İmamoğlu canlı yayında iddialara yanıt verdi! Bu karede İBB Başkanı neden yok?

FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Çalar Saat" adlı programına konuk olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın İstanbul'da duruma ilişkin yaptığı 3'lü açıklamanın fotoğrafını paylaşarak "Bu karede İstanbul Belediye Başkanı nerede?" diye sordu.

FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Çalar Saat" adlı programına konuk olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın İstanbul'da duruma ilişkin yaptığı 3'lü açıklamanın fotoğrafını paylaşarak "Bu karede İstanbul Belediye Başkanı nerede?" diye sordu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu "Çalar Saat" adlı programında megakentte yaşanan yoğun kar yağışına ve karla mücadeleye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın İstanbul'da karla mücadeleye ilişkin 3'lü ortak açıklamada bulunduğu fotoğrafı paylaşan İBB Başkanı İmamoğlu, "Bu karede İstanbul Belediye Başkanı nerede?" diye sordu.

''Bu fotoğraf çekildiğinde ben AKOM'da çalışıyordum'' diyen İmamoğlu, ''Dün sayın bakan kabul etti, TEM Otoyolu ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun açılamadığını. Kuzey Çevreyolu, İstanbul'un ana artarlerini yüzde 20 artırdı. Biliyorsunuz oradan paralı geçiyorsunuz. Orada sorumluluk işletmeci firmanın ve o gün yetersiz kaldı yolu açamadı. Karayolları ve İBB ekipleri yolu açmak için oraya gitti.'' dedi.

İmamoğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:

Bir kere İstanbul'da şunu vatandaşımıza şunu ispat ettik. "Biz ve siz" demedik ve İstanbullulara hizmet ettik. İstanbul'da yaşanan 16 milyon insana biz diyoruz, tüm kamu kuruluşlarına biz diyoruz. 20 Ocak Perşembe kar alarmı alınca oturduk tüm arkadaşlarımızla planlama yaptık. Ben İBB'nin üst düzey yöneticileriyle, kasım ayında 650 kişi eğitim yaptık. Ortada bir tek adamlık yok, ben liderlik yapıyorum ama tüm ekibimle. 650 yöneticimiz var ama 86 bin personelimiz var.

20 Ocak Perşembe günü AKOM'da yağışa yönelik planlama yaptık. Kar yağışında sokakta kalan 1500 vatandaşımızı misafir ettik. En yoğun kar yağışının yaşandığı 24 Ocak Pazartesi günü ve öncesi günde İstanbul Valisi ile konuştuk ve ilgili kurumları eşleştirdik. AKOM'da toplandığımızda orada emniyetten, karayollarından, İstanbul Havalimanı temsilcisi orada. Orada her kurumun temsilcisini görebilirsiniz.

Ben 33 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. 30 yıldır da İstanbul'a en çok karın yağdığı Batı bölgesinde yaşıyorum. 2004 yılındaki yoğun kar yağışında ben 4 arkadaşımla TEM otoyolunda aracımla mahsur kaldım. Hadımköy'deki yeğenimi kurtarmaya giderken, biz kendimiz mahsur kaldık.

Son 25 yılda İstanbul'da böyle bir kar yağışı görmedi. İstanbul'da o bölgede en kritik olan toplu taşımayı ayakta tutmak gerekiyordu. Maalesef İstanbul'un batı bölgesine tek ulaşım hattı metrobüs ve 24 saat boyunca çalıştırdık ve yolunda hiçbir aksama yaşanmadı. Maalesef Beylikdüzü'ne ulaşacak metro hattı cumhurbaşkanının imzasına takıldı.

D-100 karayolu bizim sorumluluğumuzda ve akşam saat 8'e doğru tıkandı ve işlemez hale geldi. Bakın gece saat 3'te E-5 akıyordu. Birincisi biz 7 saatte E-5'i açtık. İkincisi kesintisiz metrobüsle vatandaşlarımızı gidecekleri yerlere taşıdık. İstanbullular büyük orada vatandaş evine erişti. Geçmiş senelerdeki kadar mağduriyet yaşandı.

Ancak Basın Ekspres ve TEM Otoyolu tıkandı, ertesi gün öğlen ancak açıldı. Karayolları ve özel yolun işletmecisi yetersiz kaldı.

Kuzey Çevreyolu, İstanbul'un ana artarlerini yüzde 20 artırdı. Biliyorsunuz oradan paralı geçiyorsunuz. Orada sorumluluk işletmeci firmanın ve o gün yetersiz kaldı yolu açamadı. Karayolları ve İBB ekipleri yolu açmak için oraya gitti.

(İsmail Küçükkaya) İstanbul Havalimanı'nda, dünyanın en pahalı yolu Kuzey Marmara Otoyolu'nda başarısızlıklar oldu. Ama ben bunu sormuyorum, sizin sorumluluk alanınızda da sorunlar oldu. Bunları açıklar mısınız?

İsmail Bey, evet sorumluluk alanımızda 4-5 saat aracında kalanlar oldu. Bu ciddi bir sorundur. Bunu hafifletemeyiz. Büyük oranda İstanbullu evine erişmiştir. Önceki yıllardaki kadar büyük sorunlar yaşanmamıştır. Sorun nerede D-100 karayolunda trafik akmayınca sorun oluştu. Bizim sorumluluk alanımızla ilgili konuşuyorum. Burada vatandaş sorumluluğu da devreye girer. Kötü lastikle yola çıkmamalıydı.

Hatta ulaşılması gereken bir aileye önden itfaiye ekibimiz ve ardından karayolları 3 saatte ulaşabildi. Bunun özeti şu, biz birlikte çalıştık. Derdimiz ne? Biz birlikte bir iş başardık. "Ben daha başarılıydım" demedim. "Basın Ekspres yolu, TEM Otoyolu, Kuzey Çevreyolu kapalıydı. Siz buraları açmadınız" demedim.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın İstanbul'da duruma ilişkin yaptığı 3'lü açıklamanın fotoğrafını paylaşan İmamoğlu, "Bu karede İstanbul Belediye Başkanı nerede?" diye sordu. Bu fotoğrafın çekildiğinde ben AKOM'da çalışıyorum. Dün sayın bakan kabul etti, TEM Otoyolu ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun açılamadığını. Artık bizim Kuzey Çevreyolumuz var.

Perşembeden itibaren ilk defa bu kadar az trafik gördünüz. 16 milyon vatandaşımızla iş birliği yaptık.

Bizim de hatamız var, olmaz olur mu; hepimiz insanız.

TEM, basın ekspres sizin sorumluluğumuzdaysa bir buçuk gün orada insanları niye hareket ettiremediniz mi diyoruz biz? Beylikdüzünde çalışırken 2 sene tuz alamadık. Siyasi bir müdahale vardı. Bunları gördük biz.

İki bakan gece vakti İstanbul'a niye geldi? İstanbul'un en büyük karla mücadelesini yapan biziz. Hepsine bakan bir vali var zaten İstanbul'da. Çekiniyorlar bizimle bir araya gelmeye. Telefona bakamazlar bile.

İstanbul'a tarihin en fazla oyla seçilmiş belediye başkanına saygı duyacaksınız. İlçe belediye başkanlarının haline de üzülüyorum. İmamoğlu'nun aleyhine tweet atmak zorundalar. Sabah İmamoğlu, akşam İmamoğlu.

(Yemek açıklaması) İBB başkanı olmak bir kere dünyanın ilgisini çeker. İstanbul demek zaten Türkiye demek. Hatta siyasi espriyi burada dile getirelim. Az önce birçok beyanatını dinlediğimiz cumhurbaşkanımızın da bir beyanatı var 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.' İstanbul tarihinde bu kadar yabancı ülke misyon şefleriyle bu kadar kısa sürede görüşme yapmış başka başkan yoktur diye düşünüyorum. Görüşmediğimiz dünya ülkesi kalmadı. Böyle bir ortamda İngiltere Türkiye'nin en yoğun ticari ilişkileri olan ülkelerin başında geliyor. İngiltere büyükelçisi bizim makamımızda ziyarete geldi Aralık başında. Orada böyle bir hafif de bir iyi ilişki teması üzerinden böyle bir görüşmeyi o gün konuştuk. Şöyle konusu geçti bir yemek yiyelim.

İstanbul'da hatta balıkçıyı bile belirleyerek, bir Karadeniz vesaire üzerinden balıkçıyı bile belirleyerek böyle bir yemek konuştuk. Ve 25 gün öncesinden restoranda rezervasyon yapıldı. Ve biz rezervasyon yaptığımız restoranlara gidenler bilir camları açıktır, en açık yerinde , bunun girildiği yoktur ki. Kaldı ki yan masamızda oturan bir aile var. Çirkin olan şey oradan bir fotoğraf çekilmesi. Oradaki bir vatandaş çekmiş, siyasi girintileriyle ilgili başka detaylar da var şimdi o konuya girmeyeceğim. İşlerimizi AKOM'da yola koyduktan sonra gidişi normal karşıladım. 8 civarı yemekten kalktık yolda karın daha da yoğunlaştığını gördük eşimle AKOM'a geçtik.

Bizim trafiğimiz bu yani burada bunu bir kusur yerine koymak... Ha şu tartışıldı, bir fotoğraf çekildi, işin içerisinde başka kumpaslar var ama bu konuya girmiyorum. Siyasi tarafına da girmiyorum. Bir siyasetle ilintisi olan kişi tarafından çekilmesi kime gönderildiği her detayı biliyorum. (Hemen bunun açıklanması gerekirdi eleştirilerine) Ya ben umursamadım. İkincisi sayın büyükelçisi masada. Bir de karın arasına bu açıklamayı yapacağım! Ben AKOM'dan ayrılıp geçtim zaten yemeğe. Öyle zor durumdasınız ki, hatta biz bizden erken geldiği haberini aldık.

(MOBESE tartışması)

İkili mağduriyet var. İyilik zamanı kakara kikiri zamanı değil ey Bakan.

"Ben eşimle bir yemeğe gidiyorum nereye gittiğimin de önemi yok .Bugün de başka yerlere gideceğim bir sürü işim var. Güvencemiz ne bu ülkede Ne diyorsun sen Allah aşkına ya dedikoduyu bırak, bu nasıl bir tavır. Bu hayati bir meseledir. Bu benim memleketimin şahsımın ailemiz herkesin güvenliği meselesidir. (Soylu'ya) Gırgır zamanı değil. Bu tarz bu ülkede çok ağır şeylere mal oluyor. 55 gün önce 557 terörist dedin. 20 gün önce ben valiliğe dilekçe yolladım. Yollayın bana gerekeni yapıyorum dedim. Her dediğin lafın altı boş çıkıyor. İşin gücün başka. Ben bu olayı yaşadığım akşam İstanbul valimizi aradım ciddi bir meseldir bu bunu da dilekçe kabul edebilirsiniz dedim. Bu kesinlikle MOBESE.

"O adam var ya bir fotoğraf çekti masanın altında hiçbir kıymeti yok benim için. Ama bu benim devletimin kamerası. Magazin ortamında siyaseten boşa düşürmek için birileri bunu kullansın diye birileri bunu alelacele bunu yetiştirmiş. Peki sayın Bakanlar, sen MOBESE için mi İstanbul'a geldin? Bu süreci yönetmek için mi geldin? İngiliz Büyükelçisi de var onun da görüntüleri. Ya bu nasıl bir ayıp ya bu nasıl bir şaşkınlık bu nasıl bir İmamoğlu korkusu. Bu nasıl bir İstanbul sevdası!

İstanbul Emniyet Müdürü, altında kim sorumlusu müdür yardımcısı, kim sorumluysa MOBESE'nin başında bulunacak kardeşim, namus borcudur. Bu bilgilerin sızdırılması meselesi sorumluların bu devlete olan namus borcudur. Öyle dalga geçme zamanı... Öyle kabadayılık... Kabadayılık saygın bir kavramdır, o da yakışmıyor sana , devletin sana verdiği görevi yap (Soylu'ya). Buradan İstanbul Başsavcılığını göreve çağırıyorum.

Bütün bunları ben de buradan mesaj yolluyorum Sayın Cumhurbaşkanımı bütün bunların sorgulanması sorumlularından da hesap sorulması lazım. Hakkımı sonuna kadar savunacağım.

"(Erdoğan'ın bir gazetecinin "İran'a borç dolayısıyla elektrik kesintisi" iddiasına ilişkin sorusuna verdiği "Biz İstanbul değiliz" yanıtı) Sayın Cumhurbaşkanı siz de İstanbul Büyükşehir Belediyesisiniz. Allah aşkına İran'la doğalgaz münasebetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilişkisi ne?

"(Erdoğan'ın sözlerini hatırlatan Küçükkaya, "Siz engelleniyor musunuz yoksa mazeret mi üretiyorsunuz?" diye sordu) Sayın Cumhurbaşkanı İBB Başkanı iken AKOM yoktu. AKOM'un olmadığını buradan hatırlatayım. Biz mazeret üretmiyoruz engellemeleri sorunları ifade ediyoruz ama gümdü gümdür de iş yapıyoruz. Mazeret üretmiyoruz ama engelleniyoruz. Biz başından beri ekonomik olsun süreçlere dair olsun uyarılarımızı yapıyoruz. Şu son dönemdeki ekonomik farklar 11 belediye başkanı hemen toplandık. İki buçuk saat Zoom'da toplantı yaptık. Biz birbirimizden muhteşem güç alıyoruz.

Günün sonunda şunu söylüyoruz biz vatandaşımızın yanındayız bu kış koşullarını beraber atlatacağız. Ama şunu şunu yaparsanız hizmet kolaylaşır. Örneğin bizim mazot tükettiğimizden KDV almayın . Bu önerileri yapıyoruz. Engellenmedi deniyor ya birkaç madde sırlayayım; 300 otobüs alınması niye engellenir? Biz gittik kendi koşullarımızla 160 otobüs aldık. Zamanında ihmal etmişsiniz, yatırım yapmamışsınız ama otobüs filosunu, zorlanıyor. İki senedir hazine onayında kalmış, kredisi ihalesi hazır.''

Gelirinizi Etkili Kullanmanın Yolları