Mehmet Ali Erbil'den şoke eden itiraflar!
Son zamanlarda yaptığı açıklamalarla geniş kitleler tarafından yoğun bir şekilde eleştirilen Mehmet Ali Erbil, konuk olduğu canlı yayında son dönemdeki çıkışlarına dair açıklamalarda bulundu. Erbil yaptığı evlilikler ve özel hayatına dair de şaşırtıcı laflar etti.
Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programına Mehmet Ali Erbil konuk oldu. Canlı yayında samimi açıklamalarda bulunan Erbil, Cem Yılmaz'ın projesini küfürlü bulduğuna dair açıklamasını yinelerken beğendiği oyuncuları da açıkladı.
Mehmet Ali Erbil'in yaptığı açıklamalardan dikkat çekenleri şöyle:
Mesleğimi çok severek yapıyorum. Tanınmışlığın götürüsü de oldu. Hiperaktiftim küçüklüğümden beri. Hayatım boyunca zararlarını gördüm. Sululuk demeyeyim de onun dibini görmüşlüğüm vardı. Yaptığım programların çoğunun içi boştu, onları ben kendime uydurdum. Çarkıfelek de öyle sevildi. Haftanın her günü birinci oluyorduk, o dönemlerde efsaneydi. Canlı yayın, her an patlamaya hazır bir bomba. Herkesin başına gelebilir, insanlık hali. Dünyada canlı yayında en çok şov yapan insanlardan biriyim.
"EKRANDA KÜFÜR ETTİĞİM YOKTUR"
Tamamen küfürlü, sırf 10 dakika küfür dolu. Tamamıyla küfür üzerine kurulu bir film. Cem Yılmaz da akıllı bir çocuk. Belki yeni bir kulvar yeni bir yol bulmak istediler. Belki Amerikan filmlerinden yola çıktılar. Türk sinemasında böyle bir örneği yok. Ben de eleştirdim bir sanatçı olarak. Konservatuvar mezunuyum. RTÜK var sonuçta. Özel televizyonlarda reklamlarda bile konuşanlar için özel denetim yapılırdı. Türkçe ve diksiyon düzgün olacaktı. Benim hiç ekranda küfür ettiğim yoktur, bunu kimse söyleyemez. Filmlerimde de böyle bir argo yok. Ben kendi çocuğumun da izlemesini istemem.
Babamın en çok istediği benim tiyatroda kalmamdı. Hayat öyle gelişmiyor, ben de tiyatrodayken bile aykırıydım. Başbakanlığa bağlı ve Demirel'di Başbakan. Ben de onun taklidini yapardım ve her ay maaşım kesilirdi. 18 yaşında en başarılı oyuncu seçildim. O yaşta DT'de oynayan ilk öğrenciyim. Müzikal teklifi geldi. Bana özel verildi ve ben bir ayda aldığım maaşı bir gecede aldım. Otobüsle giderken işe taksiyle gitmeye başladım, daha çok ünlendim. Tek kanallı dönemdeyiz. TRT daha siyah beyaz. Ben ilklere imza atıyorum TRT'de, Çiğdem Tunç'la, Derya Baykal'la. Asla pişmanlık duymadım. Konservatuvara girdikten sonra geçen 50 yıl.
"HERKES BENİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİL"
Ben her zaman doğruyu yanlışı söylerim. Ben gerektiğinde bundan 15 sene önce de yanlış gördüğüm bir şeyi de söyledim. O zaman da linç edildim. O zaman da AK Parti taraftarlarınca linç edildim. Los Angeles'ta doktor beklerken ben kendim iyileştim çıktım. Burada öyle mi? Kapıda beklerdi insanlar. İnsanlarımız yararlanıyor. Ben de yararlanıyorum. Amerika'da görmediğim hizmeti Türkiye'de gördüm. Özel sigortam da yok. Benim söylediklerim sağlık alanıyla ilgiliydi. Yadsımadım yapılanları, ne var bunlar yalan mı? Ekonomi de kötü dedim.
Sağlığım kontrol altında. Ayda bir rutin bir ilaç kullanıyorum. İyiyim maşallah. Canım halkım benim kötülükle beslenmeliyim. Egolarım, komplekslerim yok. Herkes beni sevmek zorunda değil, ama ben kendimi çok iyi biliyorum. Kamera arkasında yaptıklarım da var. Onlar benimle Allah arasında. Çalışmak zorundayım. 26 yıldır nafaka veriyorum, rekor bendedir. 26 yılı geçenler varsa arasın! Yasmin'e veriyorum üniversite okuyor. 25 yaşında ama ikinci sınıfa geçemedi. Çocuklarımın anneleri çok güzel ve onurlu insanlar. Çocuklarımın ve bütün eşlerimin geleceklerini garanti altına aldım. 4 evlilik yaptım, hiçbir eşime elimi kaldırmadım.
"AĞABEYİYLE AYNI ODADA YATIYORDUK"
40 yıldır kumar oynuyorum. Ama hep zevk için oynadım ve dikkatli oldum. Benim kadar oyun oynayan bir insanın sürünmesi lazım.
İlk eşime çok aşık oldum, 20'li yaşlardaydım ve iç güveysi gittim. Nişanlıydık, rahmetli babası hakimdi, ağabeyiyle aynı odada yatıyorduk. Çok aşıktım, o da benimle bir oyuncak gibi oynardı. Hep çok eşliydim. Evliliklerimde hatalar yaptım. Keşke yapmasaydım dediğim oldu. Çok aşıktım bir eşime, gece rüyamda ayrıldığımızı görürdüm, kalkar ağlardım. Sonra öğlen gider aldatırdım. Anne baba sevgisi hiç görmedim gibi bir şey.
Bu yedekleme dürtüsü bence. Kendi kendime çözdüm bunu. Sedef'le evliyken son eşime aşık oldum. Ona çok haksızlık ettim. Başıma ne geldiyse onun yüzünden. Melek yüzünden. Öyle bir karakteri yok. Şimdi evli, o yüzden konuşmak istemiyorum. Ona çok haksızlık ettim. Son eşimle de aynı şeyler başıma geldi. Onunla da aldatma yüzünden boşandık. Dört kere evlendim ya dördü de Ankaralı. Şaka gibi değil mi? Dördü de Oğlak burcu. Nergis, İkizler galiba.
"KIZIM YAŞINDA BİRİYLE OLMAK NORMAL GELİYOR"
Kızımdan küçük biriyle olduğum doğru değil. O bir yanlış anlaşılmaydı. O yaştaki biriyle sevgili olurum neden olmayayım? Asla öyle bir önyargım yok. Normal geliyor kızım yaşında biriyle birlikte olmak. Seda Sayan'a normal geliyorsa, bana da normal geliyor. Ben kimsenin hayatına karışmıyorum. Yasmin, biraz hayatıma karışıyor. Anasına çekmiş o, çok dik duruşludur. Sezin hep yanımda oldu. Torun da var, o duyguyu da tattım. Oğlum da ergen. 16 yaşında, biliyorsunuz. Benimle bile fotoğraf çektirmiyor. Yasmin'i ben yetenekli olduğu için sanat dünyasına soktum. Amerika'da bir projem var. 6 filme önerdi bizi. Tolga Yüce diye de bir arkadaşım var, Türkiye'den sadece 2 kişiyi alıyor.
"İBRAHİM TATLISES İLE KADERİMİZ AYNI"
Seda Sayan çok iyi dostumdur, İbrahim Tatlıses de öyledir. Hastalığım sürecinde desteğini unutmadığım Hülya Avşar vardır. Beni komadan sonra ilk dışarı çıkaran Hülya Avşar'dır. Seda Sayan ile bir aile gibiyiz. Oğlu benim elimde büyüdü, benim kızım onun elinde büyüdü. İnsanlar tabii ki bilmiyor kamera arkasında neler dönüyor. Halbuki sanatçılar çok hassas insanlar. Benim çocuklarım, İbrahim Tatlıses'in çocukları gibidir. İbrahim Tatlıses ile kaderimiz aynı. Her ay buluşuruz, konuşuruz.
Ben de 3-4 defa dost kazığı yedim. Herkes dolandırılıyor. Beni arkadaşım dolandırdı.
Serdar Ortaç'a çok tavsiye de bulunduk. Kumara teslim olmamak gerekiyor, esiri olmamak gerekiyor. Sanal alemin bile esiri olmamak gerekiyor. Ben de hiç ne kumarım eseri oldum ne de sanal alemin esiri oldum. Ben eski günlerim adına yapıyorum TikTok videolarını. Benim oradan gelecek paraya ihtiyacım yok. Öyle bir dünya paralar da kazanılmıyor. Bana eski günleri hatırlattığı için yapıyorum. Göz göze gelip konuşacağım bir platform yok. Z kuşağını izliyorum.
5 senede ergen bir çocuğum oluştu, gelişti. Beni bu konuda o yaşında çok uyardı. Arkadaşlarım gelebiliyor eve. Eşcinsel arkadaşlarım çok var, eleştirmedim, yadırgamadım ama çocuğum beni çok eleştirdi. Çocuğum sordu, bunlar erkek mi, kadın mı? Bir şüpheye düştüm, bunun üzerine bir şapkamı önüme koydum. Siz ister misiniz çocuğunuzun eşcinsel olmasını. Sapkınlık dememi belki çok sert algıladılar. bir psikiyatr bunu çok normal sayabilecek mi? Arkadaşlarım bana alınmadı çünkü beni biliyorlar. Ağzımdan "sapkınlık" çıkmış olabilir ama "cinsel tercih" denilmeli. Saygı duyuyorum. Bugün azınlıklardan Rum lobisinin başkanı beni arayıp, benden röportaj istiyor. Kimi beni eleştirmiyor?
"RECEP İVEDİK, ERŞAN KUNERİ GİBİ DEĞİL"
Şov programlarını hiç izleyemiyorum. Genelde YouTube'da yayınlanıyor galiba. Onunla da pek aram yok. Hasan Can Kaya'yı da duydum, küfür üzerine kurulu bir program. Bence milyonlar izliyor olamaz. Türkiye 85 milyon. En fazla izleyen 1 milyondur. O, 3-4 milyonlar yalan dolan. Biz hakaret duymaya alışkın mıyız? Okan Bayülgen hiç hakaretle bir yayın yaptı mı? Çünkü donanımı ve zekası yok. Şimdi işler biraz daha ucuzladı. O arkadaşın background'u nedir ona bir baksınlar.
İlker Ayrık'ı severim. Şafak Sezer'i de çok severim, çok gülerim. Küfür etmiyor, tamamen yetenekle. Şahan Gökbakar da çok yetenekli ve donanımlı. Recep İvedik, Erşan Kuneri gibi değil. Devamını çekiyorlarmış bir de. O platformu da tebrik ediyorum, nasıl çekiyorlar? Küfür ediyor, bir de üzerine para veriyorlar. Çocuklarla seyrediliyor birçoğu. Bir de sosyal mecra var çocukların elinde.
Ekranlardaki olaylarda hepsinde de hata bende değildi doğrusu. Bazı potlar oldu, ağzımdan çıkan bazı yanlış kelimeler oldu. Hiçbirinde de suçlu bulunmadım. Her seferinde de kanal suçlu bulundu. Kanal bunun önlemini almak zorunda, sunucu bütün riskleri üstlenmek zorunda mı diyorlar. Çarkıfelek dışındakilerin hepsi içi boş programlardı, ben dolduruyordum. Pantolonlarını sıkı sıkı bağlıyordur, donlarını indiriyordum içlerinden yünlü kıyafet falan çıkıyordu. O gün yine her zamanki gibi rutin şeyi yapıyoruz, asker dur diyoruz, indir, indirdik her şey indi. AİHM'ye gitti, kanalın suçu dediler. Adam mı bakacak? Hem sunuculuk yapacak hem tuman mı bağlayacak. İlk gösteren benimdir. Hiçbir suçum yok. Ağzımdan çıkan bir şeyde de yine linç edildim ama hiçbir suçum yok.
"HER GÜN AĞLARDIM"
Çarkıfelek'i yapmayı çok isterim. Haftada bir gün belki yapma durumumuz olabilir. Bir zamanlar fenomendi. Ramazan demek, Çarkıfelek demekti. Ramazan eğlencesi gibi bir şeydi.
Birisi bana dava açtı ama o da ekranda olan bir şey değil. Program devam ediyor ama o arada sesiniz giriyor içeriye. Araba isteniyordu, o sırada oldu. Kötü bir şey çıktı ağzımdan. Telsiz karıştı yanıma dedim, araba verdim. 1 ay sonra mahkeme celbi geldi, tazminat da aldılar. Bizim insanımız böyle maalesef. Parmak yapma hareketinin patenti bende.
14 yaşında anne babam tarafından yatılı okula bırakıldım. Her gün ağlardım, evlatlarımı ben böyle büyütmeyeceğim diye kendime söz verirdim ama bunlar başıma geldi. Çocuklarıma elimden geldiğince iyi bir baba olmaya çalıştım. Çok hoşgörülü ve özgürlükçü bir baba oldum. En iyi tarafım oldu. Bir kez bile sesimi yükseltmemiştim. Sesimi yükseltsem içeri gider ağlardım. Anneden de öyle terbiye gördük. 40 yaşıma geldiğimde bile babama "babacığım" derdim. Babamın yanında bacak bacak üzerine atamazdım. Babam beni çocukluğumdan beri kucağına alıp sevemedi. O da çok kötü bir şey. Çocuklarımı en çok sevgisizlikten korumak istedim. Hep yanlarında oldum. İşimde bile yanımda oldular. Çocukluğumdan hatırladığım güzel anılar yok. Olsa muhakkak hatırlarım.