Korona virüs sürecinde kiracı ile ev sahibi anlaşmazsa ne olacak? İşte yanıtı

Koronavirüs salgını sürecinde ev sahipleri ile kiracıların karşı karşıya geldiğini belirten uzmanlar değerlendirmelerde bulundu. Avukatların 'mücbir sebep' olarak ifade ettiği bu dönemde ödemede zorluk çeken kiracıların hukuki açıdan iki seçeneği bulunuyor

Koronavirüs salgını sürecinde ev sahipleri ile kiracıların karşı karşıya geldiğini belirten uzmanlar değerlendirmelerde bulundu. Avukatların 'mücbir sebep' olarak ifade ettiği bu dönemde ödemede zorluk çeken kiracıların hukuki açıdan iki seçeneği bulunuyor

Kira borcunun ödenmemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını ifade eden Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, kiracılara seslenerek şunları söyledi:

"Kira borcu bir para borcu olduğu için ödenmesi gereken bir borçtur. Yani kiracı 'ben kira borcumu ödemiyorum' diyemez. Koronavirüs bir mücbir sebep. Yani öngörülmeyen, öngörülmesi de mümkün olmayan hukuki bir durum var.

Dolayısıyla karşımıza kira borcunun ödenmemesi dışında iki alternatif çıkıyor. Bir tanesi kira borcunu hiç ödemeyecek, ödeme durumu tamamen çekilmez bir hale düşmüş olan kiracılar açısından sözleşmeyi feshedip gitmek. Koronavirüs nedeniyle kiracı tahliye ederse herhangi bir fesih tazminatı ödemeyecek. İkinci seçenek olarak ise kiracı 'ben kiramı eksik ödemek istiyorum yani daha az ödemek istiyorum' diyecek.

Bu da bir hak. Buna biz 'uyarlama' diyoruz. Yani kiracı kirasını bu dönem için ve bu dönemin devam ettiği etki alanı kadar süre için uyarlanmasını talep edebilir. Bunu talep ederken isterse kirasını eksik öder, mal sahibi eksik ödenen kiralara dair hukuki sürece başladığında bu hakkını orada kullanır.

Ya da kiralarını tam öder ama 'mücbir sebep nedeniyle haklarımı saklı tutuyorum' der. Geriye dönük olarak ödemiş olduğu bu fazla bedellerin iadesini talep edebilir. Yaşanan bu durumu mücbir sebep olarak görmek zorundayız.

Ancak mücbir sebebin kötü niyet olarak da kullanılmaması gerekir. Kişinin ekonomik durumu iyiyse 'ben bunu ödemiyorum' diyemez. Ancak şahıs eğer bu dönemde iflas etmiş, iş yeri kapatılmış, işten çıkarılmışsa ve kirasını ödemeyecek durumdaysa konut kiraları için de aynı durum söz konusu olur."

"MÜCBİR SEBEBİN KARŞI TARAFA İHBAR EDİLMESİ ZORUNLU"

Yaşanan problemin mal sahiplerine mutlaka bildirilmesi gerektiğini ifade eden Avukat Ali Güvenç Kiraz,  şöyle devam etti:

"Ben konut kiracısıyım. Kirayı ödeyebilecek ekonomik durumda değilim. Çünkü işten çıkarıldım. Bu geliri elde edemiyorum, diyerek ihbar edilmeli.

Mücbir sebebin karşı tarafa ihbar edilmesi zorunlu. Buna kimsenin 'mücbir sebep değildir' demesi mümkün değil. Dolayısıyla kiracı mal sahibine böyle bir bildirim yaptığında eğer iki taraf anlaşıyorsa hem çok değerli davranış şekli hem de hukuken doğru olan davranış. Mal sahibi buna riayet etmiyorsa kiracının uyarlama yani indirilmesini talep etme hakkı var. Yani kiramız 2 bin TL. Bunun yarısına yakın indirilmesi talep edilebilir.

'Hiç ödemiyorum' demek söz konusu değil ama kiracı ihbarnamesini gönderdiğinde mal sahibi kabul etmiyorsa ya feshederek daire veya iş yerini boşaltacak ya da kiranın indirilmesini talep edecek.

İndirilmesini istemiyorsa da kendisi indirip belli bir miktar gönderecek bu daha sonra hukuki bir süreç olacak ya da kendisi kiranın tamamını yatıracak ama hakkını saklı tutacak. Bu işler bittiğinde dava açıp ödemiş olduğu fazla bedelleri mal sahibinden geri talep edecek."