İşte 9 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda yaşananlar
Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından bir gün önce Dolmabahçe Sarayı’nda neler yaşanmıştı? İşte hatıratlardan günümüze gelen 9 Kasım 1938’de Dolmabahçe:
Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından bir gün önce Dolmabahçe Sarayı’nda neler yaşanmıştı? İşte hatıratlardan günümüze gelen 9 Kasım 1938’de Dolmabahçe:
9 Kasım çarşamba sabahı Atatürk’te adale kasılmalarıyla istenç dışı hareketler ve inlemeler görüldü. Bunun üzerine bromürlü lavman yapıldı. Bu hareketler azaldı. Bir ara sık sık öksürdü. Terledi.
Öğle üzeri saat 11.00’den sonra 3 dakika süreyle oksijen verildi. 13.10’da bu, tekrarlandı. Bayar ve Dr. Arar, saraya geldiklerinde karşılaştıkları manzara suydu:
Dr. Asım İsmail Arar (doktoru):
‘Atatürk derin bir uyku içinde idi. Nefes alma ve kan deveranı faaliyetleri muntazamdı. Etrafındaki doktorlar son tıbbî vazifelerini yapmak için feragat ve gayretle çalışıyorlar ve her çareye başvuruyorlardı. Bu doktorlar, her iki saatte bir değişmek üzere ikişer ikişer nöbet bekliyorlar ve hastalığın seyrine ait müşahedeleri ve tatbik edilen tedbirleri ve ilaçları kayıt ederek vazifelerini kendilerinden sonra nöbete girecek olan arkadaşlarına terk ediyorlardı.
Hastanın halini görünce her şeyin bitmiş olduğuna kani oldum. Yalnız bütün hayatı bitmez tükenmez mücadeleler ve Türk vatanım kurtarmak için icabında katlandığı mahrumiyetler ve heyecanlar içinde geçen ve bir seneye yakın bir zamandan beri en ağır bir hastalığın pençesinde ıstırap çeken bu büyük adamın kalbi o kadar sükûn ve intizam içinde çalışıyordu ki, devam edip giden komaya rağmen artık önü alınması kabil olmayacak kötü akıbetin ne vakit gelip çatacağını tayin etmek mümkün olamıyordu.
Akşama doğru Atatürk yeni bir komaya girdi. Gözbebekleri ışığa cevap verse de tabandan artık refleks alınamıyordu. Nefes borusundan hırıltılar işitilmeye başlandı. Başucundaki doktorlar Müşahede Defteri’ne ‘Agoni’ diye not düştüler.’
‘Agoni’, ‘can çekişme’ demekti.
9 Kasım – Saat 20.00… Resmî tebliğ:
‘Bugünü yorgun ve dalgın geçirdiler. Umumî ahvaldeki ciddiyet biraz daha ilerlemiştir.’
Artık tıbbın yapabileceği bir şey kalmamıştı. Dr. Akil Muhtar Özden bu resmî tebliğin yayımlandığı saatlerde Atatürk’ün başucunda onun ölüm döşeğinin karakalem resmini çiziyordu.
9 Kasım – Saat 24.00… Resmî tebliğ:
‘Saat 20.00’den itibaren dalgınlık artmıştır. Umumî ahval vahamete doğru seyretmektedir.’
Atatürk güpegündüz fani hayata veda edip gidiyor, herkes ellerini kavuşturmuş, büyük bir acz içinde duruyor, kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.
Kaynak:
Sami Çelik – Atatürk’ün Son 100 Günü
Hasan Rıza Soyak – Atatürk’ten Hatıralar
Can Dündar – Sarı Zeybek
Hulusi Turgut – Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları