağı yerim' diyen bir başkasını bu sefer, faiz kolunu da bağlayarak ringe çıkardı.

Şimdi iki kolunu da kullanamayan Merkez Bankasının, ringde ağzını burnunu dağıtıyorlar. Ne fiyat istikrarını sağlayabiliyor ne de milli paramızın pul olmasını önleyebiliyor. Her şey ortada. Bu maç satılmış. Antrenör şike yapmış. Merkez Bankasının dayak yemesini, Türk lirasının pul olmasını ayarlamış."

Bugün ekonomide "Çin işi, Japon işi" değil, 12 Eylül modelinin uygulandığını iddia eden Öztrak, "Türk lirasını pul ettikten sonra, ucuzlayan emeği, iş dünyasına rekabet gücü diye pazarlamaya kalkıyor. Ekonomide yarattığı yıkımla, sermayenin rızasını satın almaya çalışıyor. Ekonomiyi bitkisel hayata sokan Erdoğan'ın, Bakan Nebati'ye 'İlk toplantını iş dünyasıyla yap' demesi bir tesadüf değil." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, Avrupa'nın en düşük asgari ücretli ülkesi haline geldiğini iddia eden Öztrak, "Türkiye'deki brüt asgari ücret 223 avro. Oysa sene başında aynı brüt asgari ücret 392 avroydu. Devalüasyonla işçinin 169 avrosunu gasp ettiler. Sadece bunu telafi etseler brüt asgari ücret, 2 bin 717 lira artmalı, 6 bin 295 lira olmalı." dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in, yeni belirlenecek asgari ücrete ilişkin, "Bayram havası yaratacağız" ifadesini de eleştiren Öztrak, "değersiz Türk lirasıyla" fiyatların arşa çıktığını, bazı ürünlerde kıtlığın baş gösterdiğini, karneyle mal satılır olduğunu savundu.

Türkiye'de yaşlıların ekonomik sorunlarına da işaret eden Öztrak, "Son döviz krizi, özellikle emekli ve yaşlılarımızı ezip geçti. Emekli aylıkları bir anda açlık sınırının altında kaldı. Emekli maaşlarındaki bu kaybın derhal giderilmesi gerekiyor." diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un "Devletin verdiği Türk lirasını, gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır" dediğini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:

"Bu ülkede asıl ahlaksızlık, TÜİK’in çakma enflasyon rakamlarını esas alıp, işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin, kul hakkını afiyetle yemektir. Asıl ahlaksızlık, faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız, milletimizi faize ezdirmeyeceğiz dedikten sonra milletin yedi göbek sülalesini faize ezdirmektir.

Asıl ahlaksızlık, Merkez Bankası, ticari bankalara yüzde 15 ile borç verirken, devletin Hazinesinin aynı bankalardan, yüzde 22,70 faizle borçlandırılmasıdır. Asıl ahlaksızlık, Merkez Bankasının taşıyla, Hazinenin kuşunu vurdurmaktır."

"Ortada bir model falan yok"

Faik Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"HDP'nin İstanbul'daki kongresinde terörist Öcalan ile ilgili slogan atıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. HDP'nin adının böyle bir olayda geçmesini siz nasıl yorumlarsınız?" sorusuna Öztrak, "Bu hiçbir şekilde kabul edilemez, yanlıştır." yanıtını verdi.

"İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde terör örgütü ile ilgili çalışanlar olduğunu iddia etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bunu yalanladı. CHP Genel Merkezi konuyla ilgili soruşturma başlatacak mı?" sorusu üzerine Öztrak, şunları söyledi:

"Bu soruyu soranların, sordurtanların bir istihbarat teşkilatı olabilir. Ama CHP'nin bir istihbarat teşkilatı yoktur. Biz belgeye bakarız, yargı kararına bakarız. Ortaya konan bir belge yok, yargı kararı yok sadece ipe sapa gelmez iddialar var. Kimse boş atıp dolu tutturmaya kalkmasın. Bu iddiayı ortaya atan daha önce ortaya attığı mafyadan aylık 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiyi bir açıklasın. Sezgin Baran Korkmaz'ı yurt dışına kaçmadan hemen önce neden makamında ağırladığının hesabını versin."

"Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Çin modeli tartışmaları hakkında 'Bu Çin değil tamamen Türkiye modeli, model tutmazsa üzülürüm' dedi. Ayrıca faizleri arttırmayacaklarını ve dışarıdan hiçbir müdahalenin olmayacağını belirtti. Bu açıklamalara ilişkin yorumunuz ne olacak?" sorusunu ise Öztrak, şöyle yanıtladı:

"Merkez Bankasını iki kolunu kullanamaz halde ringe çıkarıyorsunuz, dayak yediriyorsunuz, Türk parasını pul ettiriyorsunuz, ekonomiyi tarumar ediyorsunuz. Sonra da bu beceriksizliğe kılıf geçirmeye çalışıyorsunuz.

Milletin 128 milyar dolarını buharlaştırdılar, Türk lirasını tutamaz hale geldiler. Ondan sonra bir yeni senaryo çıktı, rekabetçi kur senaryosu. Bu tutmadı. Şimdi de önce bir çakma Çin işi uydurdular. Bu da tutmadı. Şimdi sıra Türk işine geldi. Ortada bir model falan yok. Ortada büyük bir beceriksizlik var ve bu beceriksizliğin üstünü örtme çabası var.

Modelden bahsedilecekse bunun ne modeli olduğunu ben söyleyeyim. Bu yoksuldan alıp zengine verme modelidir. Bu Anadolu'daki, Rumeli'deki yurttaşlarımızın cebinden alıp bunu Londra'daki bankerlere transfer etme, tefeciye transfer etme modelidir. Bunun çok benzeri 12 Eylül sonrasında Türkiye'de uygulanmıştır. Artık kediye 'kedi' deme vakti geldi. Hükümet hayal aleminde dolaştıkça gerçeklerden koptukça fatura milletimizin sırtına biniyor. Bu beceriksizliğin adı da müellifi de modeli de Erdoğan şahsım hükümetidir.

Nasrettin Hoca'nın göle maya çalması misali, Bakan çıkmış 'Bu model tutmazsa üzülürüm' diyor. Bu sözler bu hükümetin ülkeyi nasıl bir yapboz tahtası haline getirdiğinin en güzel kanıtıdır. Sayın Bakan'ın konuşmasında söylediği tek doğru şey, yaşananların sarayın iddia ettiği gibi dış güçlerle ilgili olmadığı, sarayın doğruyu söylemediğidir. Umarım yeni Bakan bunu üç göbekten bağlı olduğu Erdoğan'a da anlatabilir."