Merdivenli Yol
Yaşamadan, yaşıyoruz.
Okuldan eve dönerken hanımeli özünü emdiğimizi anımsıyorum, akabinde bakkaldan aldığımız o sihirli kutuları.. Ancak sihir neresindeydi hala anımsayamıyorum..
Henüz okul kıyafetlerimi çıkarmadan aradan çıksın diye yaptığım ödevler, ertesi güne hazırlanan okul çantası -çünkü biliyorum ki aklım bunlarda kalacak- sonra bir telaş yenen yemek ve dışarıya, arkadaşlarıma koşuşum ve de bitmek bilmeyen oyunlar; çünkü hayal gücü sonsuz.. Öyle bir oynamak ki gecelere kadar; eve defalarca çağrılışım ve pes edip, annemi de peşimden sürükleyişim.. Hele ki yaz tatillerinde hiç eve girmeyişim; defalarca ismimi haykıran annemi ikna edişim ve benim için hazırladığı öğle yemeğim olan ekmek arasını da dışarıda yiyişim, saçımı taramak için peşimden dışarı gelmesi.. Bakkala yollanıp, aldıklarımı poşetle yukarı, eve yollayışım.. Sadece düşüp, bir yerimi incittiğimde, temizlenmek için eve çıktığımı anımsıyorum. Geceleri de bahçede komşularla semaver keyfi yapılır ve biz küçüklere, büyükler de eşlik etmiş olurdu. Ahh o kalabalık, mahallece oynanan gece saklambaçları..
Tabii o zamanlar farkındalık yeterince gelişmemiş; ekonomi, politika, gelecek kaygısı gibi konular önceliğimiz değil.. Ama biliyor musunuz? Yine de aslında kimse çocukluğuna dönmek istemiyor; çocukken yaşadığı o duyguları, anları özlüyor. Şimdi o merdivenli yoldan arkadaşımla eve yürüsem, hanımelinin özünü emsek yine ve ardından bakkaldan o sihirli kutuları alsak? Aynısı gibi bile olmayacak.
Sadece nefes almak değil yaşamak. Evden-işe, işten-eve gitmek, misal ev geçindirebilmek değil.. Bir ev ya da araba sahibi olmak ya da... Hayır, tüm bunlar ne yazık ki yeterli değil.
Elbette ki şükredilecek çok şey var; kimimizin durumu, kimimize kıyasla çok daha iyi.. Ama mesele bu değil ki! Mesele yaşamak. Çocukluğumuzdaki gibi hanımelinin özüne doyasıya varmak, kahkaha sesleri arasında doğada olmak, özgür, mutlu, huzurlu, neşeli, sevecen, enerjik ve güvende olup, hissetmek! Gerçek sihir bu.
Yaşamak için varız. Sadece var olarak yaşayamayız. Çocukluğunuzdaki gibi fütursuzca yaşayın, karnınızı doyurduğunuz gibi ruhunuzu da doyurun.