KÜRTLÜK NEDİR?

Kürt" kelimesi peki nereden geliyor. Kürtlerin Türklerden bir farkı varmı dır? Varsa Kürtlük nereden geliyor o zaman? Denilebilir ki, 20. yüzyılda hiçbir topluluk Kürtler kadar araştırma konusu olmamış ve bu konuda hatta yüzlerce kitap yazılmıştır. Doğrusu bu araştırmaların birçoğunun temel nedeni ve farklı anlamı var. Bunun sebepleri konusuna ayrıca aşağıda değineceğim.

NACİ ÖZKAN naci@lenaofis.com

KÜRTLÜK NEDİR?

Günümüzde Kürtler özgürleşmeye veya özgürleştirilmeye çalışılan bir toplum. Peki özgürleştirmek yada özgürleşmek isteyen bu toplum niçin bu gün Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den ayrılıp kendi devletini kurmak istiyor? Peki bunu sürekli kaşıyan batının ve Amerika’nın temel amacı nedir? Hatta eğitim ve refah seviyesi düşük diğer tüm coğrafyalarda "aman çocuk yapmayalım nasıl bakacağız" düsturu hakimken kürtlerin memleket üzerindeki emellerine ulaşmak için dur durak bilmeden ve korunmadan çocuk yapmasının amacı nedir?


Kürt" kelimesi peki nereden geliyor. Kürtlerin Türklerden bir farkı varmı dır? Varsa Kürtlük nereden geliyor o zaman? Denilebilir ki, 20. yüzyılda hiçbir topluluk Kürtler kadar araştırma konusu olmamış ve bu konuda hatta yüzlerce kitap yazılmıştır. Doğrusu bu araştırmaların birçoğunun temel nedeni ve farklı anlamı var. Bunun sebepleri konusuna ayrıca aşağıda değineceğim.


Efendim bu sorunun cevabını şöyle açıklayayım size. Büyük Macar Türkoloğu Gyula Nemeth "Yurt kuran Macarların Tarihi" adlı eserinde Kürtlerden şöyle bahsediyor. "Kürtler, Yenisey civarında yaşayan bir Türk boyudur." diyor. Bu beyanla birlikte Kürt " adıyla bilinen diğer bir Kürt boyunu da Macarları oluşturan 7 boydan birisi olarak görüyoruz. Bunların Yenisey’deki Kürt Türkleri’nden olup Gök-Türk çağında Macarlara katılarak Balkanlara geldiği anlaşılıyor.


Kürt olduklarını iddia eden Kurmanç, Guran, Lur ve Kalhur gibi aşiretlerin ağızlarında "Kürt" diye bir kelime bulunmamaktadır. Ayrıca İrani ve Ari dillerde de böyle bir kelime yoktur. Arapça da bulunan Kürt kelimesi ise bu dile Türkçe’den geçmiştir. Bu yüzden Kürt terimini Türkçe’de aramak zorundayız. Tarihte Kürt adına ilk defa Yenisey de Gök-Türk kitabelerinde " Elegeş Yazıtında" rastlıyoruz. Buradaki Kürt boyu Gök-Türklerden olup beylerinin adı "Alp Urungu" idi. Bu kitabede aynen şöyle yazmaktadır. "Kürt El kan Alp Urungu , Altunluğ, Keşigün, Bantın belde, Elim dokuz kırk yaşım" Günümüz Türkçesiyle anlamına gelince;


" Kürt halkının Hanı Alp Urunguyum. Altınlı okluğumu belime bağladım. Devletim oldu. 39 yaşında öldüm. " şeklindedir.


Bu konuda Kaşgarlı Mahmud'un yazmış olduğu Türklerin en eski Türk sözlüğü olan Divan-u Lügat-it Türk'e bakalım. Kürt terimi "Kar yığını, Çığ, bir çeşit kayın ağaçı " şeklinde izah edilmiştir. Diğer Türk lehçelerinde de Kürt kelimesi genellikle "Kar yığını" anlamına geliyor.


Gyula Nemeth, Kürt kelimesinin Türkler’de kabile adı olarak kullanıldığını ve kar yığını anlamına geldiğini de yaptığı akademik çalışmalarla kanıtlamıştır. İran ve Arap kaynaklarında ise "Kürt" terimi göçebe hayat tarzına verilen bir ad olarak karşımıza çıkıyor.


Ebul Gazi Bahadır Han'da yazmış olduğu "Şeçere-i Terakime" de Kürt adı altında bir Türk boyunun mevcudiyetinden söz ederken, Türkmenistan'ın Balkan Dağları kesiminde Ensari Türkmenleri içerisinde en büyük boyu "Kızır- Çuralıların teşkil ettiğini belirterek şöyle demektedir.


"Kızır-elinde bir uruğ olur, onlara Kürtler derler. Onlar, Kızır-Çuralı neslinden Türklerdir." Bu belgede de görüldüğü gibi Kürtler Türk boylarından Türkmen grubuna mensupturlar.


Oğuzlar kitabında da bahsedildiği gibi Kürtler, Oğuzların 24 boyundan biri olan Buğdüz boyuna mensuptur. 24 Oğuz boyunun her birinin bir boy ifadesi olduğunu da biliyoruz. Buğdüz boyunun manası da "Herkese tevazu gösterir ve hizmet eder" şeklindedir.


Ayrıca Oğuzlar, İslam dinini araştırmak üzere Hz.Muhammed’e bir elçi göndermişlerdir ve bu elçinin adı da Boğdüz -aman idi. Bu kişinin Buğdüz boyunun ilbeği ve Kurmançların -Amannuan sülalesinin temsilcisi olduğunu da biliyoruz. Kürt kelimesinin İslam belgelerinde 7. asırdan sonra görünmesi bu yüzdendir. Görüldüğü gibi Kürtlerin ana vatanının Orta Asya olduğu ve asli kimliklerinin de Türk olduğu artık tartışılmaz bir gerçektir.


Araştırmacı-Yazar Rıza ZELYURT'un DTP İstanbul milletvekili Sabahat TUNCEL ilgili yazdığı bir yazısını aktarmakta yarar görüyorum. Sabahat TUNCEL'in ailesi Balaban aşiretine mensuptur. Balaban aşireti bilindiği gibi Oğuzların en cesur ve Türkçeyi en güzel konuşan boylarından biri olan BEYDİLİ boyuna mensuptur. Balaban boyuda maalesef Türk dilini unutarak zamanla Kürtçe konuşmaya başlayan birçok Türkmen aşiretinden sadece birisidir. Bu durumun sebeplerini hiç düşündünüz mü? Buna sebep olarak Osmanlı devletinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Türkmen aşiret ve cemaatlerine karşı milli bir politikasının olmamasını gösterebiliriz. Osmanlı Devleti 16. yüzyıldan itibaren asli unsurları olan Türkmenlere karşı adeta düşman olmuştur. Keyfi zorunlu iskânlar, ödenmesi imkânsız vergiler, bitmez tükenmez savaşlar nedeniyle Celali ayaklanmaları çıkmış, bölgede kan ve gözyaşı hiç dinmemiştir. Osmanlı Devleti Hamidiye Alayları kurdurarak Kürt aşiretleri silahlandırmış Türkmen aşiretlerini katlettirmiş ve bu bölgede yaşayan Türkmen aşiretleri Kürt aşiretlerine sığınarak zamanla kürtleşmişlerdir. Bugün yaşanan sıkıntıların temeli Osmanlı Devletinin halkına karşı gösterdiği yanlış tutumdur. Osmanlı sarayında beslenen bir şairin dilindeki bu şiir düşmanlığı net bir dille ortaya koyuyor.


“Türk'ün dilberidir gayetle inat
Şehir dili bilmez lisanı kubat
Lisanından eyler Türklüğün isbat
Hayvan gibi gözün diker samana”


Peki Kürtlerin Türk boyundan gelmesine rağmen Cumhuriyet dönemi sonrası bitip tükenmek bilmeyen ayrı bir federe devlet kurma sevdası nereden geliyor. Cumhuriyetten sonra Kürtlüğün iyice kaşınmaya başlamasının sebebi ise çok farklı. 100 yıl sonrasını düşünen İngilizler, Kut-ül Amare savaşında Osmanlı’ya verdikleri kayıpları ve küçük düşürüldüğünü düşünen İngilizlerin bu günkü Kürt sevdası ortaya çakmıştır. Amaçları Kürtlerin durmadan çocuk yapmaları ve burada büyük bir “Kürt Devleti” kurun talimatları olmuştur. Türkiye’nin batısını iyi analiz edip bu bölgenin ülkemizden ayrılması için durmak bilmeyen çalışmalarını Fransızlarla birlikte tam 100 yıldır devam ettirmektedirler.


1978 yılında, Lice'nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve kendisini destekleyen 21 kişi tarafından kurulan PKK'nın ideolojisi, 2005 yılına kadar Marksizm-Leninizm, ardından demokratik konfederalizm üzerine kurulu olmuştur. Bu bölgede güç kurmak isteyen Rusların desteklediği Öcalan, bu düşünce etrafında silahlandırılarak Rusların kontrolünde bir güç olması amaçlanmıştır.


2005 yılından sonra ise Amerikan Emperyalizminin desteğini alan Kürtler, tam bağımsız bir Kürt devlet kurma hayalleri üzerine inşaa edilmeye başlanmıştır. 2005 yılından itibaren bu bölgede adeta üs kuran batılılar Türkiye’nin eski Osmanlı’nın gücüne kavuşma korkusu ile Kürtleri silahlandırmayı hızlandırmıştır. Suriye savaşı esnasında bu bölgede kalıcı bir güç kalmasını istediği Kürtlere binlerce tır silah, araç ve mühimmat desteği vererek PKK dan sonra PYD’yi desteklemektedir.


Günümüze geldiğimizde ise 4 parçalı Kürdistan’ın Irak ve Suriye ayağı bu iki ülkenin parçalanarak Kürdistan kurulması için federal yapıya kavuşturarak Büyük Kürdistan’ın alt zemini oluşturulmuştur. Geriye kalan Türkiye ve İran ayağı için ise bu gün İran ve ülkemize uygulanan ambargolar önümüzdeki yıllarda bu 2 parçasında birleştirilerek Kürdistan’ın kurulması için ülke politikalarını tam 100 yıldır olduğu gibi bıkmadan usanmadan sürdürmektedir.


Aslında bu kadar yazıdan sonra ne anladınız bilemiyorum. Ancak benim anladığım Türk’ü Türk’e kırdırmadan Türkleri tarihten silmezsiniz. Tarihten Türk’ü başka türlü silmenin doğrusu yoluda imkansızdır. Bu hedefi gerçekleştirmek üzereler.


Biz bir olamazsak, iri olmazsak, diri olmazsak tarihini Kürtlerle, Türkmenlerle kurduğumuz bu ülkeyi yarınlara nasıl taşıyacağız?


Bu günkü olduğu gibi yüzümüzü batıya dönersek, arkamıza aldığımız doğuyu unutursak emin olun yok oluruz. Köklerimiz Asya’dır. Atalarımız Asyalıdır. Kökünü unutan Türkler asla batılı değildir. Batılı olmak vahşettir. Batılı olmak sömürgeciliktir. Batılı olmak M. Akif’in deyimiyle canavarlaşmaktır. Biz Türklerin var olabilmesi için batının tuzaklarını bozmak zorundayız. Batı asla bizi içine almaz. 1071 den beri batının bağnazlığı ve kurnazlığı ile savaşıyoruz. Bu savaşı 951 senedir hiç kaybetmedik. Hep kazandık, hep onların düzenine çomak sokarak ayakta kaldık.


Batı hayranı Türk ve Kürt kardeşlerime buradan sesleniyorum…


HEP BİRLİKTE KAYBEDİYORUZ!


UYAN KARDEŞİM!
Bİz kardeşiz.
Sevgili Kürt kardeşim sen oğuzların 24. boyu olan Buğdüz boyundansın unutma!!!


PKK ve PYD dediğiniz şey Rus Marksist-Leninizm ve Amerikan Emperyalizmin sizi bize, bizi size öldürtmeye çalışan korkak batının idealizmidir. Birliğimizi dirliğimizi başka türlü bozamazlar. Biliyorlarki biz bir olursak batı diye bir şey kalmaz.


Buna mecburlar…


Efendim uzun bir yazı olduğunu biliyorum. Ancak bu yazı için epey bir araştırma yapmak zorunda kaldım. Elbette tarihimiz bir, geçmişimiz aynı.


Lütfen silahları birbirimize doğrulamaktan vaz geçelim. Bu savaş emin olun 1000 yıl bitmez.


Selam ve dua ile.


Saygılarımla

Tüm yazılarını göster