HADİ GERİDE BIRAKALIM
Hiçbir fayda sağlamayıp hizmet etmeyen veya fayda sağlamamış ve hizmet etmemiş şeyleri taşımak bize fazlasıyla ağır geliyor artık.
Kendimizi tüm bunlardan arındırmak için harekete geçmemizin zamanı gelmedi mi hâlâ?
Psikolojik olarak iyileşmenin ya da gelişmenin gerçekleşmesi ve yeniliklerin hayatımıza girmesi için öncelikle onlara hayatımızda yer açmamız gerekiyor elbette.
Mesela bir bebek düşünelim. Bebeğin ilk yıllarına gittiğimizde, anne-bebek ilişkisi bağlamında baktığımız zaman, bebeğin ruhsal ve fizyolojik ihtiyaçlarını gidermesi gerekir. Aksi takdirde anneden, çevreden veya başka bir sebepten ötürü birilerinden ihtiyaçlarını karşılayamaması, onun ruh dünyasında birtakım problemler oluşturmaya başlar. Bu da çeşitli kırılmaların, takılmaların veya eksikliklerin meydana geleceğinin habercisi olur âdeta.
İşte bu bebek, bir yetişkin olduğunda beden olarak büyüse dahi, ruhsal anlamda takıldığı o yaşta kalmış olur. Yani aslında karşımızda bir yetişkin olsa da, ruhsal olarak bakıldığında bir bebeğin olduğunu söylememiz hiç de yanlış olmaz. Bu yetişkin, bir bebek gibi anne tarafından karşılanmayan ihtiyaçlarını ve eksikliğini gidermek için çeşitli yol ve yöntemlere başvurur. Bu ise nadiren işe yarar veyahut hiç yaramaz.
Bizler nedense çoğu kez ihtiyaçlarımızı bastırarak yok sayma yoluna başvururuz. Ve ihtiyaçlarımız dayanılmaz bir hal aldığında ise kendimizi çıkmazlara sürükleriz âdeta.
Öyle ki bu çıkmazlar, çeşitli problemlerin gün yüzüne çıkmasını sağlar. Aslında bu problemler bize bir şeyler anlatmaya çalışır. Anlayabilirsek tabii...
Ve nedense bizler ruhsal olarak son raddeye geldiğimizi hissettiğimizde, ancak bir arayış içerisine giriyoruz. Oysa bunları problemin henüz en başındayken saptayabilmeliyiz ki, işin vahameti artmamış olsun.
Bazı zamanlar olur ki, kendi ellerimizle çıkmaza sokabiliyoruz işlerimizi. Oysa bilmeliyiz ki; her bir çıkmaz, bizi fazlasıyla yıpratacak.
Şimdi zihnimizde birtakım şeyleri bir kenara bırakıp kendimizi yeniden güncellemenin zamanı...
Gelin, hep birlikte; mükemmeliyetçiliği,
Negatif konuşmayı,
Belirsiz sınırları bir kenara bırakalım.
Veya kendimizden zaman zaman özür dilemeyi ve kendimizi sabote etmemeyi,
Gerekçe olmayan her bir beklentiyi bir kenara atmayı,
Kendimize şüphe duyup güvensizlik içine girmemeyi başaralım.
Hatta ve hatta hakkettiğimizden daha azına razı olmayı,
Bize ait olmayan sorumlulukları almayı ve sahiplenmeyi,
İnsanları sürekli memnun etme çabasını,
Ve tek taraflı ilişkileri bir kenara bırakalım.
Hadi tüm bunları geride bırakıp tertemiz ve yepyeni bir sayfa açalım önümüze.
Bunu başarabilirsek şayet; kendi kendimizi tanımlamamız, hayatı anlamlandırmamız ve çevremizdeki ilişki içerisine girdiğimiz insanları tanımlamamız dahi yeniden bir anlam kazanmış olacak...
Değişecek...
Dönüşecek...
Ve daha bir iyileşecek...
Hadi zihnimizdeki tüm olumsuzlukları geride bırakalım!
Rahime SÖNMEZ ŞEN