İslam Memiş: Şeytana uyup satmayın
Dolar ve altının çökeceğini saatler öncesinden bilen altın ve para piyasaları uzmanı İslam Memiş'ten, yatırımcılara uyarı geldi. Tüm zaferlerin sabırla kazanıldığını belirten İslam Memiş, "Şeytan, tabi ki alıp sattırarak zarar etmeni isteyecek" deyip yeni uyarılarını sıraladı.
Doların 18 lirayı geçtiği dakikalarda "Dolar ve altın çökecek, acınacak hale gelirsiniz" uyarısı yapan ve ve saatler sonra haklı çıkan İslam Memiş, sosyal medya üzerinden yeni uyarılar yaptı. "Büyük çöküşler bazen nimettir" diyen İslam Memiş, "Duran şey durduğu yerde kar veya zarar etmez" dedi. İşte İslam Memiş'in Twitter hesabı üzerinden yatırımcılara yeni uyarıları...
Duran şey durduğu yerde kar veya zarar etmez
Sabır ile kazanılmıştır tüm zaferler. Sabırsız olan hep kaybeden olmuştur. Düşüş veya yükseliş önemli değil, önemli olan varlığına sahip çıkmak. Duran şey durduğu yerde kar veya zarar etmez. Sadece acil durumda nakite çevirdiğinde gerçek kar veya zararı görürsün. Diğeri nefisti.
Şeytan kulağına sürekli fısıldayacak
Şeytan sürekli konuşacak kulağına; Alsaydın, satsaydın, şu kadar kazanacaktın, bu kadar kaybedecektin, zengindin, kraldın vs Aslında şeytan alıp sattırarak işini yapıyor. Soru; Sahip çıkarak sen işini yapıyor musun?
Şeytan işini yapıyor, dediklerine sakın uyma!
Şeytan, tabi ki alıp sattırarak zarar etmeni isteyecek, Tabi ki aile içinde huzursuz olmanı, işine konsantre olamamanı, batmanı, kredi kullanarak daha yüklü oynamanı, emanet para ile al-sat yapmanı isteyecek. Bu onun işi. Soru; Senin işin ne? Sen kimsin? Oyuncu mu, yatırımcı mı?
Bebek, düşmeden koşmayı öğrenebilir mi?
Büyük çöküşler bazen nimettir. Kendini sorgulama fırsatın olur. Sözlerin ve hedeflerin olur. En güzeli de sabrı öğrenirsin. Piştiğinde çevrene sabrı tavsiye edersin. Çünkü yanmışsın, pişmişsin ve tecrübeli bir yatırımcı olmuşsun. Bebek, düşmeden koşmayı öğrenebilir mi?
Kimse kazanmadı, kimse de zarar etmedi
Kimse kazanmadı, kimse de zarar etmedi. Herkesin rızkı kenarda duruyor. Üç fazla üç eksik. Önemli olan bıgün değil, yarın. Önemli olan yarın kim rızkından ne kadar yiyebilecek? Kim yarına çıkabilecek? Yarına çıkacağının garantisi yoksa, neyine sevinir, neyine üzülürsün?