İYİ Parti'den Gezi Davası kararı hakkında açıklama! Muhakeme yeteneklerini terk etmişler...
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Gezi Parkı davasında verilen karar hakkında açıklamalarda bulundu. İşte haberin detayları...
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Gezi Parkı davasında verilen karar hakkında açıklamalarda bulundu. İşte haberin detayları...
Dün karara bağlanan ve 17 kişinin yargılandığı Gezi Davası’nda iş insanı Osman Kavala, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklardan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin de 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verildi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bunca tecrübeli kurumlarına sahip olmasına rağmen mahkemenin ancak 9 yıl sonunda karar verebildiğine dikkat çeken İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, şunları söyledi:
TÜM TECRÜBELERE RAĞMEN DAVA 9 YIL SÜRDÜ
– Tüm Türkiye'nin gözleri önünde ve yakından takip ettiği ‘Gezi’ sürecinin vatandaşlarımızın çevre duyarlılığı ile ortaya koydukları bir demokratik tepki olduğu, dönemin iktidarının gözbebeği olarak muhafaza edip, ne istedilerse verdiği FETÖ mensubu emniyet, mülki idare ve yargı mensupları ile terör örgütleri tarafından enfekte edildiği gerçeğinin göz ardı edilmesini, dönemin FETÖ'cü emniyet, yargı ve mülki idare amirlerinin ise bu süreçten vareste tutulmasını da tarihe not düşüyoruz.
MUHAKEME YETENEKLERİNİ TERK ETMİŞLER
– Daha önce ‘Hükümeti Devirmeye Kalkışmak’ suçundan beraat kararı alan şüpheli müebbet hapis cezası ile cezalandırılmış, beraat kararı aldıktan hemen sonra ‘Casusluk’ suçundan tutuklanan aynı şüpheli ‘casusluk’ suçundan beraat etmiştir. Yargılamayı yapan heyetten bir üyenin tane tane yazdığı muhalefet şerhini okuduğumuzda ise adalet duygusuna, vicdana, hukuka ve ülkemizin düşürüldüğü duruma ilişkin endişelerimiz derinleşmiştir.
YARGININ TARAFSIZLIĞINA MÜDAHALEDEN DE ÖTE
– Kararı veren heyetin gerekçeli kararını görmeden, deliller ve değerlendirmeyi okumadan lehe ve aleyhe manşetler üzerinden ithamda bulunmak elbette doğru değildir. Ancak medyaya yansıyan muhalefet şerhindeki hususlar doğru ise yargının tarafsız ve bağımsızlığına müdahaleden daha da ötesi bizzat yargılamayı yapan yargı mensuplarının, muhakeme yetki ve yeteneklerini terk ettikleri anlamına gelir ki, bu daha da vahim bir durumu ortaya koymaktadır.
– Ancak İstinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM süreçleri vardır. Hukuka, adalete, yargının bağımsız ve tarafsızlığına inanan ve mesleki duruşlarını hatta hayatlarını buna hasretmiş yargıçların böyle bir kararı objektif bir şekilde değerlendireceklerine olan umudumuz ve inancımız devam etmektedir.