Prince Gyasi imzalı 2024 Pirelli Takvimi “Timeless” Londra’da tanıtıldı
Gyasi başlangıçta fotoğraf makineleriyle denemeler yapsa da ilk karelerini yakalamanın en iyi yolunun akıllı telefon olduğunu keşfetti. Annesinin doğduğu ve bir süre önce Boxed Kids adıyla eğitim amaçlı bir sivil toplum kuruluşu kurduğu yoksul Jamestown bölgesinde gençlerin fotoğraflarını çekti. Fotoğrafları, kendi topluluğunun atmosferini ve canlılığını yakalayan görsel hikayeler anlatıyor ve Batı Afrika gelenekleri hakkındaki kendi söylemini yansıtıyor.
Renkler, Gyasi’nin eserlerinin temel unsurlarından birini oluşturuyor. Görsellerinde canlı blok renkler ve keskin kontrastlar kullanan Gyasi, fotoğraf öznelerinin yanına genellikle canlı kırmızılar, maviler veya pembeler ekliyor. İddialı estetiğiyle izleyiciye sunduğu hiper gerçeklik bazen dijital olarak artırılıyor ve nörolojik sinestezi olgusundan filtrelenen dünya deneyimlerini yansıtıyor. Bu sayede duyular arasında sıra dışı bir etkileşim yaratılıyor; başka bir deyişle izleyici bir şeklin “tadını” alabiliyor veya bir rengi “duyabiliyor”. Gyasi’ye göre bu olgu kelimelerle renkleri ilişkilendirmesini sağlıyor. Örneğin Çarşamba günlerini su mavisi olarak görüyor. Eserlerini “renklerle terapi” olarak gören Gyasi renklerin, insanların ruh sağlığı ve mutluluğu üzerinde pozitif etkisi olabileceğine inanıyor.
Geçmişte DJ’lik yapan ve futbol oynayan Gyasi, sanatı seviyor ama başta futbol olmak üzere müzik ve spora daha da derin bir tutku duyduğunu ifade ediyor.