Kadir Şeker'in avukatından 'kiralık katil' iddiasına cevap geldi

Konya'da, 12,5 yıl hapis cezası alan Kadir Şeker tarafından öldürülen Özgür Duran'ın annesi Mübeyyen Güner Dalkılıç ile kardeşi Niyazi Remzi Duran, dün Şeker'in kiralık katil olduğunu iddia etti. Kadir Şeker'in avukatlarından Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ bu suçlamaya tepki göstererek, ''Bunlar doğru olmayan, temeli olmayan iftiralardı, kabul edilemez" dedi.

Olay, 5 Şubat günü akşam saatlerinde, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı'nda meydana geldi. Özgür Duran'ın sevgilisi Ayşe Dırla'yı dövdüğü gerekçesiyle olaya müdahale etmek isteyen Kadir Şeker, çıkan arbedede Duran'ı bıçaklayarak öldürdü. Tıp fakültesinde okumak için üniversite sınavına hazırlanan Şeker, 'kasten adam öldürme' suçundan tutuklu yargılandığı 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 14 Ekim günü önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ardından ceza, suçun haksız tahrik altında işlendiği gerekçesiyle önce 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12,5 yıla indirildi.

900 GRAM EROİNLE YAKALANDI

Kadir Şeker'in kurtarmaya çalıştığı Ayşe Dırla, dün imam nikahla birlikte yaşadığını söylediği Murat Hanlı ile birlikte bulunduğu araçta 900 gram eroinle yakalandı. Dırla ve Hanlı, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olayın ardından Özgür Duran'ın Antalya'da yaşayan annesi Mübeyyen Güner Dalkılıç ile kardeşi Niyazi Remzi Duran, dün Kadir Şeker'in kiralık katil olduğunu öne sürerek, Ayşe Duran, hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

'HEM AHLAKEN, HEM DE VİCDANEN KABUL EDİLEMEYECEK İFTİRA'

Kadir Şeker'in avukatlarından Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, suçlamalara tepki gösterdi. Bu davranışın kamuoyunun, Kadir Şeker'e verdiği desteği azaltmak amacıyla yapılan bir davranış olduğunu söyleyen Aladağ, şöyle konuştu:

''Maktulün ailesi tarafından bir kısım medya kuruşlarına Kadir Şeker'in, Ayşe Dırla ve son haberde yansıyan dini nikahlı eşiyle birlikte kiralık katil olarak tutulduğu, planlı programlı bir şekilde Özgür Duran'ın öldürüldüğüne yönelik asla gerçekle bağdaşmayan kabul edilemeyecek bir takım haberler paylaşılmakta. Bu hem ahlaken, hem de vicdanen kabul edilemeyecek iftira mahiyetinde bir beyandır. Maktul ve Ayşe Dırla, 5 Şubat 2020 tarihi itibariyle Konya'ya 1 ay önce gelmiş 2 şahıs. Daha önce Kadir'i görmedikleri gibi tanışıklıkları dahi yok. Olaya yansıdığı gibi Kadir, dershaneden çıkıp evine doğru hareket ederken kadın sesini duyup yardım amacıyla gidiyor. Ben şunu sormak istiyorum; kiralık katil olarak tutulan Kadir, hem maktul, hem de Ayşe Dırla, 'Benim eşim' dedikten sonra 'Yine de şiddet uygulayamazsın' deyip, geldiği istikamete doğru yönelmiştir. Olay yerine terk etme çabası içindeyken maktulün fiziki ve sözlü saldırısına maruz kalmıştır. Kiralık katil olarak gelen biri, bu beyanın ardından olay yerine terk eder mi? Dolasıyla bu haberin kabul edilebilir tarafı yoktur. Bu olayla amaçlanan Kadir Şeker'e olay gününden bugüne hem ulusal, hem uluslararası kamuoyundan, vatandaşlardan destek gelmiş, mesajlar yağmıştır. Halende destek gelmeye devam etmektedir. Anladığım kadarıyla bu anlamda Kadir'e yönelik desteği en aza indirme çabası olarak olabilir.''

'MAHKEMEYİ DE ETKİLEYEMEYECEKLER'

Bu davranışın istinaf mahkemesini etkilemeyeceğini ifade eden Aladağ, ''Dosya, istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkememiz inceleyecek. Mahkemeyi etkilemeye yönelik çabaysa, bu da kabul görmez. Asla kabul görmez, hem ilk derece mahkememiz hem istinaf mahkememiz tarafsız ve bağımsızlığından ödün vermeden, en adil ve en doğru kararı dosya kapsamına göre sunacaktır. Bu noktada hiçbirimizin kuşkusu şüphesi yoktur" dedi.

'AYŞE DIRLA'NIN EROİNLE YAKALANMASI, KADİR ŞEKER DAVASINI ETKİLEMEZ'

Aladağ, ayrıca Dırla'nın eroinle yakalanmasının da davayı etkilemeyeceğini vurgulayarak, "Ayşe Dırla, bir miktar eroinle yakalandığı ve tutuklandığı haberi geldi. Bunun da Kadir Şeker'in davasıyla illiyet bağlantısı yoktur. Birbirinden bağımsız eylemlerdir. Bu olay, Kadir Şeker davasına olumlu ya da olumsuz yansıması olmayacaktır" diye konuştu.

'KADİR YURTTAŞLIK BİLİNCİ İLE HAREKET EDEREK BİR SUÇU ÖNLEMEYE ÇALIŞTI'
Olayın ardından tüm delillerin incelendiğine dikkat çeken Aladağ, "Kadir Şeker olayı, 5 Şubat 2020 tarihinde gerçekleşti. 8 ay süren bir yargılama sürece oldu. Olay yerine inceleme, hem kolluk kuvvetlerince hem savcılık aşamasında hem de mahkeme aşamasında, en ayrıntılı detayına kadar hem kriminal hem adli tıp inceledi. HTS kayıtları, görgü tanıklarının tamamından ayrıntılı ifadeleri alındı. Bu konuya ilişkin en küçük bir delil mevcut değil. Kadir Şeker'i tanıyan bir vatandaş olarak ifade etmek istiyorum, buna asla ve asla ihtimal dahi vermiyorum. Böyle bir husus doğru değildir. Mesajlaşmanın varlığı iddia olunmuştur, Bunlar ortaya çıkmadan da yorum yapmak doğru değildir. Fakat bunlar doğru ifadeler, doğru suçlamalar değildir. Kabul edilemez. Kadir Şeker, gerekçeli kararda yansıdı üzerine söylüyorum; yurttaşlık bilinciyle hareket ederek bir şiddeti önlemeye yönelmiştir. Bu kadın da olabilirdi, erkek de. Yegane gayesi buydu. Ama istenmeyen bir sonuç ortaya çıktı. Kadir de bunu istemiyordu. Kadir, kiralık katil kastıyla hareket etseydi olay yerine terk etmezdi. Bunlar doğru olmayan, temeli olmayan iftiralardı, kabul edilemez.''

Gelirinizi Etkili Kullanmanın Yolları