Mikro bakışlı bir yönetici misiniz?
Mikro bakışlı bir yönetici misiniz?
Yönetici koçluğu yapan Umut Kısa, kimsenin mikro bir yönetici tarafından yönetilmek istemediği belirterek, “Tüm çalışanlar demotive olur, kendilerini değersiz ve güvenilmez hissederler. Ancak günümüz dünyasında mikro yöneticilerin hiç de az olmadığını söyleyebiliriz” diyor.
“Detaylara çok fazla dikkat etmek ve üzerinizde taşıdığınız sorumluluk nedeniyle, omuzlarınız ağırlığı daha fazla kaldıramıyorsa siz bir mikro yöneticisiniz” diyen Umut Kısa’ya göre bu yöneticilerin özellikleri şöyle:
“Sadece negatif taraflara odaklanmak çoğunlukla mikro yönetici dediğimiz ve duygusal yetkinliklerden çok analitik yetenekleri gelişmiş yöneticilerin önemli özelliklerinden birisi. Teşekkür ettiklerinde insanların şımaracaklarını ve daha az çalışacaklarını düşünüyorlar. İlginç olan, bilim bunun tersini söylüyor: Ancak siz mutlu olduğunuzda ve sizinle çalışanları mutlu ettiğinizde onlar da fırsatları gören bir yapıya geçebiliyorlar.”
Umut Kısa, “Kendini İşten Fethet” adlı kitabında mikro olmayan ve ilham vermek isteyen liderlerin özelliklerini şöyle ifade ediyor:
İnsanların görevleri olarak gördüğünüz şeyler için dahi teşekkür edin. Teşekkürünüz politik olmaktan ya da kibarlıktan kaynaklanmasın. Gerçekten minnettar olun. Unutmayın, sizin liderliğinize destek oluyorlar. İnsanlara, onların güçlü yönlerine göre işler verin, herkesten her şeyi beklemeyin. Güçlü yanlarını hem takdir ederek hem de onlara anlatarak fark etmelerini sağlayın. Samimi olun, hissetmediğiniz bir şeyi söylemeyin. Fark etmeyeceklerini düşünebilirsiniz ancak garanti ediyorum, fark edeceklerdir. Omuzlarınızda apoletleriniz olduğu sürece size geri bildirim vermeyeceklerdir. Bu sizin narsizminizi körükleyecektir. Ne kadar demokratik olduğunuzu düşünürseniz düşünün, mutlaka geri bildirim alın, hatta bunun için karşınızdakini zorlayın. Benim sevdiğim sorulardan 2 tanesi şunlardır: “Benim en sevmediğin özelliğim ne?” ve “Benim için en az bir negatif şey söyleyecek olsaydın bu ne olurdu?”
Umut Kısa, kendi kitabında yer verdiği stratejiyi kısaca şöyle tanımlıyor:
Evet, bu sayede top kaptırmıyordum ancak sorumluluk almadığım için de takımıma yaratabileceğim maksimum faydayı yaratmıyordum. Eğer hata yaparsam birileri beni kötü görebilir ya da başarısız olarak addedebilirlerdi. Ben şimdilerde buna “KAÇINMA” stratejisi diyorum.
Aynısını katıldığım icra komitesi toplantılarında da uyguladım. Ne kadar az konuşur, ne kadar az katkı sağlarsam o kadar az hata yapardım. İlerleyen dönemlerde daha fazla sorumluluk alıp, daha fazla katkı sağlamaya başladığımda ise benim için her şeyin değiştiğini fark ettim. Doğrusu artık liderlik yapıyordum. Yeni stratejim “KAZANMA” stratejisiydi. Her lider için sorumluluk almak en önemli yetkinliklerden biridir. Kaçınma stratejisi ile idare edebilir ve belki işten atılmazsınız, ancak kazanma stratejisi sizi istediğiniz yere götürebilir.”