KÜÇÜK MUTLULUKLAR
- Hanım saat kaç oldu?
- 10' u biraz geçiyor Hüseyin' ciğim.
- Geciktiler mi ne?
- Gelirler, merak etme şimdi.
- Bayram bugün, mahallenin çocukları bile geldi, onlardan haber yok.
- Eski zamanlarda değiliz bey, geç kalkıyor yeni nesil.
Çok çalışıyoruz, yoruluyoruz, dinlenmeye vakit bulamıyoruz çoğu zaman. İş olmadığı zamanlarda ya uyuyoruz, ya alışveriş, ya eğlence..
Kazandığımız paraları harcamamız lazım. Çok harcamak için çok çalışmak. Çocuklarımızı iyi okullarda okutmak istiyoruz. En iyi giysiler, en iyi araba, en güzel ev.. Daha fazlası, hep daha fazlası.
Fırsatını bulunca en güzel tatil, yurtdışı gezileri, gittim, gördüm düşüncesi.
Aldıklarımızı koyacak dolap bulamıyoruz evde. Giymediğimiz giysiler, çöpe attığımız yiyecekler, kullanmadığımız mutfak eşyaları, en pahalı eloktronik cihazlar, araba parası telefonlar, takılar, saatler..
Paramız çok, seviyoruz almayı. Biz kazandık ya, almak en doğal hakkımız. Evimiz, yazlığımız, devre mülkümüz her şeyimiz var. Biraz çoksa para, tekne de alıyoruz.
Çok seviyoruz böyle yaşamayı.
Ya diğer sevdiklerimiz?
Anneler, babalar, kardeşler..
Kaç bayram birlikte geçirdik? Kaç haftasonu birlikte yemek yedik?
Özel bir gün olmadan bir hediye aldık mı birbirimize?
Ne zaman sarıldık onlara?
Hapis hayatını yaşamaya başladık. Ne aldıklarımız önemli, ne de kapımızın önünde duran araba. Çift çift ayakkabılar, giysiler dolapta duruyor günlerdir. Evin içinde dolanıyoruz aynı kıyafetlerle. Yatak odasından salona, salondan balkona, balkondan mutfak, banyo, varsa bahçeye..
Şimdilik bir iki sokak öteye, belki başka bir mahalleye. Yarın hiç çıkamayacağız dışarıya.
Kıymetini anladık mı hayatımızda azalttığımız şeylerin?
Anlamaya başlıyoruz galiba. Eski zaman değerlerini yeniden yaşamaya başlayacağız. Eşyanın değerinin olmadığını yeni anladık. Paranın değersizliği ortaya çıktı. Bankadaki para mutluluk getirmiyor.
En değerli şey özgürlük.
Sevebileceğimiz insanların olması, onları görebilmek, dokunabilmek..
Hayatın gerçek değerleri maddi şeyler değil.
Küçük mutluluklar küçük şeylerde saklı.
- Bey kapı çalıyor.
- Geldiler hanım, geldiler.
- Çocuk gibi oldun sen.
Çocuklar gibi sevindireceğiz bizi sevenleri.
Çıkacağız bu kafesten, yeniden doğmuş bir çocuk gibi..