Kan donduran Pınar Gültekin cinayetinde 3 çok önemli şüphe!
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Pınar Gültekin cinayetinde dikkat çeken bir karara imza attı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Pınar Gültekin cinayetinde dikkat çeken bir karara imza attı. Buna göre, olay yerinde bulunan bir varil içerisinde ele geçirilen sigara izmaritlerinin şüpheliler Şükrü Gökhan O. ve anne Ayten Avcı'nın DNA profiliyle uyumlu olduğu belirtildi. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Avcı'nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı ve Şükrü Gökan Orhan'ın suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan haklarında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar da bozuldu. Gültekin ailesinin avukatı Dr.Rezan Epözdemir de, DNA tespitinin yanı sıra MOBESE'ye takılan araçlar ve çelişkili ifadelerin de bozma kararında etkili olduğunu vurguladı.
Muğla'da Cemal Metin Avcı tarafından boğularak öldürülüp, cesedi varilde yakılan Pınar Gültekin'in ölümüyle ilgili dün çok önemli bir gelişme yaşandı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Avcı'nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı ve Şükrü Gökan Orhan'ın suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçundan haklarında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bozuldu.
Kararda, İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı'nca düzenlenen raporda olay yerinde bulunan bir varil içerisinden ele geçirilen sigara izmaritlerinin şüpheliler Şükrü Gökan Orhan ve anne Ayten Avcı'nın DNA profiliyle uyumlu olduğu belirtildi.
Yargıtay İlamı'nda şüphelilerin, dosyadaki mevcut tespit ve deliller ışığında, kasten öldürme olayından sonraki bir zaman diliminde olay mahalline gittikleri yönünde kuşku bulunmayan ve orada bulunma sebeplerini izah noktasında çelişkiye düştüğü, haklarında 5271 sayılı CMK'nın 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe bulunduğu, şüphelilere yüklenen suçun işlenip işlenmediğinin, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların mahkemece, birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verildiğine yer verildi.
3 ÇOK ÖNEMLİ ŞÜPHEYE DİKKAT ÇEKİLDİ
Yerel mahkeme kararının bozulduğu Yargıtay İlamı'nda çarpıcı tespitlere de yer verildi. Buna göre Pınar Gültekin'in öldürüldüğü zaman diliminde şüpheliler Selim ve Şükrü Gökan Orhan tarafından kullanılan araçlarla aynı renk, marka ve model araçların olay mahalli istikametinde seyrettiklerinin tespit edildiği kaydedildi. Cemal Metin Avcı'nın 20 Temmuz'daki ilk ifadesinde ise maktuleyi hiç görmediğini ve olayla ilgisinin bulunmadığını ve bağevinden de hiç bahsetmediğini söylediği belirtildi. Aynı gece gözaltına alındıktan sonra da suçlamayı kabul edip tüm detaylarıyla cinayeti anlattığı kaydedildi. Cemal'in eşi tanık Eda ve şüphelilerin de maktule ile Cemal Metin Avcı arasındaki ilişkiyi bilmediklerini ifade etmelerine karşın, şüpheliler Selim ve Ayten'in gelinleri Eda'nın maktulenin evde olup olmadığını kontrol etmek istemesi üzerine hep beraber bağevine gittiklerinde evin temizlenmiş olduğunu gördüklerini beyan ettikleri vurgulandı.
Şüpheli Şükrü Gökan Orhan'ın ise 8 Eylül 2020'de alınan ilk ifadesinde tanık Eda ve diğer şüphelilerle birlikte evin tadilata ihtiyacı olup olmadığına bakmak için bağevine gittiklerini beyan ettikleri, 1 Ekim tarihinde ise kollukça alınan ifadesinde ise Eda'nın isteği üzerine bağevine gittiklerini ancak neden gitmekte ısrarcı olduğunu bilmediğini ifade ettiği kaydedildi.
Yargıtay ilamında tüm bu şüphelerle birlikte İzmir Adli Tıp Kurul Başkanlığı'nca düzenlenen raporda da olay yerinde bir varil içerisinde ele geçirilen sigara izmaritlerinin şüpheliler Şükrü Gökan Orhan ve Ayten'in DNA profilleri ile uyumlu olduğunun tespit edildiğine yer verildi. İlamda bu şüpheler nedeniyle yerel mahkemenin kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararının bozulduğu ifade edildi.
"ADALETİN GEÇ DE OLSA YERİNİ BULACAĞINA UMUT EDİYORUZ"
Habertürk'e değerlendirmelerde bulunan Gültekin ailesinin avukatı Dr.Rezan Epözdemir de, "Biz soruşturmanın başından beri bu cinayetin tek başına işlenemeyeceğini ve suç delillerinin tek başına yok edilemeyeceğini ifade ettik. Buna rağmen, Selim Avcı, Ayten Avcı ve Şükrü Gökan Orhan hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. İtiraz ettik bu karara. Sulh ceza hakimliği itirazımızı reddetti. Karar kesinleşti deyip bu kararı kabul etmedik ve olağanüstü kanun yoluna başvurduk. Sonuna kadar hukuki mücadelemizi sürdürdük. Nihayetinde kanun yararına bozma talebimiz Yargıtay tarafından ileri sürdüğümüz itirazlar doğrultusunda kabul edildi. Gelinen noktada, bu kararla birlikte bu canice cinayeti işleyen sanık, anne ve babası ile ortakları hakkında da en kısa zamanda iddianame tanzim edilecek ve hukuki süreç işleyecek. Adaletin, ne kadar zor ve meşakatli olursa olsun, geç de olsa yerini bulacağını umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Epözdemir, dosyanın ana dosya ile birleştirileceğini de kaydederek şöyle devam etti: "Burada aslında olay şu ki, Cemal Metin Avcı gözaltına alındıktan sonra bağevine gidiyorlar. Buradaki motivasyon nedir? Aile üyeleri ile birlikte bu kadük bağevine gidiyorlar. Gece 12'de gidiyorlar. Suç delillerini gizledikleri yönündeki iddiamızı defalarca dile getirmiştik. Şimdi Yargıtay'ın bozma kararı ile birlikte açılacak davada 'suç delilerini gizleme ve yok etme' suçlamasından 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar. Burada tabiki MOBESE'ye takılan araçlar, çelişkili ifadeler ve son olarak DNA tespiti bozma kararında çok önemli etkenler."