"Onlar adına utanıyoruz"
Kırmızı Kedi Yayınevi, yazarı Sabahattin Önkibar’ın “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey” kitabı hakkında verilen toplatma kararıyla ilgili açılama yaptı. Yayınevi’nin avukatı Celal Ülgen de, toplatma kararının kaldırılması için Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Konuyla ilgili Türkiye Yayıncılar Birliği de açıklama yaptı.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nin yaptığı açıklamada, “Bu ülkede Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey toplatılıyorsa Cin Ali serisi dışında her kitap her an toplatılabilir demektir. Bu duruma itiraz etmek sadece bizim değil, bütün yayıncıların, gazetecilerin, yazarların üstüne vazifedir. Değinmeden geçmeyelim. Ses çıkarmayanların, görmezden gelenlerin de farkındayız. Onlar için üzülüyor, onlar adına da utanıyoruz.” ifadeleri dikkat çekti.
Kırmızı Kedi Yayınevi açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı; “Türkiye’nin yeniden ‘kitapların bombalardan daha tehlikeli’ sayıldığı bir döneme girdiği anlaşılıyor. Bu yeni dönemde nasıl bir tutum alacağımızı merak edenler, geçmişte FETÖ kumpasları esnasında yaptıklarımıza bakabilir. Kırmızı Kedi Yayınevi olarak şimdiye kadar kitaplara ve yazarlara yönelik her türlü baskının karşısında olduk, bundan sonra da olacağız. Bu vesileyle bir kere daha bizleri yalnız bırakmayan okurlarımıza teşekkür ediyoruz.”
Kırmızı Kedi Yayınevi’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“19 Ocak Perşembe günü piyasaya verdiğimiz, yazarımız Sabahattin Önkibar’ın kaleme aldığı Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey isimli kitabımız hakkında aynı gün yapılan toplatma talebi ve bir gün sonra verilen toplatma kararını şaşkınlıkla karşılıyoruz. Söz konusu kitapta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin manevi kişiliğine ağır saldırı olabileceği ve bunun bir mağduriyete neden olabileceği iddiasıyla dağıtımın tedbiren durdurulması istenmiş; bunun üzerine de Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, itirazı kabil olmak üzere, hiçbir somut gerekçe göstermeden kitabın dağıtımının durdurulmasına karar vermiştir. Bu durumun Türk Hukuk Tarihi’nde bir benzeri olup olmadığını bilmiyoruz çünkü toplatma başvurusunu yapanın da kararı verenin de kitaptan bir satır bile okumadığı anlaşılmaktadır. Kitabın piyasaya çıktığı gün yaklaşık 200 sayfalık bir kitabın hem başvuruyu yapanlar hem de toplatma kararını verenler tarafından okunması ve hukuki açıdan değerlendirilmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Nitekim başvuruda da kararda da kitabın neresinde, hangi sayfasında ne gibi tehditlerin yer aldığı ve hangi tür kişilik haklarına saldırı olduğu belirtilmemiştir.
Başvuruda bulunan ve kararı verenler içeriğine bir göz atsalardı kitabımızda siyasi eleştiri dışında bir şey olmadığını; hiç kimseye hakaret edilmediğini, kimsenin kişilik haklarına saldırılmadığını görürlerdi. Kırmızı Kedi logosuyla çıkan bir kitapta böyle bir şeyin olması mümkün değildir. Bunun nedeni birilerinden çekinmemiz ya da korkmamız değil işimize duyduğumuz saygıdır. Altını çizmekte fayda görüyoruz.
Toplatma kararı tarafımıza 23 Ocak 2017 Pazartesi günü tebliğ edilmiş; avukatımız Celal Ülgen toplatma kararı için gerekli itirazı hemen yapmıştır. Mahkemeden hem bu haksız toplatma kararını acilen kaldırmasını hem de bizim ve yazarımızın oluşabilecek maddi-manevi kayıplarının karşılanması için gerekli tedbirleri almasını istiyoruz. Biçim ve içerik bakımından bu kadar zayıf bir talebin ivedilikle reddedilmesi gerekir. Son yıllarda ülkemizde hukukun büyük yaralar aldığı ortadadır ama biz yine de Ankara’da hakimlerin olduğuna inanmak istiyoruz.
Türkiye’nin yeniden “kitapların bombalardan daha tehlikeli” sayıldığı bir döneme girdiği anlaşılıyor. Bu yeni dönemde nasıl bir tutum alacağımızı merak edenler, geçmişte FETÖ kumpasları esnasında yaptıklarımıza bakabilir. Kırmızı Kedi Yayınevi olarak şimdiye kadar kitaplara ve yazarlara yönelik her türlü baskının karşısında olduk, bundan sonra da olacağız. Bu vesileyle bir kere daha bizleri yalnız bırakmayan okurlarımıza teşekkür ediyoruz. Onlardan güç alıyor, onların bize olan güvenlerini boşa çıkarmamaya çalışıyoruz. Korkumuz ve üzüntümüz sadece ülkemiz içindir. Varsayım üzerine kitap toplatılması, bizleri nasıl bir geleceğin beklediğini göstermektedir. Bu ülkede Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey toplatılıyorsa Cin Ali serisi dışında her kitap her an toplatılabilir demektir. Bu duruma itiraz etmek sadece bizim değil, bütün yayıncıların, gazetecilerin, yazarların üstüne vazifedir. Değinmeden geçmeyelim. Ses çıkarmayanların, görmezden gelenlerin de farkındayız. Onlar için üzülüyor, onlar adına da utanıyoruz.
Saygılarımızla…
Kırmızı Kedi Yayınevi”
KIRMIZI KEDİ AVUKATI CELAL ÜLGEN’DEN İTİRAZ
Kırmızı Kedi Yayınevi avukatı Celal Ülgen, toplanma kararı verilen Sabahattin Önkibar’ın “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey” kitabı hakkında, toplatma kararının kaldırılması talebiyle Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi. İtiraz dilekçesinde toplatma kararının hukuka uygun olmadığını 7 madde ile anlatan avukat Ülgen, toplatma kararının kaldırılmasını istedi.
İşte Celal Ülgen’in itiraz dilekçesindeki ifadeleri:
“01.İhtiyati Tedbir İsteyenler Vekili Tarafından verilen 19.01.2017 günlü dilekçeye dayanarak sayın mahkeme tarafından müvekkilimiz şirketin yayıncısı olduğu kitap hakkında “tedbir isteyen tarafın kişilik haklarının zarar görme ihtimalinin güçlü olduğundan “ toplatma kararı verilmiştir.
02. Bu kitap henüz dilekçe verenler tarafından okunmamıştır. Ayrıca Karar veren mahkeme tarafından da okunmadığı gibi kitabın neresinde, hangi sayfasında ne gibi tehditlerin yer aldığı ve hangi tür kişilik haklarına saldırının bulunduğunu belirlenmemiştir. Her şey afakidir ve salt dilekçe verenlerin beyanları esas alınmıştır. Aslında Kitapta kesinlikle herhangi bir hakaret içiren ve kişilik haklarını ihlal eden bir içerik bulunmamaktadır.
03. Bu açılardan bu karara itiraz ediyoruz. Bu karar ile Türkiye’de düşünce özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün temeline dinamit konmaktadır. Varsayımlarla, çıkarsamalarla soyut savlarla kitap toplatma kararı verilmesi hiçbir kanuna ve hiçbir içtihada dayanmayan hukuksuz bir işlemdir.
04. Başvuruda bulunan yayınlanacak olan kitapta Devlet Bahçeli’nin manevi kişiliğine ağır bir biçimde saldırı olacağını belirtiyor. Peki hangi sözleri ile ve kitabın hangi bölümünde böyle bir ağır saldırı vardır. Mahkemenin öncelikle bu hususu irdelemesi ve gerekçesine de her türlü kuşkudan uzak bir biçimde somut olarak yazması gerekirdi.
05. Ayrıca bu toplatma ve dağıtım durdurma kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesinde düzenlenen ifade ve basın özgürlüğünü ihlal anlamı taşımaktadır. Bu karar başlı başına bir düşünce özgürlüğüne müdahaledir. Kitaplar, gazeteler ve dergiler hakkında verilen “dağıtımın durdurulması” ya da dağıtılanların toplanmasına ilişkin kararlar da yayınların durdurulması niteliğindedir. Verilmiş olan dağıtımın önlenmesi ve dağıtılan kitapların toplanması kararı ifade özgürlüğüne yapılan açık bir müdahale olması yanında Basın Kanunun 3. maddesinde yazılı sınırlandırmanın meşru amaçlarına uygun ve gerekli olması kuralına da aykırıdır.
06. Ayrıca kararda her ne kadar HMK 391. Maddesi kapsamında tedbir kararı verildiği belirtilmekte ise de HMK 391. Maddesi genel olarak ihtiyati tedbir düzenleyen madde olup 390. Madde de belirtilen koşullar gerçekleşmeden verilemez. Örneğin 390/3. Fıkra “(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. “ şeklindedir. Buradan da davacının ve tedbir isteyenin kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ortaya koyması için önce kitabı okuduğunu beyan etmesi gerekir. Bu beyanı bile ileri sürememişlerdir.
07. Müvekkilimiz Kırmızıkedi Yayınevi aslında sorumluluğunun bilincinde olan bir yayınevidir. Kitapta tam tersine MHP’ye ve Devlet bahçeliye kimi yerde övgüler bulunmaktadır. İleride Müvekkilimiz yayınevinin bu kitabın haksız ve hukuksuz olarak toplatılmasından dolayı uğradığı zararları buna neden olan kişilerden isteme hakkı her zaman bulunmaktadır. Kitabın yayınevlerine verilmesinden sonraki satış grafiği bu tazminatın maddi koşullarını belirleyecektir. Aslında bu kitabı kararın veriliş tarihinden sonra başvuruda bulunanlar okuma fırsatı da bulmuş olmalılar. Hiç değilse şimdi hangi sayasından hangi ibarelerden rahatsızlık duyduklarını belirtmeleri gerekirdi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi kişilik haklarını ihlal eden bir durum bulunmamaktadır. Kitap tamamen basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü çerçevesinde kalmış bu hakları aşmamış bir çerçeve taşımaktadır.
SONUÇ VE İSTEK : Yukarıda saydığımız nedenlerle: haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun dağıtımın durdurulması ve dağıtılan kitapların toplanmasını içeren 20.01.2017 günlü ve 2017/6 E ve 2017/6 K sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.”
TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA
Türkiye Yayıncılar Birliği de Evrensel Basım Yayın’ın faaliyetlerinin engellenmesiyle ilgili olarak, 23 Ocak 2017 saat 11.00’de Cezayir Toplantı Salonu’nda ortak basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısının açılışında konuşan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl yayıncılığın zor bir döneme girdiğini belirterek, son günlerdeki olumsuz gelişmelerden söz etti. Metin Celâl konuşmasında Sabahattin Önkibar’ın "Devlet Bahçeli ve Ülkücüler" kitabına piyasaya çıkmadan “tedbiren” verilen toplatma kararı, Zülfü Livaneli’nin “Huzursuzluk” kitabının afişlerinin OHAL nedeniyle engellemesini örnek verdi.
Ardından söz alan Evrensel Yayın Yönetmeni Cavit Nacitarhan, yayınevinin faaliyetlerini durma noktasına getiren süreci anlattı. 29 Ekim 2016 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile, yayınevinin de bağlı olduğu Doğa Basın Yayın şirketine bağlı üç derginin kapatıldığını, ardından dergilerin ofis katının mühürlendiğini ve Doğa Basın Yayın’a ait tüm hesaplar, taşınır ve taşınmaz mal varlığına bloke konduğunu belirten Nacitarhan, yayınevi kapatılmadığı halde bu işlemlerin yayınevinin ticari faaliyetlerini de engellediğini belirtti. Şirketin asıl faaliyetinin kitap yayıncılığı olduğunu vurgulayan yazılı itirazlarına yanıt alamadıklarını, iki ay sonra yalnızca Beyoğlu Vergi Dairesi’nden “faaliyetin durdurulduğu”na dair bir belge alabildiklerini, böylece Evrensel Basım Yayın’ın da fiilen kapatıldığının ortaya çıktığını söyledi.
Nacitarhan, “Her şeye rağmen Evrensel olarak faaliyetimizi sürdürüyoruz, fuarlarda yer alıyoruz, yazar ve çevirmenlerimizle görüşmeye devam ediyoruz. Şimdi her açıdan dayanışmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz ve PEN Türkiye Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Özcan söz alarak, karanlık günlerden geçildiğini ancak dayanışmanın ulusal ve uluslararası düzeyde, Uluslararası PEN’in de takibiyle sürdüğünü belirttiler.